Baykal'dan hükümete yaylım ateşi

Abone ol

CHP lideri Baykal tasarının kabulünün sorumlusu olarak hükümeti gösterdi. Yargı reformu da Baykal'ın gündemindeydi.

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiri yağmuruna tuttu ve "Ermeni açılımı da Kürt açılımı da iflas etmiştir" dedi. 

Baykal, Meclis'e getirilen Ermeni protokollerinin derhal geri çekilmesi gerektiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Baykal, Malatya'ya hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Baykal, gazetecilerin, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde kabul edilen sözde Ermeni soykırımı tasarısına ilişkin soruları üzerine kararın çok üzüntü verici olduğunu söyledi.

ÜZÜNTÜ VERİCİ

Komitenin verdiği kararın tarihi ve hukuki gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını kaydeden Baykal, "Alınan karar siyasal bir karardır ve böyle bir kararın alınmış olması hasımane bir davranışı, düşmanca davranışı ifade etmektedir. Bunu üzüntüyle karşılıyoruz" dedi. Böyle bir kararın çıkmasının Türkiye'nin izlediği yanlış politikadan kaynaklandığını savunan Baykal, "Bilindiği gibi Ermenistan'la bir protokol imzalayarak böyle bir tehlikenin bertaraf edildiğini hükümet değerlendirmişti ama görüldü ki Ermenistan'la imzalanan protokol ne Ermenistan ile Türkiye arasındaki dostluğun gelişmesine yardımcı olmuştur ne Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki dostluğun gelişmesine yardımcı olmuştur ne de Türkiye'ye yönelik böylesi düşmanca tavırların sergilenmesine engel olmuştur. Böyle bir protokolün imzalanması Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine çok ciddi zarar vermiştir. Bütün bunlar ortadadır. Artık görülüyor ki Türkiye'nin soykırım suçlamasını ciddiye alarak diğer sorunları bu kaygıyla değerlendirmemesi mutlak bir ihtiyaçtır. Yani 'Türkiye'ye soykırım suçlaması yapanlara karşı bunu önlemek için 'şöyle yapayım, böyle yapayım' anlayışından derhal çıkılmalıdır. Soykırım konusu haksız bir suçlamadır. Her şeyi kendi zemininde tartışmalıyız, konuşmalıyız" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin, dış politika sorunlarını soykırımın ithamının ipoteği altına sokmadan konuşması gerektiğine işaret eden Baykal, Türkiye'ye yönelik düşmanca tavır sergileyenlere karşılık verilmediği sürece bu tür olayların yaşanacağını söyledi. Baykal, "Türkiye'ye düşmanlık yapılmasının bir bedeli olacağını kanıtlamak zorundayız" dedi.

PROTOKOL GERİ ÇEKİLSİN

Bir gazetecinin, "Ne yapılması gerekir?" sorusu üzerine Baykal şunları söyledi: "Önce bu protokolün yanlış olduğu kanıtlanmıştır ve derhal Meclis'ten çekilerek bir son verme zorunluluğu vardır. O protokol Türkiye'ye çok risk altına sokan bir protokoldür. Azerbaycan'la ilişkilerimiz bunun için bozuldu. Azerbaycan'ın Türkiye'ye yönelik ekonomik kararları, doğalgaz konusunda yeni fiyat politikaları hep bunlardan etkilendi. Yani Türkiye ağır bir bedel ödedi. Buna karşılık ABD Temsilciler Meclisi'nde Türkiye lehine bir karar çıkaramadık. Amerikalıları bile ikna edemedik. Azerbaycan'ı küstürdük. Azeri topraklarında Ermeni işgali devam ediyor. Bunun kalkmasının bekleyişi içindeyiz. Bu konularda hep yanlış yapılmıştır. Bölgedeki maddi ve siyasi gerçekler göz önüne alınmadan bir protokol imzalanmıştır. O protokolün işlemesi mümkün değil."

DIŞ POLİTİKA ÇIKMAZDA

[PAGE]

Ermenistan yetkililerinin, protokollerin imzalanmasından sonra da soykırım iddiaları ve Türkiye-Ermenistan sınırına ilişkin görüşlerini değiştirmediklerine yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Baykal, "Biz bu protokolü Azerbaycan'la karşı karşıya gelmek için mi imzaladık? Şimdi bize diyecekler ki, 'Merak etmeyin bu işi durdurduk ama siz de bu protokolün Meclis'te onaylanmasını sağlayın. Meclis bunu onaylasın ve bir an önce Ermenistan sınırı açılsın.' Peki Ermenistan, Azerbaycan ısrarından vazgeçecek mi? 'Hayır onun üstünde durmayın. Onu ayrıca konuşuruz' diyecekler. Bu, dış politikanın çıkmazda olduğunu göstermiştir" diye konuştu.

REFORM ALDATMACASI

Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in, "Yargı kuşatma altında" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Çok doğru söylemiştir. Bu iktidarın yaptığı yargı reformu değildir. Bir yargı reformu yapılacaksa önce dokunulmazlığın kaldırılması gerekiyor. Meclis'te 550 milletvekili var, 608 tane savcılık dosyası var. Böyle bir siyasi kadroya diyeceğiz ki, 'Memleketin yüksek yargı organlarını sen tanzim ediver, Anayasa Mahkemesi'ni seçiver. İktidarı kaybedersen yarın seni yargılaması muhtemel yüce divanı sen seçiver.' Kimlere? Hesabını vermemiş olan insanlara. Hesabını vermemiş olan insanlara Türkiye'de mahkeme kurdurulmak isteniyor. Sonra da buna reform deniyor. İktidarda bulunduğu 8 yıl boyunca bütün bu konuları uyuttu, zaman geçirdi.

SEN ÖNCE KENDİ HESABINI VER

Çünkü iktidardayken kendine yönelik saldırıları dokunulmazlık zırhıyla ve başka şekilde engelliyordu. Ama şimdi gelinen noktada kaybedeceği ortaya çıkınca yarın muhalefete düşmüş olan AK Parti'nin eğer yargının başına yandaş kadroları geçirmemişse hesap vermesi kaçınılmazdır. Şimdi bu tehlikeyi bertaraf etmeye çalışıyorlar. Millete, 'Reform yapıyoruz, demokratikleşme yapıyoruz' diyorlar. Buna kimsenin inanması mümkün değil. Bugüne kadar aklına gelmedi de şimdi mi aklına geldi? Giderayak yargı reformu yapacak, Anayasa düzenleyeceksin. Sen önce kendi hesabını ver."

Günün Önemli Haberleri