CHP lideri Deniz Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda
konuştu. Ancak konuştukları değil konuşmadıkları
haberdi.
Baykal'ın "Askeri savcının Balyoz Darbe planı
gerçektir" açıklamasına ne diyeceği merakla bekleniyordu.
Bu konuda tek bir söz etmedi. Sadece "darbe
tehdidi olmadığı için bugün askerler tutuklanıyor" demekle
yetindi...
Üzerine tek bir söz söylemediği diğer bir konu da AKP'yi ve
Gülen'i bitirme belgesinin altındaki Albay Dursun Çiçek'in
imzasının gerçek çıkmasıydı...
Baykal bu konuyu da es geçti.
Gündeminin çoğunu TEKEL işçilerine ve Anayasa değişikliğine
ayırdı. Tekel işçileri için "Başbakanın yan gelip yatmanıza izin
vermeyeceğiz, yetimin hakkını yedirmeyeceğiz üslubunu
duydum mu cinler tepeme çıkıyor." diye konuştu.
ÖZAL REFERANDUMA GİDİNCE NE OLDU? |
1987'de askeri dönemin 5-10 yıllık siyasi yasaklarının
kaldırılması aşamasında ANAP lideri Turgut Özal, 'referandum'a
gitmiş, 'hayır' kampanyası yürütmesine karşın, yüzde 50'yi çok az
aşan bir oyla referandumda 'evet' çıkınca erken seçime giden ANAP,
muhalefetin güçlenmesine olanak vermeden ikinci seçimi
kazanmıştı.
Böylece 1989'da Evren'den sonra Özal'a 'Çankaya yolu' da
açılmıştı.
Özal 1989 sonbaharındaki cumhurbaşkanlığı seçiminden önce
'oyları düşmesin' diye mart ayında yapılacak yerel
seçimleri öne çekebilmek için 1988'de bir kez daha referanduma
gitmiş ve kaybetmişti.
1989 yerel seçimlerinde ANAP yüzde 21'e düşmesine karşın Turgut
Özal, partisi tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmişti.
|
Anayasa değişikliği için de "arkalarında 608 yolsuzluk
dosyası var. Anayasa Değişikliğiyle yandaş yargı yapıp
kendilerini güvence altına alacaklar ama iş referanduma gidecek"
dedi. Referandum konusunda da Özal'ı örnek gösterdi. "Özal
denedi, gördü. Milletimiz bu referandumu AKP konusunda bir hüküm
vermek için değerlendirecek." dedi.
Baykal'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
İŞSİZLİK RAPORLARI ÇOK AĞIR
Sabah saatlerinde işsizlikle ilgili raporlar açıklandı. Ortaya
çıkan tablo ekonominin hala çok ciddi şekilde sorun yaratmaya devam
ettiğini, işsizlik üretmeye devam ettiğini gösteriyor. Tarım dışı
işsizlik, yani köylerde ve kentlerde çıkan işsizlik daha vahimdir.
Kentlerde yaşayan insan sayısı nüfusun 3'te 2'sidir. Tarımdaki
gizli işsizlik dolayısıyla bu rakam daha aşağıya çekilmektedir.
Olay çok ağırdır.
GENÇ İŞSİZ SAYISI 1 MİLYONUN
ÜZERİNDE
2009 yılında işsiz sayısı resmi rakamlara göre 860 bin
artmıştır. Bugün işsiz sayısı 3 milyon 471 bin rakamına ulaşmıştır.
Geçen yıl tarım dışında çalışan 151 bin kişi işini kaybetmiş.
Sanayi sektöründe işini kaybedenlerin sayısı 310 bin
olmuştur.
Genç işsiz sayısı 209 bin artarak 1 milyonun üzerine çıkmıştır.
Cumhuriyet döneminin en ciddi ekonomik ve sosyal çöküntüsü
yaşanmaktadır. İşsizlik 2001 krizinden sonra yüzde
9,6 düzeyindeydi. Şimdi yüzde 14 olmuştur.
AKP'NİN RANTA DAYALI POLİTİKALARI
YÜZÜNDEN
Bu tablo dünyada işsizliğin en ağır bir şekilde hissedildiği
ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini göstermektedir. Bunun
arkasında AKP'nin üretim ve insan odaklı değil, borsa, finans, rant
odaklı politikaları yatmaktadır. Biz uzun zamandır anlatıyoruz.
Tarıma ve hayvancılığa önem verilmediği için GAP bitiremediği için
olduğunu anlatıyoruz.
TÜRKİYE'DE 15 MİLYON İNSAN YOKSUL
Yoksulluk tablosu da kaygı verici bir şekilde artmıştır. 4
kişilik bir ailesinin yoksulluk sınırı 820 liradır. Ama aynı
şekilde 2010 yılı için asgari ücreti 604 lira olarak
belirlenmiştir. 15 milyon insan sadece bu ölçüyle Türkiye'de
yoksulluk sınırının altındadır. Asgari ücretten vergi alınmaktadır
ve asgari ücretle yoksulluk sınırı arasında bir denge
kurulamamış.
Memur ve emeklilere yapılan zamlar sadece ocak ayındaki TÜFE
artışıyla gitmiştir. Yoksulluk temel bir problemdir. Daha
dün felçli bir vatandaşımızın su parasını ödeyemediği
için hapse girmek zorunda kaldığını gazetelerimizden üzüntüyle
okuduk.
ÜLKENİN BORÇLARI 80 YILDAKİNİN İKİ
KATI
Borç konusu yine önem kazanıyor. Türkiye tekrar borçlanma
konusunda vitesi yükseltti. Bu beraberinde çok sıkıntıyı da
beraberinde getiriyor. 2002'de hükümet devredildiğinde Merkezi
Devlet borcu iki kat arttı. Türkiye'denin borç yılı 80 yıldakinin 2
katına çıktı. Ek olarak 80 yılda yapılanların tamamı
satılmıştır.
FAKİRDEN AL ZENGİNE VER ÇARKI
Bu borçlar nasıl ödeniyor, faizle? Faizi kim ödüyor? Halk...
Faizden kim karlı çıkıyor? İşte soru budur. Türkiyede yıllardır bu
çark dönüyor. Faiz çarkı fakirden al, zengine ver çarkıdır. Bu AKP
politikasıdır. Bu memleketten al, başka memlekete ver çarkıdır. Bir
sömürü çarkıdır
AKP'DEN ÖNCE VE SONRA
İflaslar çok kaygı verici şekilde düzelmeye başladı. 2002
kasımında benzinin fiyatı 1 dolardı. Bugün 3.60 dolardı. Dış borç o
gün 120 milyar dolardı, bugün 250 milyar dolar. Ekmek 20 kuruştu,
bugün 50 kuruş. İşsiz sayısı 2 milyon, bugün 4 milyon... Ekonominin
plançosu budur. Bu dündaya herkesin yatırım yaptığı bir dönemde
ortaya çıkan bir tablodur.
BAYKAL'IN CİNLERİNİ TEPESİNE ÇIKARAN SÖZLER
İNTİHAR EDEN YARBAY SUÇSUZ ÇIKTI, ŞİMDİ NE OLACAK?
DARBE TEHLİKESİ OLMADIĞI İÇİN ASKER TUTUKLANIYOR!
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ARKASINDAKİ GİZLİ
PLAN
ÖZAL DA REFERANDUMA GİTMİŞTİ, GÖRDÜ
[PAGE]
TEKEL İŞÇİLERİ KARARINA SEVİNDİK
Bugün bir karar dolayısıyla sevinçliyiz. Danıştay TEKEL
işçilerinin haklı mücadelesine, bütün milletimizin duyduğu saygı ve
anlayış doğrultusunda, hukukun işlediğini bir kez daha göstererek
çok önemli bir karar almıştır. Tepeden inme 'size biray
süre, kabul ederseniz edersiniz, etmezseniz hepinizi yok
sayıyorum' dayatmasını reddetmiştir.
Bu kararla birlikte Kamunun çalıştırdığı işçilere karşı
sorumlu olduğunu, silip atamayacağını, onların da hakları
bulunduğunu ortaya koymuştur.
BUNUN ADI YENİLMEK DEĞİL
Bu bir fırsat olarak değerlendirilmeli. İşçi kardeşlerimiz
'haklılığımızı mahkeme tescil etti. Herkesi düşünmeye çağırıyoruz"
diye bir karar almış ve çözüm için herkesi uzlaşmaya
çağırmışlardır.
Bunun adı yenilmek değildir. İlla herkesin burnunu sürteceksin
diye mi yola çıkacaksın. Yetmez mi bugüne kadar burnunu
sürttüklerin, TEKEL işçisini bari rahat bırak.
CİNLER TEPEME ÇIKIYOR
Başbakanın yan gelip yatmanıza izin vermeyeceğiz, yetimin
hakkını yedirmeyeceğiz üslubunu duydum mu cinler tepeme çıkıyor.
İnşallah CHP iktidarından tüm bunların hesabını birer birer
soracağız.
İNTİHAR EDEN YARBAY SUÇSUZ ÇIKTI
Türkiye'de en yüksek değeri adalet ve hak kavramı son yıllarda
açıkça zedeleniyor. Kısa süre önce ortaya atılan bir temel iddia
Deniz Kuvvetlerinde amirallere suikast planlandığı iddiasıydı.
Belgeler, tutuklamalar, oldu. Suçlanan bir yarbay ikinci
kez soruşturmaya konu olarak çağrılınca bir mektup bıraktı ve
intihar etti. Yarbay Ali Tatar... Bu intihardan 19 gün
sonra onun elinden çıkan yazı denilerek ortaya çıkan belge
incelendi ve görüldü ki Ali Tatar'ın el ürünü değildi...
Şimdi 19 gün sonra gerçek ortaya çıktı ki Ali Tatar'ın bu işle hiç
ilgisi yokmuş.
Ali tatar'ın değil ama diğer teğmenlerin ilgisi vardır belki!
Hayır, onların da el yazıları incelendi, onların da ilgisi yok.
Peki o yazı oraya nasıl girdi, kim koyuldu? O yazı pekçok kişinin
hayatını etkiledi, bir canı aldı. Ali Tatar'ın hesabını kim
verecek? Niye o yarbayın intihar etmesine ilişkin bir süreç
işletildi. Şimdi yaşanan olayların içyüzü bakalım ne zaman ortaya
çıkacak? Bir süre önce kozmik odada incelem yapan hakimi izliyor
diye birileri gözaltına alındı, bir şey çıkmadı. Suikast
girişiminden ne çıktı? Hiçbir şey çıkmadı.
CUMHURİYET KANUNLARINI UYGULAYAN SAVCI
HAPİSTE
Çok acıdır ki Erzincan'da Cumhuriyet kanunlarını uyguladığı için
bir Cumhuriyet savcısı Ergenekon sanığı olmşutur. Herkes biliyor ki
iktidarı rahatsız eden cumhuriyet kanunlarını uygulamasa, başbakan
yardımcısı aradığında başüstüne deyip olayın üstünü örtse Ergenekon
sanığı olmayacaktı.
Ergenekon davası 3 yılı tamamlamak üzere ama ortada hala hiçbir şey
yok. İddianame var, hüküm yok. Kamuoyunu yönlendirme var, elle
tutulur bir sonuç yok.
DARBE TEHLİKESİ OLMADIĞI İÇİN ASKER
TUTUKLANIYOR
Türkiye’de bir darbe tehlikesini önlemek için askerler
tutuklanmıyor. Türkiye'de bir darbe tehlikesi olmadığı için bugün
askerler tutuklanıyor. Büyük hukuk cinayetleri işleniyor.
Bunlara karşı toplum olarak gereken tepkiyi göstermeliyiz. Tepkiyi
de sadece belli özelliği olan yüksek nitelikli ilgili olarak değil,
haksızlığa maruz kalan herkesle ilgili olarak göstermeliyiz.
GİZLİ TANIKLAR İÇLER ACISI
Bugün Türkiye'de DGM devam ediyor. Tüm bunları özel yetkili
savcılar yürütüyor. Ne demek özel yetkili? Temel yanlış budur.
Herkese aynı hukuk uygulanmalı... Hukuk nasıl yıpratıldı anlatayım.
Gizli tanık. Evet gizli tanık olabilir. ABD'de de var. Niye? Çünkü
mafya tanığı öldürmesin diye... Türkiye'de iş çığrından çıktı. Ama
hayati bir tehlikesi olduğu için değil... Söylediklerinden mahçup
olacağı için. Biz gizli tanığın kimliğini açıkladık. Kızkardeşinin
katili, yeğenini fuhuşu teşvik eden gizli tanık. Onun sözüne
kim inanacak?
NEDEN GİDERAYAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
YAPIYORLAR?
Şimdi bu iktidar çıkıyor diyor ki ben Anayasa değişikliği
yapmak istiyorum. 8 yıl bu heyecanı hükümet duymadı da,
seçimin gözüktüğü, giderayak anayasa değişikliği ihtiyacına
neden girdi? Cevabını veriyorum. Bu iktidar hukukla
çatışarak geldi. Ama bu iktidar kendisinin işbaşında olduğu 8 yıl
boyunca durumu iyi kötü idare etti. Bazen hakim ayarlayarak, bazen
savcı arayarak, iktidar olanaklarını kullanarak hukuk karşısında
kendini kollama şansını kullandı. Ama şimdi seçim geliyor.
Seçim bu kadronun elindeki o imkanların ortadan kalkacağı
bir sonuç verecek. Adalet Bakanı, başbakan kim olacak
belli değil. Arkasında 608 tane fezleke olan bir iktidar
seçimi kaybettikten sonra kendini nasıl güvence altına
alır? Anayasa değişikliğiyle HSYK'yi kendi denetimlerine
alacaklar, kendilerini yüce divan olarak Anayasa
Mahkemesini kendilerine göre değiştirecek bir anayasa değişikliği
yapacaklar. Yargı bağımsız, tarafsız olmak istiyormuş,
hepsi hikaye... Anayasayı değiştireceğiz, kendimizi garanti altına
alacağız diyorlar .
SADECE AKP ÇIRPINIYOR
Şunu insan soruyor. Bu kimin projesi? Bir anayasa
değiştirilecek. Anayasa ülkenin en temel belgesi, tapusu... Kim
yapıyor bu anayasayı? Memleketin kurumalrı katkı veriyorlar mı?
Hayır! AKP'ye anayasa değişikliği hazırlama görevi verilmiş olan
heyetin içindeki kişiler bile aman ha bu ortamda anayasa
değişikliği olmaz diyorlar. Ama sadece AKP bu iş için
çırpınıyor.
HSYK RTÜK OLACAK
Bunlar kendilerine göre hukuku işlettiler. Haburda işlettiler.
Kandil'den gelenlerle devlet protokolu yan yanalar. Bu hangi
hukuk?
Bunların projesi gidereayak devletin en önemli kurumlarımıza
adamlarımızı yerleştirelim ki biz gidince korusunlar. Bunun yolu
ne? Siyasiler seçsin. HSYK'yı siyasilere seçtirecekler. HSYK, RTÜK
olacak. Bu kendilerini güvence altına almak içindir
KAPANAN İKİ PARTİ ANAYASA
DEĞİŞTİRECEK
Anayasayı AKP ve BDP birlikte tanzim edecek. İkisi de Anayasa
Mahkemesi tarafından tenkit edilmiş iki parti. Bu Meclis'te 608
tane soruşturulacak dosya var. Kendisi hesabını vermemiş olanlar,
kendisinden hesap soracakları seçecekler.
DTP ile AKP kafa kafaya vermişler, yandaş medyayı da
arkalarına almışlar, yandaş yargı yapacaklar, Türkiye de
bunu seyredecek. Bunu parlamentoya getirdiklerinde hepimiz
görevimizi yapacağız. Öyle gözüküyor ki bu iş referanduma gidecek.
O zaman da millete anlatacağız. Yapılmak istenenin Habur hukukunu
Anayasaya geçirmek istediklerini, buna izin verilemeyeceğini
anlatacağız.
ÖZAL DA REFERANDUMA GİTTİ, GÖRDÜ
Halk referandumu kal git referandumu olarak değerlendirecek ve
AKP'yi uğurlayacaktır. Referandumlar sürpriz sonuçlar getirir. Özal
denedi, gördü. Milletimiz bu referandumu AKP konusunda bir hüküm
vermek için değerlendirecek