Baykal'dan dudak uçuklatan uyarı
Abone olCHP lideri 'siyaset ve ordu denge kurmalıdır' dedi. Aksi halde öyle bir tehlikeye dikkat çekti ki, düşman başına!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, AK
Parti hükümetini eleştirdi. Baykal, "Siyaset, mahkemeye
girmemelidir. Eğer mahkemeye sokarsak bunun acısını hepimiz
birlikte çekeriz." dedi. Ordu ile siyaset dengesinin kurulmaması
durumunda Balkan Savaşı'na benzer olayların yaşanabileceğini ifade
etti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin olağan il kongresine
katılmak üzere havayolu ile Erzurum'a geldi. Partililer tarafından
Erzurum Havalimanı'nda karşılanan Baykal, daha sonra kongrenin
yapıldığı düğün salonuna geçti. Burada tezahüratla karşılanan
Baykal, konuşmasında, hükümetin ekonomik politikalarını
eleştirdi.
BALKAN SAVAŞI'NDA OSMANLI ÇOK TOPRAK KAYBETMİŞTİ |
Baykal'ın gönderme yaptığı Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı çok toprak kaybetmişti. ORDU SAVAŞMA YETENEĞİNİ KAYBETMİŞTİ Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ, Rusya’nın teşvikiyle Ekim 1912’de Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Ordu, içerisindeki siyasi çekişmelerden ötürü savaş yeteneğini kaybetti. Osmanlı Devleti her cephede ağır mağlubiyete uğradı. Savaşın ardından taraflar arasında Londra Anlaşması imzalandı. Rumeli kaybedildi. Vatan olarak benimsedikleri Balkan topraklarından Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce korumasız Türk ailesi Hristiyan çetelerin saldırıları, salgın hastalıklar, açlık ve sefaletten kırıldı. Londra Antlaşması'na göre: |
Bir sehpa üzerine çıkarak konuşan Baykal'ın düşme ihtimaline
karşı bir partili sehpayı tuttu. Din ve siyaset ilişkisini kutsal
ilkeler olarak niteleyen Baykal, dinde iman ve teslimiyetin,
siyasette sorgulamanın esas olduğunu vurguladı.
Baykal, "Kutsal ilkelerimiz var. Din siyasete
karışmamalıdır, din siyasete alet edilmemelidir. Din ve siyaset
ayrıştırılmalıdır. Din bizim kutsal inancımızdır. Bu
kimliğimizi, siyasetin parçası haline getirmeyelim. Yani caminin
içerisine siyaseti sokmayalım. Dinde iman, itaat ve
Allah'ın birliği esastır, şirk koşmak yoktur, yasaktır.
Camide huzur sükûnet, iman ve teslimiyet hakim olacak ama siyasette
sorgulama, hakkı ve yanlışı ortaya koyma, şikayet etme esas olacak.
Şikayet etmeden siyaset olur mu, dinde muhalefete yer var
mı?" diye konuştu.
BALKAN SAVAŞI'NA BENZER OLAYLAR YAŞANABİLİR
Kışlaya da siyaset girmemesi gerektiğine dikkat çeken Baykal,
milletin siyasi anlayışının olabileceğini, ancak silahlı kuvvetlere
girenlerin siyaseti bırakması gerektiğini belirtti. Ordu ile
siyaset dengesinin kurulmaması durumunda Balkan Savaşı'na benzer
olayların yaşanabileceğini ifade eden Baykal, Balkan
Savaşı'nda yaşananların altında ordunun içine siyasetin
karışmasının bulunduğunu söyledi.
Siyaset ve mehkeme ilişkisine de değinen CHP Genel
Başkanı Baykal, siyasetçilerin hukukun işine karışmaması
gerektiğini dile getirdi. Siyasetin mahkemeye de girmemesi
gerektiğinin altını çizen Baykal, "Eğer mahkemeye sokarsak bunun
acısını hepimiz birlikte çekeriz. Siyasetçi, hükümet, hukuka
karışmayacak. Habur'da ne oldu hatırlayın. PKK'lı
teröristler Türkiye'ye girecekmiş, konuşmuşlar, pazarlığını
yapmışlar. Bu konuda anlaşma yapmışlar hükümet mensupları.
PKK'lı teröristler elinde mektupla geldiler. Öcalan'ın talimatıyla
geldiklerini söylediler. Oradaki yetkililer, kim bunlar Başbakan'ın
gönderdiği MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı
Müsteşarı, memleketin hakim ve savcıları. Hiçbir zaman bir
mahkeme sanığın ayağına gitmedi. Seyyar mahkeme kuruldu. Çadır
tiyatrosu olur ama çadır mahkemesi olur mu? Hükümet senin
ne işin var kardeşim hukukun içerisinde, PKK'yı muhafaza edeceğim
diye hukukun ırzına geçmeye senin ne hakkın var?" şeklinde
konuştu.
İsim vermeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı'nın, anayasadan Türk
Milleti kelimesini kaldırmak istediğini ileri süren Baykal, şöyle
konuştu: "Kendilerini yüce divanda yargılayacakları tayin
etme arayışı içindeler. Anayasa Mahkemesi kanunları
denetler. Devletin başbakanını, bakanlarını yanlış
yapmışlarsa yargılar. O yüzden siyasetin dışında olacak. Açılım
iddiası ile ortaya çıktılar, milletin kafasını bozdular. Bu
memlekette hepimiz bir imparatorluğun çocuklarıyız.
Herkesin kimliği onun şerefidir. Herkes birbirine, senin
etnik kimliğin nedir diye soruyor. AK Parti'nin Genel
Başkan Yardımcısı anayasadan Türk Milleti lafını kaldıralım diyor.
1071'den beri biz ne olarak bulunuyoruz Allah
aşkına. Laz olman başımla beraber ama senin Laz olman Türk
Milletinin bir parçası olmana engel değildir. 'Ben Kürdüm' başımla
beraber ama senin Kürt olman Türk Milleti'nin şerefli evladı olmana
engel değildir."