Baykaldan Erdoğana salvolar
Abone olCHP Genel Başkanı Baykal, ''Ergenekon'' davasındaki ikinci iddianamenin de ''çok problemi, çok ciddi zafiyetleri olduğunu'' savundu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Ergenekon''
davasındaki ikinci iddianamenin de ''çok problemi, çok ciddi
zafiyetleri olduğunu'' savundu. Baykal, soruşturmada hesaplaşma
duygusuyla hareket edildiğini iddia etti.
Baykal, Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, 29
Mart yerel seçim kampanyasının şimdiye kadar alışık olunmadığı
şekilde geçtiğini ifade etti.
Kampanyanın bütün illere taşınmasının çok sık rastlanan bir durum
olmadığını belirten Baykal, ''Bu defa niye böyle oldu? Bu defa
Sayın Başbakan bu tercihi yaptı'' dedi.
''ERGENEKON'' İDDİANAMESİ
Bir gazetecinin, ''sandıktan başka çare yok' açıklamanız ile
iddianamedeki darbe iddiaları aynı döneme rastlıyor. Bu açıklamanız
bir duyuma mı dayalıydı?'' sorusu üzerine, Baykal şunları
kaydetti:
''Özel istihbarata dayalı bir değerlendirme olmadığını
söylemeliyim. Siyaset adamları içinde bulundukları ortamın
gereklerini, o ortamda kendisini gösteren anlayışları, eğilimleri
bilinçli ya da bilinçsiz olarak değerlendirirler. Sözlerine,
açıklamalarına, toplumun içinde iklim, ruh hali yansır. Ben
Türkiye'de siyasetin artık tartışma götürmez biçimde çağdaş
demokratik anlayış temelinde yürütülmesi gerektiğine inanıyorum. Bu
konuda büyük mücadeleler verdik. O mücadeleler sonucunda
demokrasinin seçim ve sandık temeli tartışma götürmez biçimde kabul
görmüştür. Bu konuda artık bir tereddüt yok. Fakat seçim ve sandık
temeli demokrasiyi güvence altına almaya yetmiyor. Seçim her yerde
var. Tek parti döneminde, Orta Doğu'daki ülkelerin her birinde var.
Hitler seçimle geldi. Seçim ve sandık artık demokrasiyi güvence
altına almıyor. Onun başka gerekleri var. O gereklerin ortaya
çıkması lazım. O gereklerin yaşama geçmesi lazım.
Demokrasiyi askeri darbe tehditleri karşısında sahiplenmek güzel
bir şey, ama demokrasiyi iktidarın içinden kaynaklanan, demokrasiye
sığmayan uygulamalarla, dayatmalarla, şantajlarla, devlet
olanaklarını kullanmakla, para kullanmakla, tehditle tehlikeye
maruz bırakmak, o da başka bir demokrasi tehdidi. Türkiye şimdi bu
yeni demokrasi tehdidini kavramak ve buna karşı tedbir almak
zorundadır. Efendim 'asker müdahale etmesin başka problem yok.' Sen
de etme kardeşim sen etme. İktidar olarak, idare olarak etme,
parayla etme.''
Basın özgürlüğü konusunda geriye gidişin söz konusu olduğunu
savunan Baykal, '' AB Komisyonu Başkanı dün Cumhurbaşkanımıza basın
özgürlüğünün önemini anlatıyor. Ne kadar şaşırtıcı bir manzara,
üzüntü verici bir tablo. Türkiye basın özgürlüğü dersi almayı hak
eden bir ülke mi?'' dedi.
Baykal, ''Artık darbe kanalıyla demokrasi tehdidi Türkiye'de
gündemden düşmüştür. İsabet olmuştur. Türkiye bunu başarmıştır, ama
şimdi başka demokrasi tehditleri var. O tehditlerle de mücadele
etmek zorundayız'' diye konuştu.
İDDİANAME
Bir gazetecinin, ''Ergenekon davasında ikinci iddianameyi genel
olarak inceleme olanağınız oldu mu?'' sorusuna Baykal, ''Hayır,
kapsamlı bir şekilde incelediğimi söyleyemem, ama bu iddianamenin
ve daha önceki iddianamenin çok problemi var. Ona kuşku yok. Çok
ciddi zafiyetleri var. Bu zafiyetler de zaten adil yargılama
anlayışına ters düşen, insan hak ve özgürlüklerine tamamen karşı
uygulamalar olarak madde madde tespit edilmiştir'' karşılığını
verdi.
Türkiye'de geçmişte yapılmış gelecekte de yapılabilecek bazı
yanlışlar konusunda hukuku işletme, hesap sorma iradesini ortaya
koymanın çok yerinde olduğunu düşündüğünü belirten Baykal,
''Türkiye'nin bu darbe konusunda bir netleşmeye, ne vardır ne
yoktur, bunu doğru anlamaya ihtiyacı vardır. Bu konuda da bir
çalışma yapılması çok doğaldır'' dedi.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi bu konulardaki ihtiyacın hepsini birbiriyle bağlantılı
kılarak, mafyalaşmayla darbeyi, terörle mücadeleyle mafyalaşmayı,
terörle mücadeleyle darbeyi, gerçekte olmadığı halde bağlantılıymış
gibi göstererek bunun üzerine bir miktar da hesaplaşma duygusu,
intikam alma arayışı, 'ben sana gösteririm, sen bana falan tarihte
yapmıştın şimdi de ben sana yapacağım' yaklaşımını eklediğiniz
zaman işte ortaya bugünkü yargılama çıkıyor. Bu maalesef acı bir
tablodur. Yapılması gereken şey hepsini birbirinden ayırmaktır.
Hepsini ayrı ayrı incelemektir.
Uğur Dündar günlerdir isyan ediyor haklı olarak. Tanık mıdır, sanık
mıdır? Neyle suçlanmaktadır? Uğur Dündar hakkına sahip çıkacak
konumda bir insan, sesini duyurma gücüne sahip. O noktada yapılan
yanlışlığı bütün toplum görebiliyor, ama ona benzer daha nice
haksızlıklar, yanlışlıklar var.''