Baykaldan çifte eleştiri
Abone olDeniz Baykal bu kez hem Erdoğan'ı, hem de Gül'ü eleştirdi. İkisine de ağır yüklendi.
Baykal hem Başbakana hem Cumhurbaşkanına yüklendi.
Başbakan için "Yaşanan olaylar ve adaylarla ilgili yorumlar
karşısında Başbakan bir yerleri almak değil mevcut yerleri koruma
noktasına çekilmiştir” dedi. Gül için ise “Son rektör ataması
göstermiştir ki artık Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığından söz etmek
mümkün değildir” diye konuştu.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Baykal başkanlığında
toplandı.
MİLLETİ GÖREVE ÇAĞIRDI
Ülke sorunlarının 2008'in ortalarından itibaren, uluslararası
krizin de etkisiyle kendisini daha çok hissettirdiğini belirten
Baykal, CHP'nin zamanında gerekli uyarıları yaptığını, ancak
bunların görmezden gelindiğini bildirdi.
“AKP'nin devletin temel düzeni ve laiklikle ilgili
anlayışının ciddi bir tehdit oluşturduğunu anlatmaya çalıştıklarını
ve milleti göreve çağırdıklarını” kaydeden Baykal, AKP'nin
22 Temmuz seçimlerinde aldığı yüzde 47 oyu taşıyamadığını
savundu.
CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ DEĞİL
Cumhurbaşkanlığı seçiminin çok önemli bir kırılma noktası
olduğunu, bu seçimden sonra toplumdaki tereddütlerin arttığını dile
getiren Baykal, “Cumhurbaşkanı ciddi bir hakemlik görevi olmasına
rağmen, Cumhurbaşkanı Gül bunu yapamıyor. Son rektör
ataması göstermiştir ki artık Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığından
söz etmek mümkün değildir. YÖK'te yapılan atamalarla üniversiteler
AKP'nin kontrolüne geçmiştir. İstanbul Üniversitesindeki
atama bunun göstergesidir. Öğretim üyelerinin tercihi yerine
Başbakan'ın doktoru atanmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
EMNİYETE VERİLEN DİNLEME YETKİSİ ÇOK VAHİM
CHP Genel Başkanı Baykal, AKP'nin hedefinin üniversiteler ve
yüksek yargıyı ele geçirmek olduğunu savunarak, adım adım
gerçekleştirilen uygulamaların bu niyeti ortaya koyduğunu
kaydetti.
Haberleşme özgürlüğü ile medyanın bilgilendirme özgürlüğüne yönelik
tehditler olduğunu anlatan Baykal, MİT ve Emniyet'e verilen dinleme
yetkisini de “çok vahim” olarak nitelendirdi.
YOLSUZLUKLARDAN GELEN PARA SEÇİME
AKP Hükümeti döneminde yolsuzlukların da hız kazandığını iddia
eden Baykal, buradan elde edilen paraların siyasi hedefler için
kullanıldığını savundu.
Baykal, 2008 yılının CHP'nin daha iyi anlaşıldığı bir yıl olduğunu
dile getirerek, CHP'nin din düşmanı, milliyetçilikten uzak
olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığının da
anlaşıldığını bildirdi.
Bu yılın CHP etrafındaki peşin hükümlerin ortadan kaldırıldığı bir
yıl olduğunu kaydeden Baykal, partisinin etnik ve mezhepsel siyaset
yapmayan bir anlayışa sahip olduğunu vurguladı.
YEREL SEÇİM “DUR DEME” YOLU...
Deniz Baykal, 2008 yılının yolsuzlukla mücadele
açısından CHP'nin etkili olduğu bir yıl olduğunu da dile getirerek,
yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gittiklerinin görüldüğünü
belirtti.
2009 yılının kritik bir yıl olacağını da vurgulayan Baykal,
CHP'nin laik, demokratik cumhuriyetin güvencesi olmaya devam
edeceğini söyledi.
Yerel seçimlerin Türkiye'nin genel gidişi açısından
çok önemli olduğuna da dikkati çeken Baykal, yerel seçimlerin
AKP'ye “dur demenin ve ders vermenin” bir yolu olduğu
değerlendirmesinde bulundu.
BAŞBAKAN ALMAK DEĞİL, KORUMAK NİYETİNDE
Baykal, üç dönemdir belediye başkanlığı yapan ve kendini
başarılı olarak nitelendiren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in yeniden adaylığının henüz açıklanmamış olduğunu
hatırlatan Baykal, Gökçek'in CHP karşısında yıprandığını öne
sürdü.
Baykal, “Yaşanan olaylar ve adaylarla ilgili yorumlar
karşısında Başbakan bir yerleri almak değil mevcut yerleri koruma
noktasına çekilmiştir” dedi.
Baykal, MYK toplantısında bir televizyon programında partisinden
aday olması konusunda çağrıda bulunduğu Eskişehir Büyükşehir
Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in bu çağrıya katılmamasını da
üzüntüyle karşıladığını ifade etti.