Baykal'dan kadrolaşma iddiası
Abone olCHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında iktidara yüklendi. Hükümetin militan bir kadrolaşma içinde olduğunu iddia eden Baykal sert eleştiriler yöneltti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, militan bir kadrolaşma
anlayışının hükümetin temel politikası olduğunu ifade ederek,
''Hükümet giderek 70 milyonun hükümeti olmaktan çıkmakta hatta
kendisine oy veren bütün insanların hükümeti olmaktan çıkmakta, dar
bir çekirdeğin çıkarları için iktidar olanaklarını, devlet
yetkilerini kullanan bir anlayışın tutsağı haline dönüşmektedir''
dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya,
Türkiye'nin önünde değerlendirilmesi gereken çok önemli konular
bulunduğunu belirterek başladı. CHP Kadın Kolları'nın
dokunulmazlıkların kaldırılması istemini içeren kampanyalarına
ilişkin görüşlerini dile getiren Baykal, ''CHP'li kadınlar AKP'li
erkeklere meydan okumuşlardır, iktidara meydan okumuşlardır'' dedi.
CHP'li kadınların iktidara ''Kaçma, affın ve dokunulmazlık
maddesinin arkasına saklanma, hesap ver'' dediklerini kaydeden
Baykal, dokunulmazlık konusunu izlemeye devam edeceklerini söyledi.
Baykal, dokunulmazlığın, siyasetin omurgasında yeraldığını
belirterek, bu konunun çözülmesi gerektiğini söyledi. İktidarın bu
konuda verdiği sözler bulunduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
seçim öncesi bizzat söz verdiğini ifade eden Baykal, ''Ama hiçbir
şey yapmadılar. Dokunulmazlık dosyaları onları korkutmaya,
yıldırmaya devam etmektedir. Kadınlarımızı kutluyoruz, bu
kampanyayı destekliyoruz. Halkımıza buna destek vermeleri
çağrısında bulunuyorum'' diye konuştu. -''KADROLAŞMA RÜZGARLARI''-
Ülkede birçok sorun yaşanırken hükümetin kadrolaşma ile meşgul
olduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hükümetin
derdi kadrolaşma, kendi adamlarını oraya buraya yerleştirmek, oraya
buraya kök salmak. Acı bir manzara... Militan bir kadrolaşma
anlayışı bu hükümetin temel politikası olmuştur. Bu hükümet giderek
70 milyonun hükümeti olmaktan çıkmakta hatta kendisine oy veren
bütün insanların hükümeti olmaktan çıkmakta, dar bir çekirdeğin
çıkarları için iktidar olanaklarını, devlet yetkilerini kullanan
bir anlayışın tutsağı haline dönüşmektedir. Toplumdan, milletten,
halktan, ülkenin genel yararlarından soyutlanmakta, dar kadroların
hizmetine, emrine sürüklenmektedir. Önümüzdeki günlerde 500'e yakın
yeni hakim alınacak. Nasıl alınacak bu hakimler? Türkiye'de işe
adam alırken hangi ölçülerin kullanıldığını çok iyi biliyoruz.
Yetenek, beceri, başarı güven verici bir sınavla ölçülsün. Sonra ne
olacak? Ondan sonra mülakata çağırılacaklar. Mülakat yapacakları
kim seçecek? Siyasi otorite seçecek? Neyi ölçecekler? Sonuçta
bakacağız en başarılı öğrenciler 500'ün arasına girme olanağı
bulamamış, o 500'ün arasında kesinlikle yer alamayacak konumda
olanlar rahatlıkla hakim olarak göreve başlamış. Hakimleri
konuşuyoruz, Türkiye'nin geleceği bunlar... Yargıtay'da,
Danıştay'da Anayasa Mahkemesi'nde görev yapacaklar. Türkiye'de hak,
hukuk, adalet denilince onlar karar verecek. Yargı bağımsızlığı,
daha yargıcı alırken tasfiye içine girersen bir anlam taşır mı? Bu
yöntem yargıyı ciddi şekilde yaralayacaktır.'' -''HÜKÜMET KUŞKU
HEDEFİ''- Yeni polislerin de aynı seçme yöntemiyle işe alınacağını
savunan Baykal, iktidarın bu konularda ''Kuşku hedefi'' haline
dönüştüğünü, bütün kurumların politize edilmek istendiğini ifade
etti. Merkezi otoritenin yetkileri yerel yönetimlere aktarılırken
de önemli gelişmeler yaşanacağını kaydeden Baykal, bu sürecin
tasfiye ile sonuçlanacağını iddia etti. Baykal, bu sürecin müthiş
bir kadrolaşma ile biteceğini ifade ettiği konuşmasında, ''Bunun
yaratacağı kadrolaşma rüzgarları Türkiye'yi bütün coğrafyalarında
allak bullak edecek'' diye konuştu. -''ÇİFTÇİ ARKASINDAN
HANÇERLENDİ''- Konuşmasında tarım üreticilerinin sorunlarına
değinen Baykal, hükümetin buğday fiyatları ile ilgili yeni
politikasının üreticiyi daha da perişan ettiğini, çiftçiyi kendi
kaderine terk ettiğini kaydetti. Fiyatların Adana'da 280-320 bin
lira, Eskişehir 310-330 bin lira, Konya'da ise 300-320 bin lira
arasında oluştuğunu bildiren Baykal, bu manzaranın buğday
üreticisinin geçen yıl yaşadığı ''Piyasa afeti''ni bu yıl daha da
ağır yaşayacağını gösterdiğini kaydetti. Hükümetin politikasının
çiftçiyi can evinden vurduğunu ifade eden Baykal, ''Hükümet
açıklamalarıyla borsada fiyatların daha da aşağıya çekilmesine
neden olmuştur. Çiftçi ihanete uğramıştır, arkasından
hançerlenmiştir'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, hükümeti, zaman
kaybetmeden önlem almaya ve bu yılki hububat politikasını
değiştirmeye çağırdı. Çay alımları nedeniyle Rizelilerin de perişan
olduğunu kaydeden Baykal, Başbakan Erdoğan'ın 2002 yılında çaya 750
bin lira fiyat vereceğini açıkladığını, ancak verilen en son
fiyatın geçen yılki 460 bin liralık fiyat olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın geçen yıl Rizelilerin karşısına çıkamadığını ve
fiyatın Trabzon'da açıklandığını savunan Baykal, ''Bu yıl
Başbakan'ı Rize'ye gidip Rizelilerin yüzüne bakarak fiyat
açıklamaya çağırıyorum. Aldatmacaya dayanan siyaset böyle oluyor,
sonuçları da bu oluyor. Başbakan'dan hemşehrilerinin sorunlarına
çare bulmasını ben de istirham ediyorum'' diye konuştu. Ekonomideki
gidişin de olumsuz olduğunu kaydeden Baykal, dış açığın alarm
verdiğini söyledi. Baykal, Türkiye'nin geleceğini güvence altına
alması için ekonmik önlemleri yürürlüğe koyması gerektiğini ifade
ederek, ''Kaygı verici bir tablodur. Bu nedenle Türkiye,
ekonomisini kendi yönlendirebilir olmaktan çıkmıştır. Bu gidiş
böyle sürmez, bir yerde tıkanır'' dedi.