Baykal Türkiyeye alarm verdi 

Abone ol

CHP lideri Baykal, Ergenekon gözaltılarıyla ilgili kameraların karşısına geçti. Baykal oldukça sinirli ve tedirgin...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhuriyet'in savunulması ihtiyacı gereksiniminin giderek arttığını söyleyerek, gözaltıları sessizce izleyenler için önemli bir uyarıda bulundu.

Baykal'ın CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısındaki  ilginç sözleri;

Ergenekon'da hukuk değil siyasi bir hesaplaşma vardır. Bu bir intikam operasyonudur, hukuk operasyonu değildir. Belli bir kadroyla, geçmiş uygulamaları nedeniyle hesap sorulmakta, intikam alınmaktır.

Buradaki uygulama demokratik bir uygulama değildir. Hukuki bir uygulama değildir, Türkiye Anayasası'na göre bir uygulama değildir.

Türkiye bir kez daha kanun ile hukuk arasındaki derin çelişki içinde kalmış ve bu ayrımı bir kez daha yaşayarak görmüştür.

"ERGENEKON HUKUKİ DEĞİL"

Hiçbir demokratik hukuk devletinde böyle bir hukukla karşılaşmassınız. İnsanlar neyle suçlandıklarını bile bilmeden, tutuklu bulunacaklar; ancak neyle suçlandıklarını bilmeyecekler.

Başı değil, sonu belli değil. Böyle bir dava, hukuk aşama aşama gerçekleştirilemez.

"CUMHURİYET'LE HESAPLAŞILIYOR"

Bu hesap, onların temsil ettiği ilkeler ve değerlendirmelerden soruluyor. Bu şahsi bir hesaplaşma değil, Cumhuriyet'in temel değerleri ve ilkeleriyle hesaplaşılmaktadır.

Bundan sonra Cumhuriyeti, savunacaklara gözdağı verilmektedir.

Bu çaba çok ince bir siyasi planlama ile götürülüyor.

Bu davanın içinde bulunan toplumun saygın isimlerden hesap sorma anlayışı, bu insanların saygınlıklarını da yitirilmesi amacıyla yürütülen planlı bir aşamadır.

"DAVANIN ARKASINDA İKTİDAR VAR"

Hiç şüphe yok ki bu davanın arkasında iktidar vardır. Bu notu başından beri söylemiştir. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu davayı başından beri bilmektedir. Hatta Başbakan bu konuda savcı bile arıyorum diye söylemiştir.

Herkese içinden geçmekte olduğumuz bu dönemde birşey söylemek istiyorum.

"BAYKAL KİMİ KASTETTİ?"

Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Hepimiz bu konuyu içimizde çok özel bir sorumluluk duygusuyla değerlendirmeliyiz. Bu gidişin sonu da iyi değildir.

Bu gidiş iyi bir gidiş değildir, bu projeyi yapanlar ve uygulayanlar ve sessizce izleyenler için iyi bir gidiş değildir.

Bu anlamda topluma bir alarm vermek istiyorum. Bu durum karşısında "Ben acaba üzerime düşeni yapıyor muyum" diye düşünmelidir.

Türkiye'nin medya düzeni, iktidarın katkılarıyla değiştirilmiştir. Medya yapısı değiştirilmiştir, gene aynı şekilde hiçbir demokratik rejimde eşine rastlanmayan bir dinleme operasyonu başlatılmıştır.

"İŞİN SONU NEREYE GİDER BİLEMİYORUZ"

Bu sorumsuzluğun nereye kadar gitmeyeceği konusunda bir hüküm vermek söz konusu değildir. Yaşadıklarımız kabul edilmez olduğunda, ittifak kurmalıyız. Bunu birlikte tespit etmeliyiz. Bu kabul edilebilir olursa, buradan çok daha ileri noktalara gitme ihtimali vardır. Nereye kadar gider, nereye kadar gitmez kimse bilemez.

Ben AB’nin içinde yer alan sorumlu insanların da bu tabloyu değerlendirmeye davet ediyorum. Herkes iyi niyetle yaklaşmaya çalıştı ama bu Avrupa tavrının kırılma noktasına geldiğini görüyoruz. Bu olaylar bu uygulamalar sanıyorum bunu daha da hızlanmasına yardımcı olacaktır.

"KÖTÜ GÜNLER YAŞIYORUZ"

Daha önce Van'daki üniversitede yaşananlarda da ben söylemiştim. Hakkında yüzlerce yıl hapis istenen aslında bu işlerle hiçbir hukuki sorumluluğu olduğunu söylemiştik.

Hukuka büyük saygım var, ama gerçek hukuka ihtiyacımız var. Bunu sorgulamamız lazım. Yani hukuk siyaset tarafından iğfal edilir, hukuk çıkar yoluyla da iğfal edilir, başka şekillerde de iğfal edilir. Bu hukukun önemsiz olduğu anlamına gelmez, gerçek hukuku aramamızı isteriz.

Ama hukuk işlesin istiyoruz. O güveni taşıyor muyuz maalesef taşımıyoruz. Bu da acı bir tespit. Dedikodu değil bunlar, bunların gereğinin yerine getirilmesi lazım.

"O DEFTER KAPANDI"

Sessiz kalan kesimler kimler?

Gazeteler, patronlar, ekonomiyi yönlendiren insanlar, kadınlar erkekler, yaşlılar gençler, insanlar herkes...

Başka umut yok, tüm insanlar. O defter kapalı, kimse aklından geçirmesin. Şimdi görev toplumundur, ancak biz hepimiz destek olursak bu işten kurtulabiliriz. Hukuku, hukukla tedavi edeceğiz.

Günün Önemli Haberleri