Baykal'dan Erdoğan'a tuhaf benzetme
Abone olDeniz Baykal Anayasa değişikliği konusunda sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. Verdiği örnek ilginçti.
İNTERNETHABER
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a sert çıktı. Anayasa Değişikliğiyle ilgili
"Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyin" önerisine "Sen o anayasayı
koruyacağına yemin etmedin mi? Sen yeminini bozuyorsun, bir de bana
sen de gitme diyorsun" dedi.
Baykal Churchill'in Hitler'e karşı verdiği mücadeleyi örnek göstererek kendisinin de o 3 madde için sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi.
Baykal Erdoğan'ı da çok bilinen bir atasözüyle de uyardı: "Keser döner, sap döner, gün olur hesap döner"
Baykal sözlerine Telekom'un kârıyla başladı:
"Telekom kar ettiğini açıkladı. Yıllık karı 2 milyar dolar olduğu
gözüküyor. Biz onu yıllık 1 milyarlık taksitlerle sattık. O
taksitlerle o para ödendi. Şimdi net 2 milyar karı o şirket alıyor.
Bu tabi izlenen ekonomi politikasının üretimi ihmal edip,
besiciliği, çiftçiliği ihmal edip, sonunda et fiyatları 30 liraya
dayandı, bu böyle gidemez dedikleri çaresiz politikanın
göstergesi...
BEDELLİNİN ÇIKMAYACAĞINI BİLE BİLE ÜMİT
VERDİ
Bedelli askerlik konusunda ise Erdoğan'ın seçim yatırımı
yaptığını, bedellinin çıkmayacağını bile bile halka ümit verdiğini
söyledi.
"Bu konu her yıl gündeme gelir. Ama nedense bu sene birdenbire bu
konunun hükümet tarafından bir çözüme bağlama anlayışında bir
yaklaşım sergiledi. Millet birdenbire umutlandı. Sen
başbakansın. Olayı biliyorsun, bilmemen mümkün değil. Bu
kadar hassas konuda insanlara umut vermeye yönelmenin bir devlet
adamlığıyla bağdaşır yanı olur mu? Sonra olmayacağını anladık dedi.
O zamana kadar bilmiyor muydun? O görüşmede mi öğrendin
olmayacağını... Bildiğin halde neden umut
verdin?"
CHP NE DEDİYSE HEPSİ DOĞRU ÇIKTI
CHP'ye Van'da yapılan saldırıyla ilgili olarak konuşan Baykal,
söyledikleri her şeyin doğru çıktığını söyledi.
"O saldırı sonrasında bunun bir organize hareket olduğunu, bir
tepki olmadığını söylemiştik. Mevzilenenlerin yanında emniyet
güçlerini gördük, hatta burda inin yürüyerek gidin diyorlar.
Arkadaşlarımız reddetti. Mevzilenen yerde otobüsü görünce otobüse
saldırdılar. Bu işin içinde AKP var dedik. Hükümet aldırmadı, hiç
üstünde durmadılar. Biz bunun yanlış olduğunu söyledik. Biz
belgeleri sunduk. Gene ses çıkmadı. Daha sonra Ahmet Türk'e
yumruklu saldırı yapıldı. Sonra birileri dedi ki bizim tepkimiz CHP
gibi olmaz. Bir süre sonra Samsun'da iki polis öldürüldü.
Yıllardan beri orada bir çatışma yaşanmamış. Devriye olarak oradan
geçmekte olan araca önceden hazırlanan saldırı...
Arkasından bir bakana cenazede saldırı yapıldı. Hükümet
ancak Kayseri'deki yumruktan sonra bu sürecin farkına varmaya
başladı. Ne kadar acıdır. İçişleri bakanlığı müfettiş
görevlendirdi. Müfettişler 1) Bu iş organizedir. 2) AKP'liler bu
işin içinde 3) Emniyet tedbirleri yetersiz kalmıştır. 30
polis görevlendirdikleri halde, 130 polis görevlendirdik diye
olaydan sonra evrakta sahtekarlık yapmıştır. CHP ne dediyse doğru
çıktı.
OBAMA GEÇEN SENEDEN FARKLI TEK BİR KELİME
ETMEDİ
Baykal 24 Nisan'la ilgili olarak da Obama'nın geçen seneden farklı
bir şey söylemediği halde Erdoğan tarafından alkışlandığını
söyledi.
24 Nisan'da Türkiye'ye yönelik iddialar tam bir hayal kırıklığı
olmuştur. 24 Nisan'da Başkan Obama bir açıklama yaptı. Başbakan
memnuniyetini ifade etti. "Obama Türkiye'nin hassasiyetini dikkate
alarak konuşmuştur" dedi. Baktım Obama'nın söyeldiklerine...
Geçen yıl söylediklerinden geride değil, daha da ileride...
Türkiye aleyhine söylediklerinin arkasında. Geçen sene
ingilizce soykırım dememiştir, Ermenice demiştir. Bu sene de dedi.
1,5 milyon Ermeni öldürüldü ya da ölüme yürütüldü. Diğer başkanlar
bu kadar net bir rakam vermemişti. 1915'te bizim ölüme
gönderdiğimiz söylenince bizim duyarlılığımız dikkate alınmış mı
oluyor. Bu ne biçim açıklama? Dışişleri bakanlığı ise
konuşmayı kınadı. Hadi bedelliyi koruma konusunda genelkurmayla
koardisyonun yok. Dışişleri bakanlığıyla da mı
koardinasyonun yok. Başbakan içeriye 'biz durumu düzelttik
diyebilmek için Obama'nın avukatlığını yapıyor. Halbuki Türkiye'nin
dünyaya karşı avukatlığını yapmalı.
KAVGA GÖRÜNTÜLERİ TBMM'NİN ŞEREFİNE UYGUN
DEĞİL
Baykal son olarak sözü Anayasa değişikliğine getirdi. "Kavgalar
TBMM'nin şerefine kesinlikle uygun düşmeyen bir manzara"
dedi
"Süreç hızla ilerliyor. Şu ana kadar ortaya çıkan manzarayı
milletimiz büyük bir ibretle izliyor. Parlamento işi gücü bıraktı.
Ekonomiyi, yaşanan faciaları unuttuk, AKP'nin projesi olarak
Anayasa değişikliğini parlamentonun gündemine koyduk. Sıralar
üzerinde uyuyan milletvekilleri, üslubun giderek kontrolden çıkmaya
başlaması, kavgalar, perişan bir manzara... TBMM'nin şerefine
kesinlikle uygun düşmeyen bir manzara... Bu şekilde pişirilmiş bir
aşı milletimiz nasıl yiyecek?"
İSTANBUL'DAKİ VEKİL OY KULLANDI GÖRÜNDÜ
"Anayasa değişikliği görüşmeleri 1. aşamanın sonuna geldi. Yarın 2.
aşamaya geçilecek. Bazı gerçekler de ortaya çıkmaya başladı. Bugün
geldiğimiz noktada bu Anayasa Değişikliğinin hedefinin, amacının ne
olduğu görülmüştür. Anayasaya aykırı olarak konserve imzalarla
yapıldığı görüldü. İstanbul'daki falan kişi burada oy verdi
görünmüş. Çarpıklık paçalardan akmış."
EN TARAFSIZ İSİMDEN ANAYASA
DEĞERLENDİRMESİ
"İki gündür Milliyet Gazetesi dünyanın en ünlü anayasa uzmanlarıyla
röpörtaj yaptı. Diyor ki "Bu paket soğan gibi. açıyorsun
içinde cücüğü var. O cücük de Anayasa mahkemesi, parti kapatma,
HSYK ve hepsini bir arada oylama. Ben Türikye'de olsam kesin hayır
oyu verirdim. Anayasa mahkemesi kesin iptal eder" diyor.
Bunu söyleyen ergenekon hukukçusu, laikçi bilmemkim, milliyetçi
biri değil... Bunu söyleyen Macar bir anayasa hukukçusu...
Bu çok açık ve net bir tablo... Ve diyor ki bu anayasa
değişikliği yapılırsa artık değiştirilemez maddelerinin anlamı
kalmaz, asıl sonraki değişimlere dikkat edin diyor.
BAŞBAKAN YEMİN ETMİŞTİ
Sayın Başbakan bize şark kurnazlığı yapıyorsunuz diyordu ama asıl
kurnazlık 2002'de bu anayasayı namusum ve şerefim üzerine
koruyacağım diye yemin edip, sonra onu böyle değiştirmeye
kalkmaktır.
KESER DÖNER, SAP DÖNER, GÜN OLUR HESAP DÖNER
Dün bize diyorlar ki CHP Anayasa Mahkemesi'ne
gitmemeye söz verecekmiş, onlar da paketi ikiye ayıracaklarmış. Biz
baştan beri ikiye ayırın diyoruz. Eğer Anayasaya aykırı olmadğıını
biliyorsan Anayasa Mahkemesi'ne git dersin, ne zaman Anayasa
Mahkemesi'ne gitme dersin, anayasaya aykırı olduğunu
biliyorsan....
SEN YEMİNİNİ BOZUYORSUN BANA DA GİTME
DİYORSUN
Benim hakkımı siyasi pazarlık yapma şansı vermem.
Biz size Meclis'te oy kullanmayın diyor muyuz? Biz anayasa
mahkemesine keyfimizden götürüyor değiliz. Anayasaya aykırı olduğu
için götürüyoruz. Sen o anayasayı koruyacağına yemin etmedin mi?
Sen yeminini bozuyorsun, bir de bana sen de gitme
diyorsun. Bu iktidar hukuk istemiyor, denetim istemiyor.
Hukuk çünkü yetki ister.
23 NİSAN'DAKİ ÇOCUĞA YAK DEMESİNDEN KORKTUM
Nitekim 23 Nisan'da başbakanlığa gelen çocuğu "artık
yetki senin ister as, ister kes" diyor. Onun kafasındaki
anlayış bu... Valla geçmişe bakarak diyorum ki, iyi ki as
ve keste kaldı, sivas'taki olaylara bakarak yak da diyebilirdi...
Keser döner, sap döner, gün olur hesap döner... Başbakan bunu da
unutmasın!
KENDİNİ CHURCHİLL'E ERDOĞAN'I HİTLER'E
BENZETTİ!
Bana yapılan teklif ahlaksız teklif. Anayasanın bana
tanıdığı hakkı kullanmamı nasıl pazarlık hakkı yapma cüretine
gösterirsin. Böyle bir sözün telafuz edilmesini büyük
üzüntüyle karşılıyorum. Bunu hiçbir ciddi siyasetçiye
yakıştıramıyorum. Dünyada aman Anayasa mahkamesine gitmeyin
diyen adalet bakanı kaç tane vardır dersiniz. Biz çok açık
tekilfimizi koyduk. O üç madde yanlış maddelerdir. O üç madde için
tüm yetkimizle sonuna kadar mücadele edeceğiz. 2. Dünya savaşında
Churchil Hitler'e karşı söylemişti. Dağda, tepede,
derede her yerde sonuna kadar mücadele edeğeiz demişti. Biz de bu 3
madde için sonuna kadar mücadele edeceğiz.