Baykal Rumlara teşekkür etti
Abone olBaykal, "Türkiye'yi Kıbrıs'ta bir tehlikeli istikamete sürüklenmekten diplomasi değil Rumların oyu kurtarmıştır" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dokunulmazlıkların kaldırılması
ve yargının bağımsızlığını güvence altına alacak bir değişikliğin
yapılması konusunda siyasi partiler arasında mutabakat olduğunu
belirterek, bunların da içinde yer alacağı daha geniş bir Anayasa
değişikliği yapılması önerisinde bulundu. Baykal, partisince
hazırlanan ''Konya Zümrüt Apartmanı'' raporunun açıklanması için
Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen toplantıdan
ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin,
Anayasa değişikliği teklifinin bu hafta imzaya açılacağını
belirterek, CHP'nin son kararının ne olacağını sorması üzerine
Baykal, Türkiye'nin kapsamlı bir Anayasa değişikliği atılımını
yapması gerektiğini söyledi. ''(Bizden sadece bunlar istendi) deyip
sipariş verilen maddeleri içeren bir Anayasa değişikliği,
Türkiye'ye bu demokratik atılımı yapma şansını sağlamaz'' diyen
Baykal, şunları kaydetti: ''Sadece AB tarafından sipariş edilen
değil, Türkiye'nin gerçek ihtiyaçlarını esas alan bir paket ortaya
koymamız lazım. Bu paket içerisinde bu önerilen maddeler yer
alabilir, ama sadece bunların yer alması Türkiye'yi dünyada hak
ettiği, demokratikleşme hamlesini yapmış ülke konumunu sağlamaz.
Bu, dışarıya da yanlış mesaj veriyor. (Türkiye'nin ne yapacağına
biz karar veririz, bunu yaparlar başka da bir şey yapamazlar)
izlenimi ortaya çıkıyor. Bu, beni rahatsız ediyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılması ve yargının bağımsızlığını güvence
altına alacak bir değişikliğin yapılması konusunda tam bir
mutabakat var. Bunları da koyalım, daha geniş bir paket yapalım.
Dokunulmazlık ülkenin kanayan bir yarası. Türkiye'nin siparişle
değil, kendi isteği doğrultusunda değişiklik yapabileceğini
göstermesi lazım.'' Baykal, bir gazetecinin, söylediği iki
değişikliğin paket içerisinde yer almaması halinde tavırlarının ne
olacağını sorması üzerine, ''Benim görevim ne olacağını ortaya
koymak. Olması gereken budur. Hepimizin yapması gereken iktidarı bu
konuda harekete geçmeye çağırmaktır. Bunları dahil etmemelerinin
anlaşılabilir, kabul edilebilir, normal hiçbir cevabı yoktur. Niye
almadığını kimse söyleyemiyor'' diye konuştu. ''RUMLARIN İKİ BÜYÜK
YANLIŞI'' Bir gazetecinin, ''Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda
gelinen noktanın Türk siyasi hayatında 50 yılın diplomasi başarısı
olduğunu söyledi? Kıbrıs politikasında gelinen nokta sizce başarı
mıdır?'' sorusu üzerine Baykal, hükümetin, Türkiye'yi çok ciddi
sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açacak çok tehlikeli
adımlar attığını savundu. Bunlardan birinin Türkiye'yi Irak'ta bir
askeri harekata sürükleme adımı ve ABD askerlerinin Türkiye'de
konuşlanma projesi olduğunu ve bunu CHP'nin önlediğini belirten
Baykal, ikinci büyük tehlikeli adımın da 7 Ekim'de Irak'a asker
gönderme konusunda geçirilen tezkere olduğunu ve bundan da ABD'nin
asker gönderme talebini geri çekerek Türkiye'yi kurtardığını
söyledi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Üçüncü olarak da
Kıbrıs'ta çok tehlikeli, yanlış, uygulanmış olsaydı çok olumsuz
sonuçlar çıkaracak olan bir plan Rumlar'ın oyuyla uygulanamadı.
Türkiye'yi Kıbrıs'ta bir tehlikeli istikamete sürüklenmekten
kurtaran ne bu hükümettir, ne de diplomasi ekibimizin yaptığı
çalışmadır, Rumlar'ın aldığı karardır. Rumlar, Kıbrıs konusunda
ikinci büyük yanlışlarını yaptılar. İlk büyük yanlış 1974'te
Ada'nın yerleşme düzeninin değişmesi olmuştur. Şimdi bu planı
reddettiler. Fiilen ortaya çıkmış olan bu ayrışmayı hukuki bir
niteliğe, yaşayabilir bir altyapıya, ekonomik bir uluslararası
desteğe kavuşturma şansını bize tanıdılar. Ne yazık ki bu bizim
bilinçli politikamızla olmadı, biz tam tersini yapacaktık.
Hükümetin getirdiği Annan Planı 1974'te ortaya çıkmış olan tabloyu
geriye döndürmeye dönüktü. Şimdi önümüzde büyük bir fırsat var.
1974'te otaya çıkan tabloyu fiili bir durum olmaktan çıkarıp,
uluslararası hukukunda anlayışla karşıladığı, ekonomik güçlüklerin
kalktığı, kendi hayatiyetini kendisinin sağladığı bir konuma
getirmek. Böyle hamaset söylemeye, içinde bulundukları durum hiç
elverişli değil. Son dönemde Türkiye'yi perişan edecek büyük
hataların içinden geçti hükümet. İlk tehlikeli girişimini CHP,
ikinciyi ABD, üçüncüyü de Rumlar kurtardı. Papadopulos ve Rumlar'a
teşekkür etmelidir hükümet. Onlar da 'evet' demiş olsaydı bu planın
ne sonuç verdiğini o zaman yaşayarak görecektik.'' ''İKİ ÖNEMLİ DIŞ
POLİTİKA HEDEFİ'' KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın istifa
etmesine gerek olup olmadığı soruları üzerine de Baykal, Denktaş'ın
planın yürürlüğe girmesini önleme çabasında olduğunu, ancak bilinen
nedenlerle toplumun bu konuda yeni bir açılım tercihi içine
girdiğini kaydetti. ''Bunu ben Denktaş politikasının iflası olarak
görmüyorum'' diyen Baykal, Kıbrıs'ta bir çözümün bugüne kadar
ortaya çıkmamasının sorumluğunun nereden kaynaklandığının son
oylamayla daha iyi görüldüğünü belirtti. Baykal, ''Bu noktada kendi
içimizde tartışmalar açmak, birbirimize kampanyalar yürütmek
olmamalıdır. Şu sırada Kıbrıs'taki Türk toplumunun yapması gereken
el ele vermektir, derlenip toparlanmaktır. Böyle bir çaba içinde
Denktaş'ın kazandıracağı çok şey vardır'' dedi. Baykal, bir başka
soru üzerine, yapılması gereken işin başında Kıbrıs'ta Türk
toplumunun tanınmasının sağlanmasının geldiğini ifade ederek,
''Hükümetimiz de (yeniden müzakere yapalım) arayışına girmekten
kendisini uzak tutup, bu fiilini durumu kökleştirecek, hukuki bir
çalışmayı götürmesi lazım'' diye konuştu. Baykal, bundan sonra iki
önemli dış politika hedefinin olduğunu belirterek, ''Yetkililer
göğüslerini yumruklamaktan, naralar atmaktan vazgeçsinler, iki
ciddi iş var. Bunlardan birisi Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik
altyapısının oluşması, uluslararası ilişkilerinin geliştirilmesi,
uluslararası tanınma şansının gerçekleştirilmesi. Diğeri de
Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin başlaması için gerekli
kararların alınması. Bu ikisi birlikte gitmelidir ve her ikisi için
de bu sonuç olumlu fırsat getirmiştir'' dedi.