Baykal Erdoğana şımarık dedi
Abone olMuhalefet ile iktidar arasındaki ipler giderek geriliyor. Erdoğan'ın eleştirilerine bugün Baykal'ın cevabı ağır oldu.
Deniz Baykal, “Beni meydana çağırmıştın, işte geldim. Meydandayım ne olacak? Sen de gel televizyonlara çıkalım, 70 milyon izlesin” dedi. Baykal işsizliğin çığ gibi büyüdüğünü söyleyerek hükümeti yeterli önlemleri almamakla suçladı.
Adıyaman’da halka seslenen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisini meydanlara davet eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a cevap verdi. Baykal, “Beni meydana çağırmıştın, işte geldim. Meydandayım ne olacak? Sen de gel televizyonlara çıkalım, 70 milyon izlesin. Sen kendi meydanına çıkıyorsun, ben de kendi meydanıma çıkıyorum. Bu böyle olmaz. Gel dünyada olduğu gibi televizyonlara çıkalım 70 milyon görsün” dedi.
Adıyaman’a özel uçakla gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Genel Sayman Mustafa Özyürek ve bazı MYK üyeleri eşlik etti. CHP’nin seçim otobüsüyle Adıyaman’daki Mustafa Yücel Özbilgin Parkı’nın bulunduğu alana gelen Baykal’ı, CHP’liler büyük bir çoşku ile karşıladı. Adıyaman’a Baykal için sıkı güvenlik önlemleri alınırken, Özel Harekat Timlerine mensup keskin nişancılar yüksek binalara yerleştirildi.
Baykal, miting alanını dolduran yaklaşık 10 bin kişiye çiftçinin ve esnafın durumunu sorup, Adıyaman’ın Türkiye’de çok özel bir yere sahip olduğunu söyleyerek, “Eğer Türkiye’de varlık içinde yokluk yaşayan bir il varsa o da Adıyaman’dır. GAP’ın bedelini ödeyen Adıyaman’dır. 11 sulama projesi ilan edildi. Bunlardan biri yapıldı gerisi unutuldu. Unutulan barajlar değil Adıyaman’dır” diye konuştu.
Baykal'ın hükümete yönelik eleştirileri haberin devamında...
‘ADIYAMAN'IN AVUKATI OLMAK İSTİYORUM’
CHP Lideri Baykal, adının avukata çıktığını da ifade ederek, “Adıyaman’ın da avukatlığını yapmak istiyorum. Sizin hakkınızı savunmak, taleplerinizi yerine getirmek ve sorunlarınızı çözmek için bu seçimde sizden vekalet istiyorum. Vekaleti verirseniz halk nasıl savunulur görürsünüz” dedi. Kentin en önemli geçim kaynağının tütün olduğunu ve 2010 yılında tütün ekiminin yasaklanacağını söyleyen Baykal şöyle devam etti:
“İnsanlara ‘sigara içmeyin’ diyerek, sigara tüketiminin önüne geçemezsiniz. Türkiye’de sigara içilecekse, o sigara tütününü Adıyaman’da engellemenin anlamı nedir. Dünyadaki büyük firmalara ‘Adıyaman’daki tütünü kullanacaksın’ demeye gücün yetiyor mu? CHP iktidarında tütün üretimine bir alternatif sağlanması ve kırsal alanda sulamaya geçilene kadar, Adıyaman’da tütün ekimi serbest olacaktır. Vatandaş esrar, eroin mi yetiştiriyor? Niye yasaklıyorsun. İnsanları yoksullaştırdıktan sonra onlara yeşil kart vermek bir iktidarın hakkı değildir. Bir yılda 645 bin kişi yani 3 milyon vatandaş işsiz kaldı. Buna çare bulmak gerekiyor. Başbakan dönüp dolaşıyor ama bunları konuşmuyor. Başbakan varsa yoksa CHP ve medya ile uğraşıyor. Sen işine bak senin görevin Türkiye’yi yönetmektir.”
MEYDANA ÇAĞIRMIŞTIN, İŞTE GELDİM NE OLACAK ?
Baykal, kendisine meydanlara davet eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da şöyle seslendi:
“Benimle bir derdin varsa meydan meydan dolaşacağına çık karşıma söyle. Kendine güveniyorsan çıkarız televizyonlara, karşı karşıya gelir 70 milyon izler ve kimin haklı olduğuna karar verir. Beni Adıyaman’da meydana çağırmıştın, işte geldim, meydandayım ne olacak? Gel televizyonlara çıkalım 70 milyon izlesin. Sen kendi meydanına çıkıyorsun, ben de kendi meydanıma çıkıyorum. Bu böyle olmaz. Gel dünyada olduğu gibi televizyonlara çıkalım 70 milyon görsün. Dünyada bir kural vardır, çıkarız televizyona konuşuruz. T.C Başbakan’ı meydana geliyor. Sen kendi meydanına, ben kendi meydanıma çıkıyorum. Gel televizyonlara çıkalım herkes görsün. Kuru gürültü , suçlamak için mi seçim var? Vatandaşın sorunlarını çözmek ve dertlerine çare olmak için seçim vardır. Ona buna çamur atmak için meydan toplanmaz. Meydana vatandaşa söz vermek için çıkılır. Başbakan çare istedi, ben de 7 çare söyledim. Ancak Başbakan bu çarelere cevap bile veremedi. Dünyada ekonomisine çare aramayan tek ülke Türkiye’dir. Herkes çözüm arıyor. Ancak Başbakan bizim 7 çaremiz ile ilgili kılını bile kıpırdatamadı.”
Baykal'ın hükümete yönelik eleştirileri haberin devamında...
‘‘ÖRGÜTLÜ YOLSUZLUK YAPILIYOR’
Baykal, Türkiye’nin en önemli iki sorununun ekonomi ve yolsuzluk olduğunu ifade ederek, “Bu iktidar döneminde yolsuzluk en üst seviyeye çıkmıştır. Her ülkede yolsuzluk olabilir ama, iktidarlar bu yolsuzluklarla mücadele eder. Ancak Türkiye’deki yolsuzluklarla iktidar mücadele etmediği gibi bu yolsuzlukları kolu kanadı altına alıyor” diye konuştu Deniz Feneri yolsuzluğuna da değinen Baykal, şöyle konuştu:
“Şimdi teşkilatlı ve örgütlü yolsuzluk yapılıyor. Yolsuzluklar için dernekler kuruluyor. Mevzuata uygun yolsuzluklar yapılıyor. Dernek kurarak, Almanya’daki vatandaşın zekatına ve fitresine göz koyuluyor. Vatandaşın paraları toplanarak Türkiye’ye getiriliyor ve buralarla kurulan televizyonla AKP siyaseti yapılıyor. Bunu ortaya çıkartan Türkiye’nin güvenlik güçleri, savcısı ve yargısı değil, Almanya’nın güvenlik güçleri savcısı ve yargısıdır. Sonra bu davaya bulaşanların bir kısmının Türkiye’de olduğu ortaya çıktı. Yani çalan da bizim, çaldıran da bizimdir. Haram para ile kurulan şirketler ve televizyonlar Türkiye’dedir. Sen niye Almanya’dan yazı bekliyorsun. Senin devletin, güvenlik güçlerin, savcın, yargıcın yok mu? Şimdi, ‘dosyayı tercüme etmemiz gerekir’ diyorlar. Ben Başbakan’ı suçluyu tanıyor diye suçlamıyorum. Başbakan’ı suçlunun cezasını vermek için kılını kıpırdatmadığı için suçluyorum. Sabah ve ATV’yi kimin ve nasıl aldığını herkes biliyor. Sabah ve ATV'yi, çiftçiye destek olması gereken, iki bankanın Başbakan’ın damadının başında olduğu şirkete kredi vermesiyle aldılar. Böyle bir olay Avrupa’da olsa yer yerinden oynardı. Başbakan, bana niye yolsuzlukların çaresini sormuyor. O çareyi ben söylüyorum, o çare önce Baykal’ın sonra Erdoğan’ın dokunulmazlığının kaldırılması gerekiyor. CHP iktidarında ilk olarak Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız. Sadece kürsü dokunulmazlığı kalacak. Dokunulmazlık, hostes tokatlamak ve sahtekarlık yapmam anlamında değildir.”
IRAK'DA İNSANLAR ÖLÜRKEN NEREDEYDİ?
Bugün 1 Mart tezkeresinin 7’ıncı yıldönümü olduğunu da hatırlatan Baykal bu konuda şunları söyledi:
“Tayyip Erdoğan ve hükümeti, Türkiye’nin komşu bir ülkesine düzenlenecek saldırıda, Türkiye’nin üst olarak kullanılması için Meclis’e tezkere getirdiler. Biz bazı AKP’li milletvekilerinin de destek vermesi ile bu tezkereyi reddettik, TBMM tarihinde o muhteşem kararı aldırdık. Gazze için Başbakan, üzüntü duyduğunu ve mücadele verdiğini söylüyor. Başbakan, Gazze’deki ölümlere karşı çıkıyor ama, Irak’ta bir milyon insan ölürken neredeydi. ABD bile yaptığı yanlışın farkına vararak, askerlerini geri çekip bu yalnıştan dönmeye çalışıyor.”
‘ÇOK PARA İNSANI, ÇOK OY PARTİLERİ BOZAR’
AKP’nin aldığı oyların hakkını vermediğini öne süren Deniz Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok para insanı, çok oy da partileri bozar. Bir kişiye piyangodan çok para çıkar. O adamın aile düzeni bozulur, parayı çar çur ettikten sonra, süklüm ve püklüm geri döner. Bazı partiler hak etmedikleri fazla oyları alınca ona buna sataşırlar. Sonra milleti tehdit ve şantajla oy isterler. ‘Oyu vermezseniz hizmet etmeyiz’ diye tehdit ederler. Sen kim oluyorsun millete hükmetmeye kalkıyorsun?” Baykal konuşmanın sonunda CHP’nin Adıyaman ve ilçe Belediye Başkan adaylarını tanıttı.