Baykaldan ağır iddia!
Abone olBaykal konuşmasında hem önemli bir iddiada bulundu, hem de Erdoğan'a çok merak ettiği bir soruyu sordu... Baykal'ın son açıklamaları;
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin, bundan önce en önemli
konularda CHP'den destek istemediğini ifade ederek, ''En
önemli konularda ihtiyaç hissetmedin de şimdi Kürt açılım konusunda
niye CHP'ye geliyorsun? Onlara tavsiyem kimsenin elini öpmesinler.
El öpmeye çok alıştıkları anlaşılıyor. Yeterince el öptükleri için
zaten Türkiye'ye bu hale getirdiler'' dedi.
Baykal selde 13 şoförün öldüğü tır parkının sahibini Erdoğan'ın çocukluk arkadaşı Cihan Kamer olduğunu da iddia etti...
Baykal, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları
yanıtladı.
İstanbul'da yaşanan sel felaketine değinen Baykal, selin 17 Ağustos
1999 depreminden sonra yaşanan en büyük felaket olduğunu
söyledi.
BAŞAKŞEHİR'İ ERDOĞAN YAPTIRDI
Yaşanan can ve mal kaybına işaret eden Baykal, maddi kaybın
boyutlarının büyüklüğünü de vurguladı. Selin ardından İstanbul'a
gittiğini ve tır parkında incelemelerde bulunduğunu hatırlatan
Baykal, AK Parti iktidarı döneminde Ayamama Deresi'ne yer yer
müdahale edildiğini, ıslah çalışmaları yapıldığını ancak
yapılanların olayı kontrol etmeye yetmediğini iddia etti.
''Bu güzergah boyunca muazzam bir imar faaliyeti
gerçekleştirildiğini'' söyleyen Baykal,
''Bunlardan bir tanesi de bizzat Başbakan'ın belediye
başkanlığı zamanında gerçekleştirdiği Başakşehir''
dedi.
CHP'NİN RUHSAT VERDİĞİ TIR PARKI 30 KM ÖTEDE
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın,
''tır parkı izninin CHP zamanında verildiğine''
yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Baykal, Topbaş'ın ''6
tane park ruhsatı verildi. Bunların bir kısmı onların zamanında
verildi'' dediğini belirterek, ''Sen 6'yı, 5'i bırak. Ben bir
tanesini söylüyorum o da 13 vatandaşımızın ölmesine ve yüzlerce
tırın tahrip olmasına yol açan tır parkını konuşuyorum.
Somut bir tır parkı. Bana onun 20-30 kilometre ötesindeki
CHP'li belediyelerin yaptıkları tır parkı ruhsatlarından
bahsediyorlar. Karıştırmaya, vatandaşın zihnini
bulandırmaya çalışıyorlar'' diye konuştu.
OTOPARKIN SAHİBİ ERDOĞAN'IN ÇOCUKLUK ARKADAŞI
OTOPARKIN SAHİBİ ERDOĞAN'IN ÇOCUKLUK
ARKADAŞI
Baykal, ''O parkın ruhsatı kimin zamanında, ne zaman, kime
verilmiş?'' sorusunu, şöyle yanıtladı:
''Hiç şüphe yoktur ki, onun ruhsatı AKP yönetimi zamanında
verilmiştir ve tır parkı olmaya hiç müsait olmayan bir
yerdir. Olmadığı da bu yaşanan olayla ortaya çıkmıştır. Bu
olay bunun çok somut kanıtıdır. AKP'nin bu otoparkta, 'Kamer
Otoparkı', adında da 'Kamer' geçiyor zaten, ruhsatın sahibi
İstanbul Belediyesi'dir. Buranın sahibi de Başbakan'ın
yakın arkadaşı, dostu, çocuklarıyla birlikte o meşhur kuyumcu
dükkanını açan, ona yardımcı olan kişidir. Cihan Kamer
oranın sahibidir. Yani kendi ailesinden biri o tır parkını
işletmektedir.''
ARKADAŞA KIYAK GEÇMEK İÇİN
İstanbul'da boş arsalara tır parkı ruhsatı
verildiğini, bu arsalarda hiçbir yatırım yapılmasına gerek olmadan
sadece gelen tırlara bedel kesildiğini anlatan Baykal, ''bir arsa
sahibine kıyak yapılmak isteniyorsa ya arsanın hafriyat alanı
olarak gösterildiğini ya da tır parkı ruhsatı verildiğini''
savundu. ''Sel basacak yere niye veriyorsunuz onu?'' diye soran
Baykal, ''(Bu bizim özel dostumuz, arkadaşımız). Bunu
derseniz bu çok ağır bir sorumluluktur'' dedi.
44 YILDA BÖYME BİR SEL OLDU MU?
44 YILDA BÖYME BİR SEL OLDU MU?
Diğer derelerde yaşanan taşkınlara da değinen Baykal, ''İstanbul
Belediye Başkanı 'Biz 16 yıl kaldık, onlar 44 yıl kaldı' diyor. Biz
44 yıl kalmışız da bizim zamanımızda böyle bir şey olmuş mu?
Biz devrettiğimiz zaman böyle bir şey olmuş mu? Sen
almışsın, yaptığın uygulamalarla şimdi 16 yıl sonra iş gelmiş
buraya dayanmış. Bu 16 yıllık uygulamanın sonucudur. Daha
önce orada yapılmış ve sel felaketine yol açan hangi inşaatlar
var? Orası bomboş araziydi CHP devrettiği zaman. Kuş
uçmuyordu, hiçbir şey yoktu. Bunlar orayı yoğun inşaat
alanı haline getirdiler'' diye konuştu.
''İSTANBUL İMAR PLANINDA 4 BİNE YAKIN TADİLAT
YAPILDI''
AK Parti döneminde İstanbul imar planında 4 bine yakın imar planı
tadilatı yapıldığını bildiren Baykal, bu plan tadillerinin tek
amacının ''rant'' olduğunu iddia etti. Baykal, şunları
kaydetti:
''Cumhuriyet tarihinin en büyük imar tadilatı yapılan dönemi
bunların dönemdir. Bu kadar çok imar planı tadilatı yaparsan,
bunlarla yoğunluğu artırır, yeşil alanları konutlara dönüştürürsen,
iş merkezlerini yığarsan, bunun sonucunda oranın kendi düzeni
elbette bozulur. Ona da tedbir almazsan, çözüm düşünmezsen,
karşılığını aldığın tekliflere imar planı değişikliği izni vermekle
yetinirsen gelecek tablo bu.
Bu bahsettiğim imar planı değişikliklerinin 67 tanesine İSKİ Genel
Müdürlüğü 'Olmaz böyle plan tadilatı, bunu kabul edemem. Bu
benim İSKİ olarak sorumluluklarımı yerine getirmeme imkan
vermiyor' diye iptali için müracaatta bulunmuştur. Yani
yapılan plan tadillerine İSKİ'yi dahi inandıramamıştır İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı.''
TOPBAŞ BÖLGEYE GİTMEDİ
CHP'nin suçlanmasının ''suçluluk kompleksi''nden kaynaklandığını
ileri süren Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ın bölgeye gitmediğini ileri
sürerek, ''Çünkü suçlu olduklarını biliyorlar da ondan.
Buradaki onların gidememiş olmasını sıradan bir eleştiri diye
söylemiyorum, onların gidememiş olması suçluluklarını
bildiklerinin ifadesidir'' dedi.
Tepki gösterileceği için bölgede incelemelerde bulunulamadığını
savunan Baykal, ''Başbakan helikopterde zaman ayırdı. Havadan
baktı. Ona itiraz etmiyorum ama bir de git o tır parkına, malını,
mülkünü, sevdiklerinin canını kaybetmiş olanlara geçmiş olsun de''
ifadelerini kullandı.
''İSKİ İLE CHP AYNI GÖRÜŞTE''
''Yarın Belediye Meclisi'nde biz bugüne kadar AKP'nin dere
sahalarında yaptıkları imar tadilatlarının iptali için bir
girişimde bulunacağız'' diyen Baykal, şöyle devam etti:
''Eğer gerçekten oraları denetim altına almak istiyorlarsa, bundan
sonra benzer facialar yaşanmasın istiyorlarsa ilk yapmaları
gereken iş o dere sahalarındaki imar plan tadilatlarını iptal
etmektedir. Böyle bir yola girerlerse biz CHP olarak
onlarla işbirliği yaparız. Bu konuda İSKİ bizimle beraber, İSKİ ile
aynı görüşteyiz biz. Yani Büyükşehir Belediyesi İSKİ Genel
Müdürlüğü ile CHP o alanlarda yapılan plan tadilatlarının yanlış
olduğu konusunda görüş birliği içindedir. 'Birlikte iptal edelim'
diyoruz. O hala sağlanmadı. İnşallah bu olaydan sonra bir yeni hava
içine girerler, bunu birlikte gerçekleştiririz.''
SEN BU CİNAYETLERİN HESABINI VER
SEN BU CİNAYETLERİN HESABINI VER
Topbaş'ın, ''doğa suçludur, ozon tabakası
delinmiş'' şeklinde açıklamalarda bulunduğunu, bunun da
ciddiyetten uzak olduğunu ifade eden Baykal, ''40 yılda bir olay
yaşanmış mı? 40 yılın faturasını 16 yıl sonra mı soracaksın bize?
40 yıl önce ne oldu da neyin faturasını soruyorsun bize? Sen şimdi
sebep olduğun bu cinayetlerin hesabını ver'' dedi.
''MAKYAJ BELEDİYECİLİĞİNİN İÇ YÜZÜ
GÖRÜLSÜN''-
Baykal, ''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dere
ıslah çalışmalarının, CHP'nin açtığı davalar nedeniyle
yapılmadığını söylüyor'' sözleri üzerine, bu açıklamaların toplumu
yanıltmaya yönelik olduğunu söyledi.
CHP'nin açtığı davaların, imar planı tadilatlarının iptaline
yönelik olduğunu ifade eden Baykal, ''Rant paylaşımına, sele yol
açan planlara yönelik girişimlere karşı davalar açtık'' dedi.
Dere ıslah çalışmalarının iptali istemiyle açtıkları
herhangi bir dava bulunmadığını kaydeden Baykal, ''Milleti
aldatacaklar. Olay tam bir tersine, bu bir çarpıtmadır.
Biz, dere ıslahını zorunlu kılan ve sel baskınlarına sebep olacak
imar planına karşı çıkıyoruz'' diye konuştu.
İmar çarpıklıklarından dolayı insanların ölümüne yol açıldığını
savunan Baykal, dünyada böyle bir durumla karşılaşılması
halinde yetkililerin istifa edeceğini söyledi.
''Topbaş istifa etmeli mi?'' sorusuna Baykal, ''Bir dakika bile
durmaz, elbette'' yanıtını verdi. Ancak ortada böyle bir niyet
olmadığını ifade eden Baykal, ''Vatandaşımız artık şunu görsün;
İstanbul'daki makyaj belediyeciliğinin iç yüzünün ne olduğunu, rant
peşinde koşarak insan hayatının nasıl tehlikeye atıldığının 16
yıllık belediyecilik sonunda nasıl ortaya çıktığını görelim artık
ve buna karşı tepki koyalım'' şeklinde konuştu.
DAVUTOĞLU İLE NE GÖRÜŞECEK?
DAVUTOĞLU İLE GÖRÜŞMESİ
Sorular üzerine Baykal, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile 15
Eylül Salı günü yapacağı görüşmenin, bundan önce yaptığı görüşmenin
devamı niteliğinde olduğunu söyledi.
Davutoğlu ile görüşmesinde, genel dış politika konularıyla ilgili
kapsamlı değerlendirme yaptıklarını ve daha sonraki temaslarla
ilgili de değerlendirme yapmayı konuştuklarını ifade eden Baykal,
''Bana daha önce konuştuğumuz konularla ilgili gelişmeler
hakkında bilgi verecek. Bu sadece Kafkaslarla ilgili
değil, gündemimiz Ermeni açılımı falan da değildir'' dedi.
KÜRT AÇILIMINI KONUŞMAYACAĞIZ
''Kürt açılımı konusunu açarsa konuşmayacak mısınız?'' sorusuna
Baykal, ''Hayır. Kesinlikle söz konusu değil. Zaten buna
saygı gösterir. O konuya girmeyecektir'' yanıtını
verdi.
Ermenistan ile başlatılan görüşmelerin bundan sonra Türkiye'yi
nereye götüreceğini kaygıyla izlediklerini dile getiren Baykal,
ortada imzalanmış bir protokol bulunduğunu, nisan ayında imzalanan
bu protokolün ağustos ayında kamuoyuna duyurulduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan'ın, ''Azerbaycan topraklarındaki işgale
son verilmeden sınırı açmayız'' tavrında olduğunun
bilindiğini söyleyen Baykal, ''Başbakan'ın tavrı belli ama acaba
Sayın Gül, Obama'ya, 'böyle bir şart olmadan bu protokolü
uygulayacakları' konusunda bir değerlendirme yaptı mı, yapmadı mı?
Bunun anlaşılması lazım'' dedi.
Bu soruyu daha önce de sorduğunu, ancak bir yanıt gelmediği için
tekrarladığını ifade eden Baykal, ''Eğer işgalle ilgili bizim
kararlılığımızda böyle bir tereddüt varsa imzalanan protokole
bakıyorum, yapılan açıklamalara bakıyorum, bizim bunu uygulamamız
olağanüstü güçtür. Protokol'de işgalle ilgili hiçbir taahhüt yok''
diye konuştu.
''DEMOKRATİK AÇILIM'' ÇALIŞMALARI
''Demokratik açılım'' çalışmalarıyla ilgili Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in ''Bu sürece kim katkı verirse
elini de öpmeye, ayağına da gitmeye hazırım'' şeklindeki sözleri
hatırlatılarak, ''Sizin tavrınızda değişiklik oldu mu?'' sorusu
üzerine Baykal, hükümetin daha önce Anayasa değişikliği veya
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda CHP'nin görüşünü alma ihtiyacı
duymadığını, uzlaşma veya destek arayışına girmediğini söyledi.
Baykal, ''Sen bu en önemli konularda ihtiyaç hissetmedin de şimdi
Kürt açılımı konusunda niye CHP'ye geliyorsun? Burada suçluluk
telaşı var. Bu iş yanlış bir iş, yanlışa ortak istiyorlar.
Yaptıkları yanlış işin sorumluluğunu paylaşmak istiyorlar,
taşıyamıyorlar. Öbürlerini göze aldılar ve uyguladılar. Şimdi bunu
CHP olmadan olmaz. CHP'nin önemini yeni kavradılar'' diye
konuştu.
SAKIN BİZİM ELİMİZİ ÖPMESİNLER!
Bu konuda kullanılan üslubu, ''laubali ve üzüntü verici''
bulduğunu söyleyen Baykal, şunları kaydetti:
''Yok 'elini öperiz' falan lafları. İki Başbakan
Yardımcısı arka arkaya bunu söylediler. Ben bundan üzülüyorum,
rahatsız oluyorum. Bizim devletimiz kimsenin elini öpmez. Onlara da
tavsiyem kimsenin elini öpmesinler. El öpmeye çok alıştıkları
anlaşılıyor. Yeterince el öptükleri için zaten Türkiye'ye bu hale
getirdiler. Kimsenin elini öpmesinler. Benim elimi de
öpmeye kalkmasınlar, işlerini yapsınlar. Onun bunun elini
öpe öpe buraya getirdiler. 'Atmayın kullanın, sifonu çekmeyin
kullanın' diye diye buraya getirdiler. Şimdi bu sıkıntılı olduğu
görülen tablo içinde 'CHP de gelsin birlikte yapalım'. Hayır
kardeşim. Senin ne yapacağına daha karar vermediğin ortada.
KİMDEN GİZLİYORSUN?
Yaptığı işlerin yanlışları şimdiden ortaya çıktı. Daha 1.5 ay
olmadan bu iş iflas etti. Sen benimle bir süreç götüreceksin, daha
kamuoyuna ne yapacağını söyleyememişsin. İmralı'dan bir öneri
taslağı beklediniz. Ondan önce, sonra yapalım diye telaşa girdiniz.
Teklif geldi ilan edemiyorsunuz, saklıyorsunuz. Meclis'te gizli
oturumla bunları konuşalım diyorsunuz. Sen kimden gizleyeceksin?
İmralı mı, PKK mı duymayacak, dağdaki teröristler mi duymayacak.
Hayır millet, halk duymayacak. Halka karşı bir yaklaşımın içinde
olduğunu itiraf ediyorsun.
Terör iki taraf silahları bıraksın yaklaşımıyla çözülmez. Devlet
silah bırakır mı. Uzlaşma, barış istiyorsa teröristler mutlaka
silah bırakacak ondan sonra her türlü konu çözülür hale
gelecek.''