Baykal Ermeni iddialarından rahatsız
Abone olCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ermeni soykırımı iddialarının hukuki ve bilimsel bir belge ve kanıt olmadan, dedikodu biçiminde, olmasından rahatsız.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ermeni soykırımı iddialarının
hukuki ve bilimsel bir belge ve kanıt olmadan, dedikodu biçiminde,
''bir yafta olarak kuşaklar boyunca taşındığını'' belirterek, buna
bir son verme zamanı geldiğini söyledi. Baykal, Türk-İş Genel
Başkanı Salih Kılıç ve Yönetim Kurulu üyelerinin ziyareti sırasında
bir gazetecinin Ermeni soykırımı iddialarına karşı iktidar ve
muhalefetin ortak bir tavır sergilemeleri amacıyla yaptıkları
girişime yönelik sorusunu yanıtladı. Türkiye'nin bu konuda
yürütülen kampanyalarda kaynak olarak gösterilen ''Mavi Kitap''ı
kabul etmediğini ilan etmesiyle inisiyatif alacağını kaydeden
Baykal, şunları söyledi: ''İngiliz Avam Kamarası'nın anlayışı
içinde yayınlanan kitap, 1. Dünya Savaşı koşulları içinde
propagandaya yönelik olarak, tarihi gerçeklerden kopuk bir biçimde,
özel olarak hazırlatılmıştır. Şimdi onu tarihi gerçeklerin ifade
edildiği bilimsel bir yayın organı gibi anlamak, değerlendirmek
doğru değildir. Bu konuda parlamento olarak bir tavır
takınacağımızı umut ediyorum. Biz bu tavrı takınınca buna ister
cevap verilsin, ister verilmesin, biz bu konuda dünyaya meydan
okumuş olacağız.'' Ermeni arşivlerinin şu ana kadar açılmadığına
dikkati çeken Baykal, ''Arşivler açılsın. Bizimkileri gelsin Ermeni
tarihçileri incelesin, onların arşivlerini bizim tarihçiler
incelesin. Her iki taraf birlikte incelesin ve gerçekler ortaya
çıksın'' diye konuştu. ''GELECEĞE YÖNELİK BİR TARTIŞMA'' Bu sorunun
siyasi polemiklerle, siyaset tartışmalarıyla çözülemeyeceğini ifade
eden Baykal, şöyle devam etti: ''Soykırım deniliyor. Soykırım,
herkesin ulu orta, ayak üstü kullanacağı bir söz değildir.
Soykırımın çok özel uluslararası hukuk anlamı ve içeriği, tanımı
var. 'Soykırım değilse de acı olaylar yaşandı' deniliyor. O zaman
soykırım lafını kaldırın. İnsanlığın tarihi acı olaylarla dolu.
Tarih dolayısıyla geleceği ipotek altına alma, tarihi iddiaları,
isnatları, geleceği husumete dayalı olarak şekillendirmek için
kullanma yaklaşımına bir son verelim. Ermeni soykırımı tartışmasını
yaparken insanlar geçmişe yönelik bir tartışma peşinde değil.
Geleceğe yönelik bir tartışma yapılıyor. Henüz daha doğmamış
kuşakların alınlarında manevi bir damgayla suçlanması suretiyle
gelecek, huzurlarını, barışlarını, mutluluklarını etkisizleştirmeye
yönelik bir kampanya bu. Buna kimsenin hakkı yok. Kendimize
güvenerek böyle bir girişimi ilk kez ulusal düzeyle parlamento
düzeyinde yapıyoruz. Bu çok önemli. Buna saygı gösteren, gereğini
yapanlar olabilir; yok sayanlar görmezden gelenler olabilir... Ama
yok sayanların eski iddialarını, eski kararlılıkla sürdürme hakları
ortadan kalkmış demektir.'' Türkiye'nin onurlu, saygın, gerçekçi
bir davranışla haklı olduğu bir davada yıllardır üzerine kabul
ettirilmek istenen bir yaftayı, etiketi reddetmek üzere harekete
geçtiğini kaydeden Baykal, ''Umarım uluslararası kamuoyu bunun
önemini, dünya barışına katkısını takdir eder; küçük lobilerin,
siyasi kumpasların oy hesaplarının, seçim kaygıların ötesinde,
tarihin gerçekleri ortaya konulur ve bu konu artık bir sorun,
sıkıntı olmaktan çıkarılır'' diye konuştu. Baykal, bu konuda
Türkiye'ye çok büyük haksızlık yapıldığını ifade ederek, ''Ortada
hukuki ve bilimsel bir belge, kanıt olmadan; bir yafta, dedikodu,
söylenti biçiminde kuşaklar boyunca getirilip taşınmaktadır. Buna
bir son vermenin zamanı gelmiştir'' dedi.