Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal pazartesi
günü düzenlediği basın toplantısında “Kürt Açılımı” konusunda
kendisinin tespit ettiği “felaketleri” açıkladı.
Toplantı boyunca yüksek vurgu ile konuşarak, sert ifadeler
kullandı. Başta Hükümet olmak üzere herkesi suçladı. Baykal’ın
fırçasından(!) askerler de nasibini aldılar!
Kürt Sorunu konusunda Baykal ve temsil ettiği dar kitlenin işi
her geçen gün giderek zorlaşıyor.
Çünkü karşısına aldıkları kesimler giderek artıyor.
En son askerler de Baykal’ın “karşı” olduğu yapılar arasına
girdiler.
Bu durum nereye kadar gidecek?
İşte Baykal’ın “genç lider” olarak önündeki sorunun umarsız
çengeli buraya asılı vaziyette bekliyor.
Deniz Baykal “ürpertici gelecek” tahlilleri yaptı:
-Türkiye bölünebilir, Lübnan olabilir, Irak olabilir, Yugoslavya
olabilir!
Bir adam daha atarak fiziki koşulları da söyledi:
-İç savaş çıkar!
Baykal’ı kaygılandıran gelişmelerin başında dil meselesi
var:
-Türkçe’den başka bir dille eğitim yapılması Türkiye’nin
bölünmesini hızlandırır!
Amerikan kolejleri, Fransız liseleri, Alman Liseleri, Avusturya
Liseleri, İtalyan Liseleri geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısından
itibaren yabancı bir dil ile eğitim yaptıklarını unutarak konuşuyor
Baykal Bey…
İngilizce eğitim yapılırsa Türkiye bölünmüyor.
Fransızca, Almanca, İtalyanca eğitim yapılırsa yine
bölünmüyor.
Ama, Kürtçe eğitim başlarsa, o zaman küt diye ortadan ikiye
ayrılıyor koca ülke…
Bunlar bir zamanlar Kürtçe televizyon yayınını için de aynı
şeyleri söylemişlerdi. Roj TV yayınlarını engellemek için köylerden
çanak toplamaya kadar vardırdılar işi…
Şimdi devlet kanalı TRT gün boyu Kürtçe yayın yapıyor, hiçbir
şey olduğu yok.
Ama Baykal bunları unutmuş olmamızı istiyor.
1984’ten 1999’a kadar 30 bin kişi öldü.
Bu bir “savaş” değilse nedir?
Dağlar mayınlı, uçaklar bombalar yağdırıyor, karakollar
basılıyor, askerler esir alınıyor.
Bundan ala savaş olur mu?
Askerler bile dayanamayıp, “düşük yoğunluklu” diyerek
eklediler:
-Savaş!
Şimdi ilk kez ülke genelinde herkes “barış olsun” istiyor. Artık
gençlerimizi gencecik birer fidanken toprağa vermeyelim diyorlar.
Mayın marifetiyle elleri, kolları, ayakları kopmuş gaziler değil,
bütün uzuvları yerinde duran askerliklerini bitirmiş gençler
katılsın hayatımıza…
Bundan daha güzel istek olabilir mi?
Bu istek doğrultusunda herkesin bir şeyler eklemesi, kendince
katkı yapması beklenirken CHP Lideri çıkıyor, “felaket tellallığı”
yapıyor:
-Her şey kötü olacak!
Hiç iyi bir haberin, projen, mesajın, dileğin, isteğin, cümlen,
kelimen yok mu?
Deniz Baykal, Kürt Sorunu’nda yaya kaldığını her gün biraz daha
net olarak gösteriyor.
Eskiden Güneydoğu’ya gittiğinde boynuna poşu falan takardı.
Artık takmaz…
Zaten onu takan da kalmayacak!