Baykal: Erdoğan istismar ediyor
Abone olBaşbakan Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasında Kur'an polemiği yaşanıyor. Erdoğan'ın 'tabuları yıkalım" sözüne Baykal'dan cevap gecikmedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, her Müslüman’ın kutsal kitabını
öğrenme hakkı bulunduğunu belirterek, "Sorun, kanun dışı eğitim
kurumlarının sorumluları hakkında ne yapılacağı ile ilgili. Bunu
’Kur’an öğretilsin mi, öğretilmesin mi’ tartışmasına çekmek
fevkalade yanlıştır" dedi. Baykal, Türk-Alman Dostluk
Federasyonu’nun davetlisi olarak ödül törenine katılmak üzere
Almanya’ya gitti. THY’ye ait uçakla İstanbul’dan Düsseldorf’a
hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin "TCK’nın,
kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara verilecek cezaları düzenleyen
maddesiyle ilgili yaşanan tartışmalara" ilişkin sorularını
yanıtladı. "Herhangi bir biçimde Kur’an kursuna karşı olmak diye
bir şeyin söz konusu olmadığını" ifade eden Baykal, şunları
söyledi: "Kur’an’ın öğretilmesi, eğitilmesi çok doğal. Her
Müslüman’ın kutsal kitabını öğrenmek hakkıdır. Bu konudaki eğitim
kurumlarından yararlanmak herkesin hakkıdır. Devletin görevi de bu
olanağı sağlamaktır. Bunda bir tartışma yok. Sorun, kanun dışı
eğitim kurumlarının sorumluları hakkında ne yapılacağı ile ilgili.
Eğer Kur’an eğitimi gerçekten Kur’an’ın öğretilmesine yönelikse,
onun suç teşkil eden bir tarafı olmaz. Ama Kur’an’ı bahane ederek,
dini bahane ederek eğer bir başka şeyin eğitimi yapılıyorsa, o
kanunsuz bir durum ortaya çıkarır. Ve buna karşı da tedbir almak
devletin görevidir. Onun sonucu olarak da zaten TCK’da bir
düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme bugün yapılmış değildir.
Yıllardan beri bütün gelmiş hükümetler döneminde bu vardır. Şimdi
yapılan, bu düzenlemenin içini boşaltmaktır. Bunu anlamlı ve
caydırıcı yaptırıma kavuşturmamak için getirilen düzenlemedir."
KANUN DIŞI EĞİTİM FAALİYETİ SÜRDÜRÜLECEKTİR" CHP lideri Baykal,
getirilen düzenleme sonucunda kanunsuz eğitim kurumlarını açanların
sadece para cezasına mahkum olabileceklerini anlatarak, "Para
bunlarda çoktur, rahatlıkla para bulunabilecektir. Mahkum olanların
yerine başkası getirilerek, sürekli olarak kanun dışı bir eğitim
faaliyeti sürdürülecektir" dedi. Hıristiyan misyonerlerin de
İncil’i öğretmek için eğitim kurumu açabileceklerini ve bunu
yaparken Türkiye’nin etnik bütünlüğünü sıkıntıyla sokacak
faaliyetler sergileyebileceklerini kaydeden Baykal, Türkiye’deki
Ermeni sorununun arkasında Amerikan misyonerlerin Türkiye’deki
faaliyetlerinin çok büyük yer tuttuğunu söyledi. Cumhuriyet
öncesindeki bu misyoner okullarının Türkiye’nin ulusal bütünlüğüne
zarar veren bir biçimde faaliyet gösterdiğini dile getiren Baykal,
"Türkiye ondan kurtulmak için büyük gayret göstermiştir. Önemli
olan eğitimin kanuna aykırı yapılmasıdır. Bunu ’Kur’an öğretilsin
mi, öğretilmesin mi’ tartışmasına çekmek fevkalade yanlıştır" diye
konuştu. "BAŞBAKAN’IN KONUYU SAPTIRMAMASI LAZIM" Türkiye’nin bir
süre önce Hizbullah olayını yaşadığını hatırlatan CHP Genel Başkanı
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cemaat okulları içinde terör
eğitimi, şiddet eğitimi çok rahatlıkla yapılır. Bir süre önce
Türkiye Hizbullah tablosunun içinden kendisini güç çıkardı. Burada
Hizbullah’ın merkezi basıldı. Bilgisayar kayıtlarında binlerce
insanın adı çıktı. Bu insanlar nerede eğitildi? Kimler eğitti
onları? Onlara karşı etkin bir mücadele ihtiyacı çok açık
ortadadır. Başbakan’ın konuyu saptırmaması lazım. Konu, kendisinin
bundan önceki ceza kanunu hazırlanırken kabul ettiği maddenin şimdi
değiştirilmesi meselesidir. O zaman niye kabul etmiştir? Başbakan
şimdi niye değiştirmektedir? Daha önce Kur’an kurslarına karşı mı
çıkıyordu? Şimdi niye düzeltiliyor? Olay Kur’an kursu değil.
Başbakan, ’işte orada namaz kılıyor, burada kanun dışı eğitim
kurumlarına karşı çıkıyor, bir çelişki var’ diyor. Hiçbir çelişki
yoktur. Çelişki, Taliban liderlerinin önünde diz çöküp ondan sonra
’ben milli görüş gömleğini çıkardım, ben artık muhafazakar oldum’
deme anlayışındadır. Çelişki Başbakan’dadır. Başbakan daha önceki
çizgisinden çıkmış mıdır, çıkmamış mıdır? Sorulması gereken soru
odur. Ben aynı çizgide devam ediyorum. Başbakan, ’gömleğimi
değiştirdim’ diyor. Daha önce hangi gömleği giymişti? Niye
değiştirdi o gömleği? Şimdi tekrar o değiştirdiği gömleği giymeye
mi çalışıyor? Sorulması geren soru odur." AK PARTİ’YE ELEŞTİRİ
Deniz Baykal, AK Parti’nin gerçek yüzünün ortaya çıkmaya
başladığını ve iktidarın şimdi gerçek çehresiyle
değerlendirildiğini kaydederek, "Kırılma, değişme AK Parti’dedir.
Herkes bunun farkındadır" diye konuştu. AK Parti’nin tekrar
organize gruplara teslim olmaya başladığını ileri süren CHP Genel
Başkanı Baykal, şunları kaydetti: "Bir siyasi partinin, hele ülkeyi
yönetme konumunda olan bir partinin, tüm ulusun partisi olduğunu
unutmaması gerekir. Tehlikeli olan, bir siyasi partinin ulusun
partisi olmaktan çıkıp cemaatlerin partisi haline dönüşmesindedir.
Bugün AK Parti’de öyle bir tehlike görüyorum. AK Parti, maalesef
artık ulusun partisi olmaktan çıkıp cemaatlerin partisi haline
dönüşmeye başlıyor. Bu, kaygı verici bir olaydır. Asıl önlenmesi
gereken budur. Bir an önce Başbakan, kendisini kuşatan, 5 ay önce
kabul ettiğini şimdi ona değiştiren baskıların, odakların
niteliğini anlamalı, onlara karşı tavır takınmayı öğrenmelidir.
Yoksa onların oyuncağı, tutsağı olur. Biz onu anlatmaya
çalışıyoruz. Olay ne din, ne Kur’an tartışmasıdır." Deniz Baykal
ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve Genel Sekreter
Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil de Almanya’ya gitti.