Baykal Erdoğan'a yüklendi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de bölünme ve parçalanma yaratılmak istendiğini savunarak, ''Nasıl ayrışacağız? Et ile tırnak olmuşuz, bir ailenin içinde, işte, Meclis'te, partide bir aradayız. Bu, başarısızlığa mahkum olacak arayıştır'' dedi. Baykal, TBMM'nin terör olaylarını görüşmek üzere yaptığı olağanüstü toplantıda yaptığı konuşmada, ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''demokratik Cumhuriyet''ifadesini kullanamayacağını söylediğini anımsattı. Baykal, Cumhuriyet'in demokratikleşmesinin, vatandaşlarının demokratikleşmesi anlamında değil, etnik kimliğin, Cumhuriyet'in muhatabı ve bir parçası olarak tarif edilmesi anlamında olduğunu kaydetti. Baykal, ''Şimdi Başbakan buna fırsat, cesaret verdi. Bu anlayış ortaya çıktı. (Niye Temmuz'da toplamadınız?) diyorlar. Bu iş Temmuz'da olmadı. Ağustos'ta Sayın Başbakan'ın bu çalışmaları yapmasından sonra patladı'' diye konuştu. Fransa televizyonunda, sözde Türkiye'yi öven bir program yapıldığını, burada gösterilen haritada Türkiye'nin yarısının, ''Kürdistan'' olarak gösterildiğini kaydeden Baykal, bunun, terörü ve terörün amacını olağanlaştırmak, terörü meşrulaştırmak anlamına geldiğini belirtti. -''GÖRMEMEZLİKTEN GELME POLİTİKASI''- İstanbul'da yapılan yasadışı toplantılara 5 bin kişinin katıldığına işaret eden Baykal, ''Türkiye bu 5 bin kişiyi belirleyemiyor mu?'' diye sordu. Baykal, Doğubeyazıt'ta, terör örgütü üyesinin cenazesi öncesi terör örgütü PKK'nın esnafa, ''kepenklerini kapatması'' yönünde baskı yaptığını, esnafın ise buna karşı çıktığını anlatarak, güvenlik güçlerinin ise olayın büyümemesi için sessiz kaldığını söyledi. Baykal, ''Ancak siz böyle yaparsanız, kepengini kapatmayan esnafın bu durumunu devam ettireceğini garanti edebilir misiniz?'' dedi. Hükümetin politikasının, ''görmemezlikten gelme, yok sayma'' olduğunu ileri süren Baykal, bunun bazen doğru olduğunu ancak Türkiye'nin o noktayı çoktan aştığını ifade etti. -''4. HAKEM Mİ?''- CHP lideri, Fatih Camii'ndeki yasadışı gösteriye de değinerek, ''İktidar 3 yıldır işbaşında olmasaydı Fatih Camii avlusunda böyle bir olay olabilir miydi?'' sorusunu yöneltti. Başbakan Erdoğan'ın sorular üzerine, ''polis müdahale etmeliydi'' dediğini hatırlatan Baykal, ''Müdahale etmeyen o polis, Başbakan aslında. Başbakan'ın uzantısı, icra, hükümet... Başbakan gözlemci mi, maç seyircisi mi, 4. hakem mi? Neye yarar Başbakan?'' dedi. Baykal, Türkiye'nin ayrıştırılma ve bölünmesinin kimseye yararı olmadığını, bunun bir çıkmaz sokak olduğunu, hiçbir yere varılamayacağını dile getirerek, şöyle devam etti: ''Türkiye'de şimdi bir bölünme, parçalanma yaratılmak isteniyor. Ne olacak? (Etnik kimliğe göre ayrışacağız...) Nasıl ayrışacağız? Biz kaynaşmışız. Et ile tırnak olmuşuz, bir ailenin içinde, işte, Meclis'te, partide bir aradayız. Nasıl, niçin ayrıştırılacak bu, kime, ne yarar getirecek? Nasıl ayrıştıracağız bunu: (Gerekirse 10 yıl boyunca kan akıtacağız, iktidar, millet zaaflarını, dış konjonktürü kullanacağız ve bu ayrışmayı sağlayacağız) Bu mümkün değildir, kimseye bir yararı yoktur. Başarısızlığa mahkum olacak arayıştır.'' Konuşma süresinin dolması üzerine Baykal, konuşmasını tamamlayacağını ancak bu konunun bitmeyeceğini ifade ederek, ''Bitsin istiyorsanız, konuşulmasından korkmayın'' dedi. Baykal, mikrofondan ses gelmemesine karşılık ise ''Ampulün enerjisi bitmiş anlaşılan'' diye konuştu.