Baykaldan, Erdoğana şok uyarı
Abone olCHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın terör olayları ile ilgili açıklamalarını sakıncalı buldu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, teröre karşı tedbir almanın,
demokrasiyle çelişen bir iş olmadığını, demokrasinin gereği
olduğunu söyledi.
Baykal, partisinin meclis toplantısı öncesinde bir basın toplantısı
düzenleyerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baykal,
terörün son dönemlerde Türkiye'nin öncelikli konusu haline
geldiğini belirterek, "Terör konusu kamuoyunun gündemine çarpıcı
olaylar vesilesiyle geldikçe, tartışılan bir konu olmamalıdır.
Böyle olursa yanlış yapılır ve tutarlı politika izlenemez. Maalesef
bu yanlışı yapıyoruz. Terör konusun Türkiye'nin gündeminde zaman
zaman böyle patlamalarla, acı ,olaylarla hepimizi rencide edecek
bir takım gelişmelerle gündeme gelebileceğini dikkate almamız ve
böyle bir toplum psikolojisine girmeden önce, konunun doğru dürüst
değerlendirilmesi ve sağlam esaslara dayalı politikaların
oluşturulması yoluyla göğüslenmesi yaklaşımı içine girmeliyiz. Bunu
maalesef yapamadık" diye konuştu.
Geçen sene Meclis tatildeyken terör konusunda olağanüstü bir
toplantı çağrısı yaptıklarını, ancak hükümetin o dönemde terör
konusunun konuşulmasından hoşlanmadığını ifade eden Baykal,
"Türkiye yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemi sonuçlandırıncaya
kadar terör bizim karşımıza çıkacaktır. Buna karşı Türkiye'nin
kararlı, hazırlıklı, tutarlı bir politika ortaya koymaya ihtiyacı
vardır. Bugün Türkiye'nin böyle bir politikası yoktur. Asıl sorun
da işte bundan kaynaklanmaktadır. Yani böyle bir kapsamlı, dört
başı mamur bir politikayı ortaya koymadan bir yere varmanın imkanı
yoktur' dedi. Kısa bir süre önce hükümetin, Kuzey Irak'a hiçbir
zaman askeri müdahale yapmayacağımızı taahhüt ederek 1 milyar
dolarlık bir bağış almaya yönelik bir anlaşma imzaladığını ancak
mecliste tartışılmadığını için geçerlilik kazanmadığını belirten
Baykal "Ardından kısa bir süre geçince Türkiye'nin gündeminde şimdi
Kuzey Irak'a askeri müdahale yapalım mı yapmayalım mı tartışması
yapılıyor. Siz o anlaşmayı mecliste onaylamış olsaydınız, şimdi
Kuzey Irak'a nasıl askeri müdahale yapma konusunu konuşacaktınız?
Bundan peşinen vazgeçmiş durumdaydınız. Bu hükümetin zihnindeki
terör konusunun ne kadar gerçeklerden uzak, Türkiye'nin kısa bir
süre sonra karşılaşacağı problemleri değerlendirmeyen bir anlayışa
dayalı olduğunu bize gösteriyor" diye konuştu.
"TERÖRÜN OLDUĞU YERDE DEMOKRASİ OLMAZ"
Başbakan Erdoğan'ın 'Demokrasi ile biz bu işi götürmeye çalıştık
ama bunun olmadığını gördük. Artık sabrımız taşıyor' şeklinde bir
değerlendirme yaptığını ve bu değerlendirmenin terör konusunun
Başbakan ve iktidar tarafından kavranılmadığını gösterdiğini ifade
eden Baykal, "Terörle mücadele demokrasi ile çelişen bir iş değil.
Yani 'Terörle mücadele varsa demokrasi yok, demokrasi varsa terörle
mücadele yok'. İşte yanlış olan bu zihniyet. Dünyanın en ileri
demokrasileri terörle mücadele konusunda en kararlı olan
ülkelerdir. Terör ve demokrasi yan yana gelemez. Terörün olduğu
yerde demokrasi olmaz. Demokrasiyi yaşatacaksan, sahipleneceksen
terörü etkisiz kılmak zorundasın. Etkisiz kılmak için de hukuk
anlayışı çerçevesinde ne gerekiyorsa yapmak zorundasın. Teröre
karşı tedbir almak demokrasiyle çelişen bir iş değil, demokrasini
gereği. Başbakan'ın da bunu kavramadığını anlıyoruz" şeklinde
konuştu.
"Sen gerekeni yapmıyordun, sabrın elbette taşar. Şimdi böyle
olaylar karısında ne yapacağız, demokrasiyi mi askıya alacağız.
Hayır, demokrasi içinde gerekeni yapacağız" diyen Baykal, Başbakan
Erdoğan'ın bu açıklamalarıyla aslında bir özeleştiri yaptığını
kaydetti. PKK'nın Bağdat'ta bir büro açtığını, şimdi de Öcalan
Enstitüsü açıldığını ifade eden Baykal, "Türkiye Ortadoğu'da bir
süreden beri ortaya çıkan gelişmelerden dolayı ulusal çıkarlarımızı
baskı altına alarak, ulusal çıkarları bir kenara bırakarak,
istikrarın, müttefiklerimiz izledikleri politikanın sonuç alması
için olağanüstü özverilerde bulunuyor. Şimdi böyle bir ortamın
içinde Türkiye terörle mücadele konusundaki en meşru en haklı
talepleri konusunda etkin bir gelişme sağlayamıyor, bunu anlamak
mümkün mü? Terörle mücadele iradesi olan bir hükümetin, bu kadar
büyük fedakarlık yaptığımız bir ortamda Türkiye için çok önemli bir
takım konularda somut ilerlemeler sağlaması gerekirdi. Büro
açılmasının Irak hükümetinin temellendirilmesi, güçlendirilmesi ve
Ortadoğu'da istikrarın sağlanması ile ne ilişkisi vardır. Bu bir
politik iflas, siyasi çürümedir. Türkiye'nin bölgede etkinliğini
tümüyle kaybetmesi demektir" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE TERÖRÜN MAZBATALI DESTEKÇİLERİ
VAR"
Baykal, Türkiye'nin içeride terörle mücadele konusunda gerekenleri
tam yapma aşamasına hala gelmediğini de belirterek, "Türkiye'de
terörün mazbatalı destekçileri faaliyetlerini sürdürmeye devam
ediyor. Terörü destekleyen, himaye eden mazbatalı kadroların yer
aldığı bir ortamda terör mücadelesinin beklenin sonucu doğurması
çok güç olacaktır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın terör konusunun ele alınacağı Bakanlar Kurulu
Toplantısı'nın önemli sonuçlara gebe olduğu yönündeki
açıklamalarını da hatırlatan Baykal, bu toplantıdan hiçbir somut
gelişme ortaya çıkmadığını ve iktidarın, şimdi toplum psikolojisine
göre söylem geliştirdiğini ve insanları rahatlatmaya yönelik
açıklamalar yaptığını söyledi. Baykal, "Böyle konuşursanız, yanlış
alarm verirseniz, yanlış düğmeye basarsanız, bir süre sonra sizi
kimse ciddiye almaz, terör örgütleri de ciddiye almaz. Türkiye'nin
son birkaç günde içine girdiği dönüşüm bu konuda maalesef terörle
mücadelemize en ağır tahribatı kalıcı olarak verecek durum
yaratmıştır. Bu bir süre sonra göreceğiz. Söylemin gerektirdiği
eylemin yapılamayacağının ortaya çıkması, o söylemden yavaş yavaş
her zamanki tavra doğru bir geçiş sürecinin başlamış olması
Türkiye'nin bu konuda söyleminin de artık ciddiye alınmayacağı bir
yeni noktaya bizi getirmiştir" dedi.
Baykal, ayrıca terörle mücadele konusunda yeni bir tablo olduğunu
belirterek, "Devletin meşru kanallarının hemen yanında ayrı bir
kanalın daha açıldığını, paralel politikaların, paralel kanalların
çalıştırıldığını görüyoruz. Kanallardan biri devletin kanalıdır.
Birkaç gün önce Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ABD ve Irak
büyükelçilerini çağırıp, Türkiye'nin kararını söylemiştir. Ondan
kısa süre sonra bir yeni kanalın devreye girdiğini görüyoruz. O
yeni kanal ne konuşmuş, ne söylemiştir, o söylenenlerin altında
hangi politikalar yatıyor bunu bilmiyoruz. Bunu biz bilmiyoruz,
Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı Dışişleri Müsteşarı
bilmiyor. Böyle şey olabilir mi? Terörle mücadele net, etkin,
tutarlı bir mekanizma ile çalışır. Resmi mekanizma bir mesaj
vermiştir. Özel mekanizma ortalığı teskin etmiş, yatıştırmıştır.
Merak etmeyin siz, bu iç politikalını gereği, bunlara kulak
asmayın, gerekeni yapacağız. Ama böyle şeyler söylememizi de
anlayışla karşılamanız lazım. Sabrımız aşıyor, toplumun sabrı
taşıyor. Hiç olmazsa bunları söyleyelim' yaklaşımıyla politika
götürüp sonuç almak mümkün değildir. Hükümetten toplumu avutmasını
değil, Türkiye'nin terörle mücadelesini sonuca ulaştırmasını
istiyoruz" şeklinde konuştu.
"YASİN EL KADI HAKKINDAKİ SORUŞTURMA
ENGELLENİYOR"
Yasin El Kadı hakkındaki Danıştay kararını da değerlendiren Baykal,
mahkemenin gerekli bilgi ve belgeler önüne konmadığın için, El
Kadı'nın mali ilişkilerin dondurulmasına yönelik kararı uygun
görmediğini belirterek, bu karara itiraz edilmesi ve üst mahkemeye
taşınması gerektiğini söyledi. İktidarın, Yasin El Kadı, Hikmetyar
ve Halid Meşal ile özel ilişkiler içinde olduğunu savunan Baykal,
BM'nin isteği olan Yasin El Kadı hakkındaki soruşturmanın siyasi
bir kararla engellendiğini söyledi. Baykal, ayrıca fındık konusunun
da hiçbir dönemde bu hükümet döneminde olduğu kadar
siyasallaştırılmadığını belirterek, "Devlet by-pass edilmemelidir.
Devletin arkasından dolanılmamalıdır" dedi.
Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Baykal, TBMM'yi
terör konusunda olağanüstü bir toplantıya çağırıp
çağırmayacaklarını sorulması üzerine, bu konuda AK Parti
milletvekilleri ile temaslarda bulunduklarını ancak, bunun mümkün
olmadığının anlaşıldığını bildirdi. Bir gazetecinin 'Türkiye,
İsrail'in Filistin ve Lübnan'ı işgali kıyaslanarak Kuzey Irak'a
operasyon için meız, şimdi Kuzey eşru bir zemin arıyor. Bu yaklaşım
İsrail'in işgallerini meşrulaştırmıyor mu?" şeklindeki sorusuna ise
Baykal, "PKK terörünün orada üslenmiş olması, oradan Türkiye'ye
yönelik saldırıların olması, bunun belgelerinin kanıtlarının net
bir şekilde ortada durması karşısında, çok net bir şekilde hiç
kuşku yok ki uluslararası hukuka göre sıcak takip anlayışı içinde
Türkiye'de yaşanan bir olayı değerlendirerek Irak'a müdahale hakkı
vardır. Bu konuda bir tereddüt yok. İsrail Filistin olayındaki
üzüntü vericİ gelişmeler, Türkiye'nin Kuzey Irak'a askeri müdahale
yapma yetkisinin bulunmadığını kabul etme durumuna zorlanamayız"
dedi. Baykal, ayrıca olası bir operasyonun planlarının tüm
ayrıntılarıyla tartışma konusu yapılmasını da eleştirerek,
hükümetin bu konuyu davul zurna ile ortaya döktüğünü ve bunun da
güven veren bir yaklaşım yansıtmadığını söyledi.