Baykal'dan hükümete ağır itham
Abone olBaykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'yi yerden yere vuran sözler söyledi..
''Bugün Kıbrıs, yarın başka olacaktır'' diyen Baykal, ''Sizi
bazen umut vererek, bazen ağırlık koyarak yönlendirmeye
başladıkları anda bugün hiç düşünemeyeceğiniz temel haklardan
vazgeçme noktasına gelmeniz kaçınılmaz olacaktır'' dedi. Baykal,
partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorunu
konusunda gelinen aşamayı değerlendirdi. CHP'nin bu konuda taşıdığı
tavrın önemi olduğunu bildiklerini kaydeden Baykal, konuyu bu
sorumluluk duygusu ile değerlendirdiklerini ifade etti. Kıbrıs'ta
bir takvime bağlı olarak mutabakatın ortaya çıkmasının kaçınılmaz
hale geldiğini belirten Baykal, artık Kıbrıs'ta bir çözümün son
safhasına gelindiğini söyledi. Baykal, öngörülen müzakere sürecinin
çözümü garanti ettiğini belirterek, sözlerini özetle şöyle
sürdürdü: ''Annan Planı temelinde bir çözüme angajeyiz. Bu Türkiye
açısından yeni bir noktadır. Bu Türkiye'nin geçmiş dönemde izlediği
politikaların tümünün dışındadır. Nedir bunun sakıncası, bu ne
açıdan bir sorun doğurabilir? Bunun netleştirilmesine ihtiyaç
vardır. Annan Planı, 1974'de ortaya çıkan yeni Kıbrıs gerçeğini
değiştirmeyi öngören bir plandır. 1974'te ortaya çıkan Kıbrıs
gerçeği nedir? Kıbrıs'ta yaşayan iki ayrı toplumun içiçe yaşamaktan
çıkıp iki ayrı coğrafyada, bölgede kendi başlarına yaşamaya
başlamalarıdır. 1974'de olan budur. Güney'de olan Türkler Kuzey'de,
Kuzey'de olan Rumlar Güney'de toplanmışlardır. Bu durumun sonucu,
Kıbrıs'ın barış ve istikrar içine girmesi olmuştur. Son 30 yılda
Kıbrıs'ta tam bir barış, huzur ve istikrar yaşanmıştır. Bu 30 yılda
anlamlı hiçbir çatışma olmamıştır. İnsanlar huzur içinde, can ve
mal güvenliği içinde yaşamışlardır. Şimdi bir barış arayışı
sözkonusu olacaksa temel alınması gereken bu Kıbrıs gerçeğidir.
Buradan yola çıkarak bir barış anlaşmasının yapılması en doğru
yaklaşım olabilir. Maalesef Annan Planı bunu temel almamış, bunu
değiştirmeyi öngörmüştür. Bizi rahatsız eden budur.'' ''UYUMLU,
İŞBİRLİKÇİ'' CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'nin AB'ye ''Uyumlu,
işbirlikçi, kendi haklarından vazgeçmeye hazır, söz dinleyen bir
ülke konumuna girerek daha kolay kabul edileceğini, o nedenle bu
konular üzerinde çok fazla konuşulamaması'' gerektiğini düşünenler
olduğunu bildiklerini de kaydetti. Osmanlı İmparatorluğu'nun
gerileme döneminde sadrazamlar ile nazırların uyum çabaları
sergileyerek ilişkileri sürdürdüklerini anımsatan Baykal, şöyle
konuştu: ''Sadrazamlar ve hariciye nazırları daima bu tip
esneklikler göstererek, yumuşaklıklar sergileyerek, uyumlar ortaya
koyarak gün geçirip zaman kazanarak bu son dönemi idare
etmişlerdir. Osmanlı devlet adamları arasında Rusya ile ilişkileri
sağlamakla mahir devlet adamları kategorisi çıkmıştır, İngiltere
ile ilişkileri sağlamakta mahir olanlar kendisini göstermiştir. Son
dönem böyle geçmiştir ve bunun bizi getirdiği nokta Milli Mücadele
noktasıdır. Bıçağın kemiğe dayanma noktasıdır. Yeni Türkiye
Cumhuriyeti bu noktalarda çok dikkatli olmuş, Lozan'la birlikte
Türkiye büyük devletlerin baskılarına boyun eğerek, onların gönlünü
yaparak, durumu idare eden ülke olmaktan çıkmış, hakkı, hukukunu,
uluslararası camiada yerini bilen, başkalarına ve kendilerine
saygılı bir ülke olmuştur. Şimdi bu çizginin bozulmaya, kırılmaya
başladığını görüyoruz. İçine girdiğimiz yeni dış politika dönemi
talimat alma, söz dinleme, uyum sağlama, boyun eğme dönemidir.
Bugün Kıbrıs, yarın başka olacaktır. Siz bu yöntemle sonuç alma
içine girdiğinizde bunun sonu yoktur. Sizi bazen umut vererek,
bazen ağırlık koyarak yönlendirmeye başladıkları anda bugün hiç
düşünemeyeceğiniz temel haklardan vazgeçme noktasına gelmeniz
kaçınılmaz olacaktır. Biz Lozan'la başlayan Türkiye Cumhuriyeti'nin
onurlu, bağımsız, barışçı, hukuka saygılı, kendisine saygılı
kimliğini savunmaya devam edeceğiz. Gelinen nokta hazin bir
yaklaşımı ortaya koyuyor.'' ''KIBRIS'IN DOKUSUNU DEĞİŞTİRME'' Annan
Planı'nın uygulanması durumunda Kuzey Kıbrıs'ın kapısının yeniden
Rumların yerleşmesine açılacağını ifade eden Baykal, sınır
düzeltmesi dolayısıyla 40 bin Türk'ün de yerlerinden ayrılacağını
söyledi. Baykal, bunun toprak düzeltmesinin ötesinde olduğunu,
Kıbrıs'ın dokusunu değiştirme anlamına geldiğini ve sonuçlarının da
uzun vadede ortaya çıkacağını kaydetti. Bir toprak kavgasının,
coğrafya çekişmesinin anlamı olmadığını, varolan gerçeklere saygı
göstererek uluslararası barışı güvence altına alacak arayışlara
gereksinim olduğunu bildiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Annan Planı'nın bu anlayışla hazırlandığını söyleme imkanı
maalesef yoktur. Bu yalın gerçektir. (Canım nereden çıkarıyorsunuz,
neden söylüyorsunuz bunları? Ağzımızın tadını kaçırma, bak bütün
dünya bizi alkışlıyor, bize iyi yaptığımızı söylüyor. Bırakın
yolumuzda yürüyelim). Yürüyün kardeşim, yürüyün, ama yürüdüğünüz
yerin bu olduğunu da unutmayın. Tarihi yaşamış insanlar olarak
hepimiz bunun ne anlama geldiğini biliyoruz.''