Baykal öyle kara bir tablo çizdi ki!..

Abone ol

Deniz Baykal "Anayasa Paketi"ni değerlendirdi? Öyle kara bir tablo çizdi ki!..Mayınlı arazilerden girdi, cumhuriyetten çıktı...

İNTERNETHABER

CHP Lideri Deniz Baykal Meclis'te parti grubuna seslendi. Hükümetin dün açıkladığı Anayasa Paketi'yle ilgili düşüncelerini açıkladı. Paketin bir Ak Parti prodüksiyonu olduğun söyleyen Baykal "Biz 12 Eylül Anayasası istemiyoruz ama Ak Parti Anayasası da istemiyoruz" dedi.

Konuşmasının tonunu gittikçe yükseltti ve Anayasa Paketi onaylanırsa bunun sivil darbe olacağını söyledi." Bu gerçekleşirse bildiğimiz Cumhuriyet artık aynı cumhuriyet olmayacaktır." diye konuştu... 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal konuşmasına taşlı saldırıya uğrayan Sultangazi Habibler Cemevi'nin Başkanı Yılmaz Başer'e "geçmiş olsun"a giden Habibler Kanuni Sultan Süleyman Camii imamı Ahmet Sevim'i kutlayarak başladı.

Baykal şöyle konuştu:


İKTİDARIN 3 TEMEL HEDEFİ 

İktidarın 3 temel hedefi var:
Anayasa Mahkemesi, HSYK ve siyasi partileri denetleme işlevini yargıdan alıp, denetlenecek olan siyasilerin kararına bağlama...

Siyasi partiyi hukuki denetimden kaçırma, hukuk dışına çekme...

Hukuku da siyasetin emrine sokma...

Anayasa Mahkemesi bu yasa geçerse AKP'nin Anasaya Mahkemesi olacaktır.

KABUL EDİLİRSE SİVİL DARBE OLACAK

Bir süredir hepimizin bildiği sivil darbe süreci bu anayasa değişikliğiyle noktalanacaktır. Türkiye ne yazık ki 87 yıl sonra adaletin, yargı bağımsızlığı kavramını çığrından çıkaracak siyasi saldırının hedefi olmuştur. Bu gerçekleşirse bildiğimiz Cumhuriyet artık aynı cumhuriyet olmayacaktır. 

BAYKAL'IN KUTLADIĞI İMAM
"Sultangazi'deki Sultan Süleyman Camii imamı cemevine ziyaret yaptı ve saldırıyı kınadı. Cem evinde bulunanları sevgiyle kucakladı. Gerçekte bu imamın davranışını olması gerekeni gösteriyor. Bu imamı yürekten kutluyorum. Ahmet Sevim'i kutluyorum. Bu davranış önemli, bir davranıştır.
ERDOĞAN BİZİ HAKLIYKEN HAKSIZ YAPTI

Başbakan "Türkiye'de kaçak çalışan Ermenileri sınır dışı ederim" dedi. Sen yasaları işletmemişsin, Türkiye'de işsizlik olduğu halde kaçak işçi olarak girmesine izin vermişsin. Sonra ABD'yle karşı karşıya gelince buraya gelmesine göz yümduğun insanlara rehine muamelesi yapıyorsun, acısını onlardan çıkarıyorsun. Bu kadar haklı olduğumuz bir konuyu dünyada perişan etmek için başbakan buldu ve uyguladı. Haklıyken haksız konumuna düştük. Başbakan çok ciddi gaf yapmıştır.

AKP DEVLETİ KENDİ GÖRÜŞLERİNE GÖRE OLUŞTURMAK İSTİYOR

Hükümet nihayet ağzındaki baklayı çıkardı. Bu noktaya gelinmiş olması bizim için sürpriz değildir. Biz çok uzun zamandır AKP’nin niyetinin yargıyı ele geçirmek olduğunu, bu konuda harekete geçeceğini söylüyorduk. Bize de AKP çevreleri diyordu ki “Daha ortada tasarı yok, önce bir görün. Niye reddediyorsunuz?” diyordu. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. Bu hükümetin yargıyla, TC.’nin temel ilkeleriyle problemi var. “Ben yönetime geldim, bu anayasaya göre yöneteceğim” demiyor. “Ben yönetmek üzere geldiğim devleti kendi görüşlerime göre yeniden oluşturacağım” diyor. Devletin yeniden oluşturulmasına gerek varsa bunun nasıl yapılacağı bellidir. El birliğiyle, müzakere ederek, canlı bir süreçten geçerek olur…

BAŞBAKAN NE DEDİ, NE YAPTI?

AKP bunları yapacağım diye gelmedi. Ne dedi? "İşsizlik bitecek" dedi ama bitmedi tarihi arttış yaşadı. Hatta "her üniversite mezununa iş vermek zorunda değilim" dedi. "Yoksulluk bitecek" dedi. Bitmedi arttı, bugün binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bunun tek sorumlusu sayın Başbakan ve izlediği ekonomi politikası. "Yasaklar kalkacak" dedi. Ama Türkiye bir korku imparatorluğuna döndü. Herkes dinlendiğinden şüpheleniyor. Herkes acaba ben de gizli bir mektupla suçlanır mıyım? diyor. Yolsuzluk bitecekti, yolsuzluk ülkesi olduk. Başbakan kendi istediği haberi yaptıracak diye devletin bankasından kredi aldı. Kitabına bile uydurmadı. "Çiftçi ürettiği ürünün hakkını alacak" dedi, çiftçi üretttiği ürünü ekemez hale geldi. Türkiye Yunanistan'dan pamuk hale geldi. "Emeklilerin huzur içinde yaşayacağı günler gelecek" diyordu, en büyük darbeyi onlar gördü. "Esnaf devlete yük olmadan huzur içinde çalışacak" dedi, siftah yapamaz oldu. "Doğu ve Güneydoğu kalkınacak" dedi. Tam tersi oldu, GAP olduğu yerde kaldı.

SAYIN BAŞBAKAN VAR MI BAŞKA EMRİN?

12 EYLÜL ANAYASASININ YERİNE AKP ANAYASASI

EĞER YENİ ANAYASA OLSAYDI MAYINLI ARAZİLERİN 49 YILLIĞINA İSRAİL'E VERİLMESİ İPTAL EDİLİR MİYDİ?

[PAGE]

EEE... BAŞKA EMRİN?

Şimdiden korku bacayı sardı. Daha dur, şimdi iktidardasın, mahkeme kapılarına düşeceğin gün gelecek. Şimdi yaşanan olayların arkasında bu var. Şimdi yaşananların bir AKP Prodüksiyonu'dur. Made by ABD... Bu anayasa doğmamış çocukları da ilgilendiriyor. Oy vermiş vermemiş herkesi ilgilendiriyor. Bu kadar geniş bir anlamı olan Anayasa düzenlemeyi kendi parti mutfağınızın iç işi olarak alıyorsunuz. Her kararı kendisi almış, kimseye danışmamış, Ne hukukçunun, ne yargı kurullarının, sendikaların, işçinin, esnafın, işadamlarının bilgisi var. Kimse bilmiyor, kim biliyor? Başbakan ve yanıdakiler. İmza atanlar da bilmiyor. Bize diyor ki size 3 gün süre... E başka emrin? Böyle anayasa değişikliği olmaz, olursa millet tarafından benimsenmez.

BU 12 EYLÜL ANAYASASI'NIN YERİNE AKP ANAYASASI

12 Eylül Anayasa'sını değiştirmek istiyoruz ama 12 Eylül anayasası gitsin yerine AKP anayasa gelsin anlayışını kabul etmiyoruz. Bu AKP anayasası... Yargı yargı olmaktan çıkıyor. 12 Eylül rejimi dahi, askeri rejimer dahi, yargının siyasi iktidarın kontrolü altına girmesini bu iktidarın şimdi yaptığını aklından bile geçirememiştir.

CAMİYE, KIŞLAYA, MAHKEMEYE SİYASETİ SOKMAYIN

Camiye siyaseti sokmayın diyorum. Cami kimsenin olmamalıdır, tüm müslümanların olmalıdır

Kışlayı partileştirmeyin, şunun kışlası, bunun kışlası yapmayın. Şimdi bu tehdit işliyor. Bunun da vahim sonuçları var. Canım biz yaparız kimsenin ruhu duymaz, cami bizim camimiz olur, kışla bizim kışlamız olur, kimsenin de sesi çıkmak. içine sindirmeyeni tehdit ederiz duruma hakime oluruz.

Mahkemeye siyaseti sokmayın. Tam bu noktaya yönelik bir sistemli girişimle karşı karşıyayız. Kendi yargısını, adliyesini kurmak üzere harekete geçmiştir. "Efendim demokratik ülkelerde  böyle" laflar bahanedir.

İşin özü AKP'nin kendi yüksek yargısını kurma arzusudur.

CUMHURBAŞKANI SEÇMEYECEK DE KİM SEÇECEK DİYEBİLİRSİNİZ AMA...

Anayasa Mahkemesi üye sayısı 19'a çıktı. 3 üyeyi TBMM seçecek. 2'si sayıştaydan, 1'i barolardan seçilelecek. Cumhurbaşkanı geriye kalan 16 üyeyi seçecek. Cumhurbaşkanı 5 üyeyi avukat, yönetici, raportör olanların arasından doğrudan kendisi çekecek. 2 tane vatandaşların arasından seçecek, yani 7 kişiyi doğrudan kendisi uygun gördüğü gibi belirleyecek. Geriye kalan 9 üyeyi de şöyle seçecek. Yargıtay'dan 3 üye, Danıştay'dan 2 üye, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden 1 kişiyi, 3 üye de YÖK'ten seçecek. RTÜK'ün hakkı yenmiş, Cumhurbaşkanı RTÜK'ten de seçsin. Bu 19 kişiden sadece 4 kişi hukukçu olabilir. Vatandaşlardan seçerken Deniz Feneri'ne gereken önemi elbette gösterecektir.

Diyebilirsiniz ki Cumhurbaşkanı seçmeyecek de kim seçecek, ona güvenin diyebilirsiniz ama ne yazık ki yaşaığımız deneyim bize bunu göstermiyor
 
BU ANAYASA MAHKEMESİ MAYINLI ARAZİLERİ KİME VERİRDİ?
Anayasa Mahkemesi bu yasa geçerse AKP'nin Anasaya Mahkemesi olacaktır. Yüce Divan sıfatıyla anaya mahkemesi Cumhurbaşkanı'nı yargılama konusu gündeme gelirse ne olacak? Bu bir korku etkisiyle hazırlanmış, yüce divan korkusuna karşı hazırlanmış bir değişiklik... Eğer bizim açtığımız İsrail'in Türk topraklarını 49 yıllığına alması konusu eğer bu anayasa mahkemesine değil de yeni anayasa mahkemesine giderse sonuç ne olurdu? Mayınlı arazileri İsrail şirketine verme girişimini iptal ettirdiğimizde bu Anayasa Mahkemesi olsa iptal olur muydu?

AB DİYOR AMA DOKUNULMAZLIK PAKETTE YOK!
Avrupa Birliği diyorlar ama AB'nin ısrarla üzerinde durduğu dokunulmazlık konusu pakette yok!

AKP BİR DAHA YARGILANMAMAK İÇİN
Siyasilerin yargılanması artık Meclis'in iznine bağlı. Grubu olan partilerden 5'er kişi ve bir de Meclis başkanı kapatma davası açılsın mı açılmasın mı diye oy kullanacak. Oy kullananlardan biri de kapanması istenen parti olabilir. 3'te 2 oyla alınacak karar. Yani bu tilkiye kümesteki tavukları emanet etmektir.
 
Mahkum olmuş, bir daha olmayayım diyor. O zaman Anayasaya saygı göster, hayır benim anayasam olsun diyor.

Yanına da garnitürleri koymuş, kadınlara hak, 12 eylül'e yargı hakkı... Bunları tek tek getir oylayalım. Ne alakası var bunların HSYK'yla... Bu oylama tarzı bir tuzak, tertip, kötü niyet, köşeye sıkıştırma... Bunun inandırıcı hiçbir yanı yoktur. Bu oylama tarzı, bu anayasa değişikliğinin altındaki zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır.

ANAYASAMIZIN ÖZÜ DEĞİŞECEK

Yapılacak değişiklik kısmı bir değişiklik olarak ifade edilemez, bizim yargı sistemimizin ana sütunudur değiştirilmek istenen maddeler. Onu değiştirdiğiniz zaman her şey değişmiş demektir. Anayasamızın özü değişecektir.
 
 
Günün Önemli Haberleri