Baykal Erdoğan'ı düelloya çağırdı
Abone olÖzelleştirilmek istenen Erdemir, Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan'ı karşı karşıya getirdi. Erdoğan, CHP'yi ideolojik davranmakla suçladı. Baykal'ın cevabı daha sertti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdemir'in satışına ideolojik
gerekçelerle karşı çıkmadıklarını bildirerek, ''Başbakan ideolojik
bir angajmanla bunu satmak istiyor. Ben ideolojik bakmıyorum ama
Başbakan ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik...''
dedi. Erdoğan, Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye ve Cumhuriyet tarihine
karşı husumet içinde olduğunu savundu. Baykal, partisinin TBMM grup
toplantısında yaptığı konuşmada, Erdemir'in özelleştirilmesine
yönelik tartışmaları sürdürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
CHP'ye yönelik, ''İdeolojik olarak özelleştirmeye karşı
çıkıyorlar'' yönündeki sözlerini yanıtlayan Baykal, ''İdeolojik
karşı çıkış'' için hiçbir neden olmadığını söyledi. Baykal,
özelleştirmeye değil, yabancılara satışa karşı çıktıklarını ifade
ederek, ''Kimlik duygusunun'' bunu gerektirdiğini söyledi.
İtalya'nın bile yabancı sermayeyi sınırlandırdığını belirten
Baykal, ''Başbakan'ın kirvesi Berlusconi (Bankacılık sektöründe
yabancı etkinliğini istemiyorum) diyor. Başbakan'ın nikah tanığı
Berlusconi (O kadar da olmaz) diyor. Diyen AB'nin kurucu
ülkelerinden İtalya. Kim akıllı şimdi Berlusconi mi akıllı, Tayyip
Erdoğan mı akıllı?'' diye sordu. Baykal, ''Türkiye'de yapılması
planlanan özelleştirme gibi bir özelleştirmeye hiçbir ülkenin izin
veremeyeceğini'' kaydederek, Türkiye'nin böylesi bir yapıda kendi
ulusal kararlarını almakta zorlanacağını söyledi. -ERDOĞAN'A
AÇIKOTURUM ÇAĞRISI- Karşı çıkışlarının ideolojik olmadığını
yineleyen Baykal, farklı siyasi görüşlere sahip olsalar bile
herkesin böyle davranması gerektiğini ifade ederek konuşmasını
söyle sürdürdü: ''(Devlet ayakkabı yapmasın) yapmazsa yapmasın
kardeşim... Seninle onun kavgasını götürmüyoruz. Ama sen
Türkiye'de, dünyada gözbebeği haline gelmeye başlamış bir kuruluşu
satıyorsun. Bu tam bir sorumsuzluktur, bunu savunmak mümkün
değildir. Başbakan Erdemir konusunda haklı olduğuna inanıyorsa
kendisini TRT'de açıkoturuma çağırıyorum. Aklı başında, memleketini
seven hiç kimse bu koşullarda Erdemir'in satışını haklı bulamaz,
iddiam bu... Başbakan çırpınmasın, çıksın bu konudaki düşüncelerini
millete anlatsın, ben de anlayayım. (İdeolojik bir anlayışla karşı
çıkıyor) diyor. Ben de diyorum ki Başbakan ideolojik bir angajmanla
bunu satmak istiyor. Ben ideolojik bakmıyorum ama Başbakan
ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik. Akıl var mı,
mantık var mı, ulusal yarar var mı? Erdemir'in ona buna satılmasına
karşı çıkıyoruz ama satarsa satar, ama yapacağı bu satışın hesabını
vermek zorundadır.'' Baykal, Hükümetin özelleştirmeyi esas alan
başarılı bir ekonomi politika izlendiği iddialarına karşın gelinen
tablonun bugün AK Parti Grup toplantısında bir gencin ''Açım'' diye
bağırması olduğunu söyledi. -''İNÖNÜ'NÜN BAŞBAKANLIĞINDA...''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın
İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde kurulduğunu anımsatan
Baykal, bu dönemde bütün fabrika arazilerinin kamulaştırıldığını,
bütün ihalelerin tamamlandığını, izinlerin alındığını söyledi.
Baykal, İnönü'nün ''Bir tertiple'' görevden ayrılmak zorunda
kaldıktan sonra bile fabrikanın açılışına eşi Mevhibe İnönü ile
birlikte katıldığını ifade etti. Bunun haber olarak yayınlandığı
Ulus Gazetesi'ni kürsüden gösteren Baykal, ''Haberi sevinçle
veriyor. Bunu kim diyor, Ulus Gazetesi diyor, CHP diyor. Gerçek bu.
İsmet İnönü'nün bu konuda düşünceleri çeşitli vesilelerle
söylenmiş. Abdi İpekçi ile mülakatı var'' dedi. -''İSMET PAŞA İLE
NE UĞRAŞIYORSUN''- Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na bu üslupla
konuşmanın yakışmadığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Bu üslubun içinde ben bir CHP husumeti seziyorum, tarih
husumeti... Türkiye tarihine, Cumhuriyet tarihine yönelik bir
husumet seziyorum. Geçmişi karalamaktan zevk almak konusunda çarpık
bir anlayış seziyorum. Geçmişi suçlamaktan, karalamaktan zevk alma
ihtiyacı içinde görüyorum. Bizimle tartışacağına onu bırakıp bizim
geçmişimize yönelik iftiralara bel bağladığını üzüntüyle görüyorum.
Biz bir şey söylüyoruz. Çık, satmak iyiyse onu anlat. Bunlar
yakışmıyor. Siz bir başbakansınız... Başbakan bütün ülkeyi, bütün
insanları kucaklayacak, kimseyi karalamayacak, ülkenin tarihine
sahip çıkacak. Yapacağı işi savunacak, ortada söylenen bir yanlış
söz varsa onu söyleyecek. Sen İsmet Paşa ile ne uğraşıyorsun, İsmet
Paşa'ya nesaldırıyorsun? Onlarla sürekli gerginlik içinde görüyorum
kendisini... Onlar Lozan'ı imzaladı, sen 12 Mayıs'ta IMF ile
stand-by imzalayacaksın. Onlar Düyunu Umumiye'nin borçlarını ödedi,
sen borçları bu yıl sonunda iki katına çıkaracaksın. Onlar
Karabük'ü, Ereğli Demir Çelik'i, Seydişehir'i, Tüpraş'ı,
demiryollarını, limanları kurdular. Sen ne yaptın, onları satarak
günü kurtarmaya çalışıyorsun. Sen otur da onların sana emanet
ettikleri bu milli mirasa sahip çıkamamış olmanın hesabını bu
millete ver. Onların emanet ttiklerini satarak gününü geçirmeye
çalışıyorsun, borcu iki kata çıkarıyorsun, ondan sonra İsmet
İnönü'ye, CHP'ye, bana söyleyemediğin sözleri hakaret olarak onlara
ifade ediyorsun. Yakışmıyor Sayın Başbakan, yakışmıyor sana...''
-''EPDK'NIN CESARETLE KARAR VERMESİ GEREKİYOR''- CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki usulsüzlük
ve yolsuzluk iddiaları ile ilgili Hilmi Güler hakkında gensoru
önergesi verdiklerini de anımsattı. Doğalgaz alımlarında yapılan
anlaşmalardaki değişikliklerin Hazine'yi zarara uğrattığı yolundaki
iddialarının önce siyaset sonra da hukuk zeminindetartışılmasını
istediklerini belirten Baykal, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun
(EPDK) önemine değindi. EPDK'nın bu hükümet döneminde gaz alım
anlaşmasındaki değişikliği Hazine'nin zarara uğratılmaması koşuluna
bağlı olarak onayladığını kaydeden Baykal, böyle bir koşullu onayı
da anlayabilmenin mümkün olmadığını söyledi. Gelinen aşamada
Hazine'nin zarara uğradığının çok açık olduğunu dile getiren
Baykal, CHP olarak EPDK'ya başvurarak görüşünü sorduklarını
kaydetti. Baykal, EPDK'nın vereceği kararın Türkiye'deki bağımsız
kurulların gerçekten bağımsız karar alıp alamadıklarını ve
Türkiye'nin geleceğini ilgilendirdiğini bu nedenle de büyük önem
taşıdığını söyledi. Deniz Baykal, bu nedenle de EPDK'nın hükümetin
yönlendirmesinin etkisinde kalmadan cesaretle karar alması
gerektiğini dile getirdi.