Baykal Meclis'i göreve çağırdı
Abone olCHP lideri Baykal hükümetin Kıbrıs'ta emrivaki yaptığını ve olaya Meclis'in el koymasını istedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda, Annan Planı'nı hiçbir noktasında değişiklik arayışına girmeden kabul etme noktasına geldiğini'' savunarak, ''Bu bir emrivakidir. Bu emrivakiyi Hükümet yapmaktadır. Olaya TBMM'nin el koyması ihtiyacı vardır'' dedi. Baykal, ''Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Konseyi Toplantısı''na katılmak üzere İspanya'ya gitti. Madrid'e hareket etmeden önce Atatürk Havalimanı'nda açıklama yapan Baykal, toplantıda, ''Demokratikleşme, Ortadoğu'daki gelişmeler ve uluslararası güven'' konularının ele alınacağını bildirdi. Baykal, Kıbrıs konusunun da toplantıda gündeme geleceğini anlatarak, şunları söyledi: ''Türkiye'de olağanüstü gelişmeler ortaya çıkmaya başladı. Bugün konuşulan Kıbrıs gündemi, Başbakan'ın ABD ziyareti sonrasında şekillenmiştir. Türkiye, o ziyareti yeterince değerlendirme imkanını, bu konuda bilgilenme şansını bulamadı. Bu ziyaretin içeriğiyle ilgili olarak anamuhalefet partisi, TBMM ve kamuoyu bilgilendirilmedi. O ziyarette alınan kararların, şimdi uygulanması noktasına gelindiği görülüyor. Kıbrıs konusunda Türkiye'nin yıllardan beri sürdürdüğü bir politika vardı. Bu politika bütün yetkili organlarca ele alınmıştır. Yani hükümette, TBMM'de ve MGK'da. Öyle anlaşılıyor ki, bu politikadan tamamen farklılaşmış bir anlayış içinde Washington'da bir mutabakat ortaya çıkmıştır. Ve şimdi o mutabakatın uygulanması noktasına gelinmiştir.'' ''Kıbrıs konusunda TBMM dahil olmak üzere tüm yetkili organların aldığı temel siyaset anlayışının bir kenara bırakıldığını'' öne süren Baykal, ''2 yıldan beri gündemde bulunan 'Annan Planı'na olan itirazların dikkate alınmadan referanduma sunulması kararının alındığını'' savundu. ''ÖNCE MUTABAKAT ANLAYIŞI ORTADAN KALKMIŞTIR'' CHP lideri Deniz Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Önceleri 'önce mutabakat, sonra referandum' denilirdi. Şimdi gelinen noktada 'önce mutabakat' anlayışı ortadan kalkmıştır. Mutabakat olmadan da referandum noktasına gelinmiştir. Tabii bu, planın değiştirilmesi noktasında Türkiye'nin taleplerinin tümünün unutulması sonucunu doğuracaktır. Yani bu planı tartışmanın bir anlamı kalmamıştır. Aslında New York'taki görüşmelerde bir sonuç alınamaması halinde, plandaki boşlukların BM Genel Sekreteri'nin tek taraflı bir kararla doldurmasını Türkiye kabul ediyorsa, New York'ta bir görüşme masasına oturmanın göstermelik olmanın ötesinde bir anlamı yoktur. Türkiye öyle bir referandum uygulamasını kabul etmiştir ki, bunun içinde nelerin olacağı ancak referandumdan sonra şekillenecektir. Türkiye'de, TBMM'nin, MGK'nın, Hükümet'in, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanlığı'nın bugüne kadar çeşitli vesilelerle 'mutlaka değiştirilmesi gerekir, şu yönü kabul edilemez' diye eleştirdikleri planı, şimdi aynen hiçbir noktasında değişiklik arayışına girmeden, hatta içeriğinin bile netleşmesini beklemeden kabul etmiş olma durumuna gelinmiştir. Bu bir emrivakidir. Bu emrivakiyi hükümet yapmaktadır. Hükümet, bu oldubittiyi Türkiye'ye karşı yapmaktadır.'' ''TÜRKİYE, BÖYLESİNE TESLİMİYETÇİ DURUMA DÜŞMEMİŞTİR'' Baykal, ''bugüne kadar resmi yetkililerin yaptığı açıklamaların hiçbir şekilde bir iç tutarlılığı olmadığını'' da ileri sürerek, ''İç kamuoyunu tatmin etmek ve Annan Planı'nı kabul noktasına ülkeyi taşıyabilmek için yapılan beyanların tümü, bugün bütün anlamını yitirmiştir'' dedi. ''Bu sürecin onaylanması aşamasına gelindiğini'' kaydeden CHP Genel Başkanı Baykal, ''Bu olaya TBMM'nin el koyması ihtiyacı vardır'' diye konuştu. ''Türk dış politikasının kırılma ile karşı karşıya olduğunu'' iddia eden Deniz Baykal, ''Türkiye, bugüne kadar böylesine teslimiyetçi bir duruma düşmemiştir. Kıbrıs konusuyla bu bir kez daha ortaya çıkmıştır'' dedi.