Baykal hükümete bayrakla yüklendi
Abone ol2010 yılı Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmelerinde konuşan CHP Lideri Baykal, hükümete bayrakla yüklendi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM Genel Kurulu'nda 2010 yılı
Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmelerinde vekillere hitaben gündeme
dair değerlendirmelerde bulunuyor.
İşte Baykal'ın konuşmasından önemli satır başlıkları
Türkiye ne haldedir, nasıl bir durumdadır. Şiddetin, saldırganlığın
şehirlere indiği bir Türkiye’deyiz. Şiddet şehirlere indi. Daha dün
evlerin, işyerlerinin saldırıldığı bir Türkiye'deyiz. Devletin aciz
bıraktırılmış bir Türkiye. Vatandaşı, bayrağı sahipsiz bir Türkiye
var. Hiç şüphe yoktur ki Türkiye'yi buraya Ak Parti'nin siyaseti
taşımıştır.
Eğer iktidar bu yolda yürümeye devam ederse, virajı alamazsa çok
daha vahim şeyler yaşanacaktır. Etnik ayrıştırma politikası
yürütülüyor.
4 ay önce açılım dediler başladılar. Terörün değerlendirileceği
ifade edildi ve toplumun kendilerine destek verilmesi istendi. Kürt
açlımının içeriğini bilmek istedik. Kimse hiçbir bilgi vermedi.
KÜRT AÇILIMI
Açılımın içeriğini kimse anlatmadı, bir şey söylemedi. Ucu açık
politika olmaz. Şeffaf değilsiniz
Projenin ucu açık ve samimi değil. Tarafları kim bu açılımın. Kim
kiminle elele. CHP yok MHP yok. Kiminle oluyor bu açılım. Silopi'de
görüldü ki bu PKK açılımı hükümetin işbirliğini ortaya çıkardı.
Bu açılımın, bu projenin tarafları belli değil. Çok açık. Ortada
bir plan var, işbirliği var. "Niye geldin" diye soruluyor. "Silahı
bıraktın, pişman mı oldun" diye soruluyor. ceavp "Hayır İmralı
emretti ben geldim" diyor. Terörden vazgeçtiler mi, silahı
bıraktılar mı? Hayır.
Biz de o adamları bütün devletle karşılıyoruz, ayağına
gönderdiğimiz hakimlerle yargılıyoruz. Bir de 221. maddenin içine
sokuyoruz. muhteşem bir olay. Bunların hepsi yapılmıştır.
Sİlopi'den gelenler İmralı'nın emriyle geldiler. Bu kadar zorlama
ne için yapılıyor?
Sizi nedir elinde silah tutan bir örgüt örgütüyle işbirliği içine
sokuyor. Dünyanın hiç biryerinde görülmemiştir. İç İşleri Bakanı
150 kişi gelecek diyordu. Hani nerede Avrupa'dan gelecekler. Terör
örgütüyle masaya neden oturuyorsun.
AÇILIMDAN BU YANA 26 ŞEHİT VERDİK
Sadece açılımdan bu yana 26 şehit verdik. Tokat bir facia. Ama asıl
faciası Ak Parti yöneticilerinin takındığı tavır. Bu olayı PKK'nın
yaptığını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Bo olayın PKK
dışından yapılacabileceğini anlatmaya çalışıyorlar. Somut bir delil
varsa çık söyle. Ne bu telaş. Gerçeği ortaya çıkarmak
zorundasın.
Neden PKK'yı koruyorsun. Neden PKK'yı sahiplenme psikolojisi
içindesiniz. Ne acı bir manzara.
Türkiye'de temel hata şu. Toplumun temel dokusunu değiştirmeyi
demokrasi zannediyoruz. Demokrasi insan haklarını genişletir. Şu an
ki demokrasi anlayışı yavaş yavaş milletin dokusunu değiştirmeye
başlıyor. Kabul edilemez.
Ülkenin dokusu ve yapısıyla oynanamaz. İktidar bu istikameti aynen
sürdürmeye devam edecek olursa bunun Türkiye'yi çok tehlikeli bir
boyuta taşıyacağı kesin.
Sayın Başbakan ABD'ye giderken, görüşmemizde Kandil'i görüşeceğim
dedi. Amerika bir süre önce 3 tane PKK yönetecisinin sorumluluk
taşıdığını ilan etti. Kandil'e giden yolları kesin. PKK hala nasıl
İmralı'dan yönetilebiliyor. Bunun ABD ile müzakere edilmesi
gerekmez mi? Tek kelime yok.
Başbakan İsrail'e "deprem gibi cevap veririm" diyor. Ama biz deprem
gibi cevabı PKK'ya karşı bekliyoruz. Ama oraya cevap yok. Uzlaşma
yanlılığı var. Başbakan PKK'ya deprem gibi cevap versin.
İktidarın gücü yürüyüş yapan memurlara veya öğrencilere
yetmektedir. Ama sokak anarşisi bu iktidar döneminde yine ortaya
çıkmıştır. İktidar sokağın egemenliğine seyirci kaldı.
ALARM ÇEKMEK İSTİYORUM
İktidar kendini toparlamalıdır. İktidarın kendisine gelmesini ve
yolunu gözden geçirmesini diliyorum. Yoksa sorumluluk tamamen
hükümette olacaktır.
BÜTÇE
Bütçe sonuçlandı. Buraya bütçe geldiğinde Türkiye'nin yüzde 4
büyüme olacağı söylenmişti. Biz bu lafın boş olduğunu söylemiştik.
Yüzde 6 daralma oldu bunu hükümette kabul etti.
Yıllarca faiz dışı fazla verdik diyen hükümet 2009 yılında faiz
dışı fazla değil, faiz dışı açık vermiştir. Yani faizler olmasa da
açık vermiştir. 2009 yılı faiz dışı fazla 47.1 milyar idi, şimdi
-7.3 milyar olmuştur. Yani orada da 54 milyarlık bir sapma
olmuştur.
7 yılı aşan bir AKP iktidarında ekonomi nereden nereye gelmiştir?
Tablo nedir? Bir ekonominin ölçülmesinde bir sürü kriter
kullanılır. Ana kriter büyüme kriteridir. Ekonomi büyüyorsa işler
yolunda demektir. Büyüyen ekonomide hem refah hem de istihdam
artar. Ekonomi gelişir ve güçlenir. Şimdi acaba AKP iktidarının 7
yılı nasıl bir büyüme tablosu oratya koymuştur? Neye göre nasıl,
Türkiye’nin geçmiş büyüme tablosuna göre. Buna bakarak daha doğru
bir fotoğraf çekme imkanımız olur.
Bu 7 yılın içinde iki dönem var. Birisi dünyanın hızlı büyüme
dönemi, imkanların ve kaynakların bol olduğu bir dönem. 2008’den
itibaren de kriz dönemi. Şimdi bu büyümeyi AKP’nin büyümesini
mukayese ederken neyi esas alacağız? Zaman içinde ben size
gelişmekte olan 149 ülke içinde, 2002 yılında, yani iktidara
geldiği yılda, Türkiye’nin büyüme performansı neymiş göstermek
istiyorum.
Türkiye 2002 yılında, 149 ülke içinde dünyada 29. hızlı büyüyen
ülke. 2002 – 2007 dünyada hızlı büyüme dönemi. Bu dönemin sonunda
2007’de acaba 29. sıradan nereye çıkmış diye bakacak olursak,
Türkiye 149 ülke arasında 100. ülke haline gelmiştir.
149 ülkenin kalkınma hızı bakımından 2007 yılında, AKP iktidarında
Türkiye 100. ülke olmuştur, 29. ülke olduğu halde.
Peki 2008 – 2009 ne oldu? 136. ülke. 2009 yılında Türkiye 149 dünya
ülkesi içinde kalkınma hızı bakımından 136. ülke haline gelmiştir.
Bunlar gerçek.
Size başka bir ölçüyü hatırlatayım. G-20’lerin üyesiyiz. AKP’den
öncede üyeydik. G-20’lerin içinde acaba Türkiye’nin kalkınması
durumunu sorarsak. 2002’de üçüncü ülke. 2007 yılında Türkiye
dokuzuncu. Dünyanın kalkınma coşkusunu yaşadığı dönemde dokuzuncu
ülke. 2009 yılında 17. hızlı kalkınan ülke.
Bölgesel büyüme oranları Türkiye 2003 – 2009 döneminde yüzde 4 ile,
Afrika’nın Ortadoğu’nun arkasındadır. Bu da net gerçek.
Denilebilir ki dünyayı bırak ta sen Türkiye’ye bak. Türkiye
geçmişte ne kadar büyüyordu, AKP’yle ne kadar büyüdü.
1923’ten AKP’ye türkiye’nin teslim edildiği zaman içinde,
Savaşlar var, askeri müdahaleler var, 29 ekonomik bunalımı var, pek
çok olay var. Bu dönemdeki büyüme hızı 1923 – 2002 4.6’dır.
1950’yle bugünü inceleyecek olursak, 52 yıllık dönemde 4.8’dir.
2003 – 2010 arası, ki bu dönem dünyada brezilya’nın hindistan’ın
büyük atılım yaptığı dönemde, AKP’nin gerçekleştirdiği büyüme oranı
yüzde 4’tür. Bunlar gerçek.
Tabi kalkınma hızının düşümesi, gereken düzeyde olmaması Türkiye’de
işsizliğin artmasının temel nedeni olmuştur ve rakamlar bunu çok
açık biçimde göstermiştir.