Baykal'dan, Erdoğan'a tarih dersi
Abone olBaykal, CHP Grup toplantısında, Erdoğan'a "Sen Lozan'ı konuşmadan önce okuda önce bir tarih öğren" dedi.
Baykal: "Denktaş'a yaklaşımı Türkiye Başbakanı'nı yakışmamıştır"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın,
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Kıbrıs konusunu Türkiye'de
konuşmasından rahatsızlık duymasını anlamakta güçlük çektiğini
belirterek, ''Bu yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına
yakışmamıştır''dedi. Baykal, CHP Grup toplantısında yaptığı
konuşmada, Annan planınında öngörülen tedbirlerin 19 yıllık bir
süre için geçerli olduğunu ve bu yaklaşımın altında 19 yıl sonra
bile AB'ye girememe ihtimalinin yattığını söyledi. Kıbrıs konusunda
dile getirdikleri gerçeklerin bazı çevrelerce eleştirildiğini
hatırlatan Baykal, ''Bunları söylerken sosyal demokrasiye,
solculuğa ters mi düşüyorum? Bunları söylemek bizim görevimiz,
kimse bizi komplekse sokmaya çalışmasın''dedi. Başbakan Erdoğan'ın
Kıbrıs konusunda gazetelere sansür uyguladığını ve bu konunun
konuşulmasından rahatsız olduğunu öne süren Baykal, şunları
söyledi: ''Başbakan, (Rauf Denktaş Türkiye'de bazı marjinal
gruplara değil Kıbrıs'ta konuşsun) demiş. Türkiye'nin Başbakanının,
Türkiye ve Kıbrıs için böylesine önemli bir konuda, yaşamı boyunca
Türkiye ile ilişkiler içinde Kıbrıs politikasını sürdüren bir
insanın, KKTC Cumhurbaşkanının konuşmasından niye rahatsız olur,
bunu anlamak mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına
yakışmamıştır. Bunu söylemek ne demokrasi ne insanlık anlayışı ile
bağdaşmaz. ''ÖNCE BİR TARİH ÖĞREN...'' Başbakan bir yandan Sayın
Denktaş'a konuşma yasağı getirmiş, bir yandan da konuştuğu gruplara
marjinal diye saldırarak rencide etmiştir. Marjinalliği bir
ayıplama ve suçlama konusu olarak sunması hiç şık olmamıştır.
Başbakan Annan planı konusunda bir duygusal tedirginlik
içindedir.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Annan Planına karşı
çıkanlara karşı (Ben de size Lozan'ı konuşurum) sözünü kullandığını
hatırlatarak, ''Lozan'ın neyini konuşacaksın, tarihi hiç bilmediği
ortada. Sen Lozan'ı konuşmadan önce oku da önce bir tarih öğren.
Lozan, Türkiye'nin bağımsızlığını kazanma belgesidir. Annan Planı
ise kaybedilen haklar ve teslimiyet belgesidir'' dedi. AB'nin
tarihin ne başlangıcı ne de sonu olduğunu, 50 ya da 80 yıl sonra ne
olacağının belli olmadığını belirten Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Referandumda neyin oylanacağı belli değildir. 9 bin
sayfa belge var, daha çoğu Türkçeye çevrilemedi. Kıbrıs'ın
Anayasası oylanacak. Siz TBMM'nin üyeleri olarak KKTC'nin
Anayasası'nı biliyor musunuz? AKP'liler, bakanlar, biliyorlar mı?
KKTC parlamentosu, hükümeti ve Cumhurbaşkanı Denktaş biliyor mu?
Böyle bir şey olur mu? Böyle birşey iyi olabilir mi? Referandumda
KKTC'den hayır oyu çıkarsa bunun sonucunda Türkiye'ye yönelik bir
suçlama anlayışının ortaya çıkması asla kabul edilemez. Referandum
eğer tek bir kararı içeriyorsa o zaman ilan edin sonucu şimdiden.
Eğer iki taraftan da evet çıkmazsa yapılacak tek şey KKTC'nin
tanınmasını sağlamaktır. Bunun dışında yapılacak hiçbir şey yararlı
olmayacaktır.'' Baykal, ''Annan Planı ile Kuzey'in Türk yurdu
olmaktan çıkarılmaya çalışıldığını'' iddia etti. Baykal, ''Kuzeyi
Türk yurdu olmaktan çıkarmaya yönelik adım atarsanız biz de çıkar
deriz ki (Siz Kıbrıs'ta tabloyu değiştirmeye çalışıyorsunuz.
Haksız, yanlış bir iş yapıyorsunuz)'' dedi. Baykal, CHP TBMM
Grubu'nun öğleden sonra gerçekleştirilen basına açık bölümüne
girerken, gazetecilerin, İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in MYK
ve Genel Başkan Yardımcılığından istifasıyla ilgili soruları
üzerine bir değerlendirme yapmadı. Deniz Baykal, iç ve dış
gelişmeleri değerlendirmek üzere kürsüye çıkan Baykal, dün toprağa
verilen Sakıp Sabancı ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile
getirdi. Sabancı'ya rahmet, ailesi ve yakınlarına da sabır dileyen
Baykal, konuşmasında öncelikle Irak konusuna değindi. ''IRAK
HAREKATI SADECE ASKERİ OLARAK BİLE BAŞARISIZ'' Irak'a yönelik
harekatın siyasi değil sadece bir askeri harekat olarak da son
derece başarısız olduğunu belirten Baykal, Hükümet'i bugün gelinen
noktayı o günden görememekle suçladı. ''CHP'nin açık tavrı
olmasaydı bugün Türkiye o bataklığın içinde olacaktı'' diyen
Baykal, Irak olayından herkesin çıkarması gereken dersler
bulunduğunu söyledi. ''Türkiye, Irak savaşına katılsaydı bugün ne
olurdu''nun çok iyi düşünülmesi gerektiğini kaydeden Baykal,
iktidarın bugün gelinen noktayı o günden değerlendiremediğini
söyledi. Şimdi de Türkiye'nin önünde bir Kıbrıs meselesi
bulunduğunu belirten CHP Lideri Baykal, ''Kıbrıs'ta olayın özü,
barış isteyip istememe, çözüm isteyip istememe meselesi değildir''
dedi. Kıbrıs'ta herkesin barış ve çözüm istediğini kaydeden Baykal,
durumun bu olmadığının farkında olduklarını ifade etti. Şimdi
sorunun çözümü için bazı gerçeklerden yola çıkmak gerektiğini
vurgulayan Baykal, şunları dile getirdi: ''Bu gerçek Kıbrıs'ta iki
toplum olduğudur. Bu iki toplum tarih boyunca, kendi kimliklerini
korumaya devam etmiş, dillerini, dinlerini, anlayışlarını ve ayrı
birer toplum oldukları yönündeki tercihlerini yüzyıllar boyunca
sürdürmüşlerdir. Bu iki toplum 1974 yılında Kıbrıs'ta iki ayrı
coğrafyaya kavuşmuşlardır. Eskiden Kıbrıs'ın tümü Rum coğrafyası
konumundaydı. İçerde küçük küçük Türk köylerinden oluşan Türk
varlığı, kimliğini, sürdürmeye çalışıyordu. Sürekli gerginlikler,
çatışmalar yaşanıyordu. 1974 yılında Kıbrıs'ı fiilen Enosis yaparak
Yunanistan'a bağlama girişimi görülünce o anda anlaşmalara da
dayanarak duruma el konulmuştur. Büyük bir teşhir hareketi yoktur
ama savunma güdüsüyle Rumlar Güney'de toplanmıştır, Türkler de
Kuzey'de. Ve Kıbrıs adası tarihinde ilk kez Türklerin ve Rumların
iki ayrı bölgede kalıcı coğrafyaya yerleştiği bir yapıya
kavuşmuştur. Ve bu durum 30 yıldan bu yana devam etmektedir. 30
yıldan bu yana Kıbrıs'ta savaş yoktur, çatışma yoktur. Ama, bir
sorun vardır. Nedir sorun? Kuzeyde yaşayan Türkler her türlü mal
varlıklarını Güney'de bırakmışlardır. Güney'de yaşayan Rumlar her
türlü mal varlıklarını Kuzey'de bırakmıştır. Bu çözülmesi gereken
bir hukuk sorunudur. Adaletin gereği bu sorunun çözülmesi,
tazminatların ödenmesi, insanların yaşanan tarihi olaydan kayıp
vermemelerinin sağlanması için gerekli mekanizmanın oluşturulması
lazım.'' KIBRIS'TAKİ TABLOYU DEĞİŞTİRMEYİ ÇALIŞMAK Barış arayışının
bu tatmine yönelik olabileceğini, bunun gereğinin de konuşulup
görüşülebileceğini belirten Baykal, ''Ama barış arayışı bu ikili
oluşumun Türklerin Kuzey'i kendilerine yurt tutmaları gereğini,
Rumların Güney'de yurtlarını oluşturma gereğini değiştirerek,
Güney'deki Rumların bir kısmını Kuzey'e getirir yerleştirirseniz ve
Kuzeyi Türk toplumu olmaktan çıkarmaya yönelik adımı atarsanız biz
de çıkar deriz ki, (Siz Kıbrıs'ta tabloyu değiştirmeye
çalışıyorsunuz. Haksız, yanlış bir iş yapıyorsunuz)'' diye konuştu.
Türklerin nüfusuna oranla daha çok yer işgal ettiği söyleniyorsa,
bunun da oturulup konuşulabileceğini kaydeden Baykal, ''Ama
diyorsanız ki (Kuzey bir Türk yurdu olmaktan çıkarılacak, Güney
bizim yurdumuzdur. Kuzey de ortak yurdumuzdur. Sizin kendi yurdunuz
olmayacak) derseniz ve bunu da uluslararası çözüm, anlaşma diye
ortaya çıkarırsanız, Bu bir ilk adımdır. Kuzey'e gelecek Rum nüfusu
ebediyen yaşayacaktır. Bu bir süreçtir. 20 yıl sonra bu başka bir
noktaya doğru gider'' dedi. Kıbrıs'ta Türklerin kendi yurdunda
yaşamaya devam etmesinin sağlanması, hiç olmazsa bir süreç konması
gerektiğini ifade eden Baykal, yeni bir yapı ortaya çıkıncaya kadar
herkesin kendi yurdunda yaşamaya devam etmesi gerektiğini
söyledi