Baykal'dan eleştirilere devam
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın "Kan üzerinden siyaset yapıyorlar" sözleri CHP lideri Deniz Baykal'ı fena kızdırdı. Baykal Bursa İl Başkanlığı'nda eleştirilerini sıraladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, etnik
sorunun çözülmesiyle terörün ortadan kaldırılamayacağını
belirterek, "Başbakanın bilmesi gerekir ki, demokratikleşme ve
etnik sorunun çözümü doğrultusunda birtakım açılımlar yaparak terör
sorununu ortadan kaldırmayı umut etmek, geçerli bir bekleyiş
değildir" dedi. Deniz Baykal, başbakanın 'kan üzerinden siyaset
yapıyorlar' eleştirisine ise, "Kan üzerinden siyaset yapsaydık, 1
Mart Tezkeresi'nden sonra başbakan o koltukta oturamazdı, başbakan
işine baksın, asabını kontrol etsin, kan konuşmasın, kan akışını
önlesin" diyerek cevap verdi. Partisinin Bursa İl Başkanlığı'nı
ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Deniz Baykal,
CHP'nin 1998 yılında hazırladığı raporda "Kürt sorununa"
değindiğini ifade ederek, "Biz bireysel hak ve özgürlükler, etnik
kimlik bağlamında sorunu ortaya koyduk. Herkes etnik kimliğini
açıklasın demiştik. 7 yıl önce hukuk sisteminde bu sıkıntı vardı.
Bunun devlete tehdit oluşturmadığını ifade etmiştik. Türkiye'de
artık kimsenin etnik kimliğini ifade etmesi yadırganacak bir olay
değildir, ana dilini öğrenme garipsenecek bir olay değildir. Müzik
yapma, kitap kaset çıkarması, televizyonda istediği dilde konuşması
yadırganacak bir olay değildir. Bu iş aşılmıştır. Bu rapor onu
söylüyordu" diye konuştu. Baykal, şimdi yapılan hatanın, etnik
sorunla terörün birbirine karıştırılmasından kaynaklandığını öne
sürerek, şunları söyledi: "Sakın ha terörle bu anlamda etnik sorunu
birbirine karıştırmayın. Terör ayrıdır, etnik sorun ayrıdır. 'Biz
etnik sorunu çözerek terörü çözeceğinizi zannetmeyin' diyoruz. Bu
anlamda etnik sorunu çözme konusunda iyi niyetli adım atıldığı
halde, terör sorunu çözülememiş. Demiryollarına, karayollarına
mayınlar döşenmiş, bombalar patlamaya devam etmiştir. Demokratik
ilerlenme sağlandığı halde, o ilerleme sağlansa da terör sorunu
kalkmadı. Terör farklı kaynaklardan besleniyor. Onu bilelim. Ona
karşı özel tedbir alalım. Ama bir insan hakkı olarak da
özgürlükleri verelim. Ama başbakan, etnik sorunu, terör sorununun
çözümü açısından bir çare olarak söylüyor. Büyük yanlış yapıyor.
Hiç alakası yoktur. Terör örgütünün bu konudaki taleplerini
önemseyerek, onları muhatap alarak müzakere ederek terör sorununu
kontrol edeceğini sanıyor. Onlarla bu temasa yöneldiği anda, ne
terör ne de etnik sorunla ilgili doğru bir çizgide durmayı
başarıyor." "ETNİK SORUN AYRI, TERÖR SORUNU AYRI" Deniz Baykal,
Başbakan Erdoğan'ın muhalefete yönelik, 'Kan üzerinden siyaset
yapıyorlar' eleştirisine de Bursa'dan cevap verdi. Başbakanın
kendisine yakışmayan bir üslupla muhalefeti suçladığını savunan
Baykal, "Bu başbakanın içinde bulunduğu ruh çalkantısını
yansıtıyor. Başbakan 1 Mart Tezkeresi'yle Türkiye'nin Güneydoğu
Anadolu'suna yabancı silahlı kuvvetlerin kalıcı bir biçimde
yerleşmesini uygun gördü. CHP, bir tek insanımızın bir tek
vatandaşımızın dahi burnu kanamasın diye büyük bir sorumluluk
geliştirdi. Türkiye'yi bataklıktan kurtardı. Eğer biz, kan
üzerinden siyaset yapsaydık, başbakan o koltukta oturamazdı.
Başbakan, o kadar büyük hatalar yapıyor ki, Türkiye'yi Irak'a
sokacak, yabancı kuvvetleri Türkiye'ye yerleştirecekti. Biz sadece
Türkiye'yi değil, Türkiye'de iktidarı da bir büyük felakete
sürüklenmekten bilerek alıkoyduk. Bizim anlayışımız gereğini
yaptık" şeklinde konuştu. Baykal, 'demokratikleşme var' diye
terörün sona ermeyeceğini ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakanın bilmesi gerekir ki, demokratikleşme ve etnik sorunun
çözümü doğrultusunda birtakım açılımlar yaparak, terör sorununu
ortadan kaldırmayı umut etmek, geçerli bir bekleyiş değildir.
Demokratikleşmenin gereği vardır, gereken ölçüde gereken yerde bunu
uygularsın, terör 'demokratikleşme var' diye sona ermez. Terör
demokratikleşme talebiyle kontrol edilmez. O başka bir olay.
Terörün arkasında bir siyasi proje var, o siyasi proje her şart
altında takip edilir. Demokratikleşme bazen bahane, bazen talep.
Gereğini yapalım. İnsan hakları, bireysel hak ve özgürlükler
çerçevesinde yapalım. Ama bir etnik kesimi devletin muhatabı haline
getirmeyelim. Etnik kesimleri devletle karşılıklı pazarlık yapar
noktaya getirmeyelim. Dikkat edilmesi gereken nokta budur. Başbakan
işine baksın, asabını kontrol etsin, sükunetini kontrol etsin. Bir
başbakanın ağzından da kan sözleri çok yakışmıyor. Başbakan kan
konuşmasın, kan akışını önlesin. Kanın akışını önlemek için yapması
gereken şeyleri, Cumhuriyet Halk Partisi ona uzun süreden beri
söylüyor. Bu konudaki eksikliklerini, zaaflarını söylüyor."
Başbakanın patlayan mayınlar konusunda önemli adımları atması
gerektiğini de kaydeden Baykal, "En büyük sorun yolların
asfaltlanması. Yolların asfaltlanması, mayın döşeme konusunu
engelliyor. Milli Savunma Bakanlığı'na, Genelkurmay'a sorarsanız,
asfaltlanması gereken yol 4 bin 500 kilometre. Derhal bunların
asfaltlanması gerekiyor. Kanı önlemek istiyorsa yolları
asfaltlasın. Ekinlikte yol için trilyonlarca parayı bulan
başbakanın, Güneydoğu'daki yollar için para bulamaması geçerli
mazeret değil. Başbakan kan konuşmasın, kan akışını engellesin.
Bunun için doğru politika koysun" açıklamasını yaptı.