Baykal iktidarı yalnız bıraktı
Abone olCHP lideri Baykal'ın gündeminde Anayasa değişikliği paketi vardı. Pakete destek konusunda ilginç bir iddia ortaya attı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''AKP'li iş adamları
dışında hiçbir toplum kesimi bu Anayasa değikliğini
benimsememiştir'' dedi.
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde 3 kamuoyu araştırma
şirketinde referandum ele alınmıştı. Anketler şimdilik hükümetin
istediği şekilde gidiyor..
Baykal, Siirt'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda
gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Başbakan'ın HSYK üyelerine yönelik eleştirileri
vardı, 'İstifa etsinler parti kursunlar' diye. Ayrıca, sizin de
hazırladığınız bir taslak metin olduğu kamuoyuna yansımış durumda,
bu taslak metni iktidarla paylaşmayı düşünüyor musunuz?'' sorusunu
Baykal, şöyle yanıtladı:
YALNIZ KALDILAR
''Anayasa tartışmaları etrafında, yeni yeni tartışmalar çıkıyor.
Bunu dikkatle izliyorum. Tartışmaların bir kısmı polemik,
önümüzdeki konunun iç yüzünün ortaya çıkmasına yardımcı olacak
nitelikte tartışmalar değil. Bu bakımdan onlara katkı yapmayı
düşünmüyorum. Başbakan'ın üslubunu biliyoruz, olayı saptırmaya,
siyasi polemiğe çekmeye yönelik bir yaklaşımı var. Ancak
Türkiye'nin önünde çok ciddi bir konu var, Anayasa değişiliği
konusu. Nasıl gelişmekte olduğunu izlemek, değerlendirmek hepimizin
temel görevidir. Bu açıdan baktığımızda gördüğümüz şudur: Bu
taslağın açıklandığı günden şu ana kadar geçen süre içinde bazı
önemli noktalar aydınlanmaya başlamıştır. Birinci temel nokta AKP
bu girişiminde yalnız kalmıştır.''
EMRİVAKİ YAPTILAR
AKP, Anayasa değişikliği projesini kendi siyasi parti mutfağının
bir iç işi gibi düşünüyor. Bunun yanlış olduğunu başından beri
söylüyorduk. Anayasa değişikliği konusunu, kimseyle istişare
etmeden, kimsenin katkısını talep etmeden, hiçbir müzakere şansını
Türkiye'ye, Türkiye'deki hiçbir kesime tanımadan, kapalı kapılar
arkasında, kendi partisinin bir iç işi gibi düşünerek, bir emrivaki
yaptı. Arkasından da bu değişikliği toplumun değişik kesimlerine
kabul ettirme gayreti içine girdi. Çeşitli temaslar yaptı. Şu ana
kadar yaptığı temasların ve görüşmelerin ortaya koyduğu gerçek
şudur: AKP'li iş adamları dışında hiçbir toplum kesimi bu Anayasa
değikliğini benimsememiştir. Bu anayasa değişikliğine toplumun
hiçbir kesiminden bir sahiplenme, bir destek ortaya çıkmamıştır. Bu
fevkalade önemlidir. Türkiye'nin demokratik olgunluğu bakımından,
bir korku imparatorluğunun Türkiye'ye hakim kılınmak istendiği bu
ortamda dahi böyle bir Anayasa değişikliğine, görüşülen toplum
kesimlerinin mesafeli bir duruşla değerlendirmiş olmasını çok
önemli sayıyorum.
Herkes mutabakat talep etmiştir. Bu, bu olmadı demektir. Ayrıca
bu yapılan tasarının demokratik hukuk düzenine ne kadar ters
düşeceği de açıkça ifade edilmiştir. Kuvvetler ayrılığını ortadan
kaldıracağı, yargı bağımsızlığını tahrip edeceği çok açık bir bir
biçimde ifade edilmiştir. Velhasıl bu kısa süre içerisinde dahi
AKP'nin bu Anayasa değişikliği projesinin iç yüzü, toplum
tarafından doğru bir biçimde algılanmıştır. Bunu çok önemli bir
kazanım olarak görüyorum.''
SİYASİ DESTEĞİ DİBE VURMAYA BAŞLAMIŞ...''
Deniz Baykal, ''bundan önceki açılımlarda da böyle bir serüvenin
yaşandığını'' savunarak, şunları kaydetti:
''Önce 'Kürt açılımı' diye başlayan süreçte de toplumda büyük bir
heyecanlanma, hatta iyi niyetle sahip çıkma gayreti kendisini
göstermişti ama kısa bir süre sonra alt yapısının olmadığı, iyi
hazırlanmadığı, yanlış çıkış noktalarına dayandığı gözükmüş ve
proje ellerinde kalmıştı. 'Ermeni açılımı'nda aynı tabloyu,
fiyaskoyu yaşadık. Şimdi Anayasa değişikliğinde de aynı noktaya
gelmek üzeredir, gelmektedir, gelecektir. Bunu çok açıkça
görüyorum. Türkiye bu değişiklik projesinin iç yüzünü anlamıştır ve
bunu reddetme duygusu içine girmiştir. Bunun haklı nedenleri vardı.
Anayasa gibi tüm toplumu, milleti, hatta ülkenin yarınlarını
ilgilendiren bir konuda AKP'nin siyasi desteği artık dibe vurmaya
başlamış, seçimde sağladığı çoğunluğu hiçbir şekilde bir daha
sağlaması mümkün olmayan, bir siyasi parti olarak tek başına, kimse
ile istişare etmeden, iş birliği yapmadan, bir dayatmayla Anayasa
değişikliğine kalkışması prensip olarak doğru olmadı. Üstelik
getirilen değikliklerin iç yüzünün de demokratik birikimine, hukuk
devleti anlayışına, bağımsız bir yargı talebine, ihtiyacına ciddi
cevap vermediği görülmüştür.
AKP PROJESİ
AKP bu değişilikle kendi özel anlayışını, devlete, topluma millet dayatma girişimi içinde suçüstü olmuştur. Getirilen değikliğin, Türkiye'nin ihtiyacından değil, bir siyasi parti olarak AKP'nin kendine özel ihtiyaçlarından kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Bu Anayasa değişikliğinin bir AKP projesi olduğu net bir şekilde görülmüştür. Bağımsız yargıyı AKP vesayetine almaya yönelik bir AKP yargısını Türkiye'de oluşturmaya yönelik bir proje olduğu çok açık bir biçimde görülmüştür.''