Baykal CHPnin çizgilerini açıkladı
Abone olCHP lideri Deniz Baykal, partilerinin laiklikten sonra ikinci önemli hassasiyetini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, merkez sağ seçmenlerin önemli
bir kısmının ilk genel seçimde partisine destek verme eğilimi içine
girdiklerini savundu. Baykal, bunun CHP'nin ideolojik kimliğinde
değişiklik anlamına gelmediğini ve sol oyların kaybına yol
açmayacağını söyledi. Baykal, CNN TÜRK'te yayınlanan Ankara
Kulisi'ne katıldı.
Merkez sağ tabandan CHP'ye yöneliş bulunduğu yönündeki
açıklamalarının anımsatılması üzerine Baykal, her seçimin içinde
''sürpriz faktörü'' bulunduğunu, seçmenlerin her seçimde bir
öncekiyle aynı doğrultuda oy kullandıklarının iddia edilemeyeceğini
söyledi. Merkez sağ seçmenlerin önemli bir kısmının bu defa CHP'ye
destek verme eğilimi içine girdiklerini savunan Baykal, ''Bu
CHP'nin yeni bir ideolojik kimliğe bürünmesi, eski kimliğini terk
etmesi anlamında değildir'' dedi. Baykal, vatandaşların Türkiye'nin
ulusal bütünlüğüne, kimliğine yönelik çok ciddi tehlike ve
tehditlerini ortaya çıkmaya başladığını gördüğünü belirterek, şöyle
devam etti:
''Türkiye'ye yönelik bir kuşatmanın bulunduğu, artık aklı başında
her insanın görmemezlikten gelemeyeceği bir gerçek. Bunu gören
insanlar, 'bu süreci nasıl, kiminle aşacağız, bugünkü iktidar bu
sürecin neresinde' sorularını soruyor. Bugünkü iktidarın beklenen,
kararlı, net, cesaretli bir tavrı sergilemediğini ve bunun
sonucunda Türkiye'ye yönelik planların cesaret bulduğunu ve
çığrından çıktığını görüyor insanlar.'' CHP'nin Türkiye'nin umudu
haline geldiğini savunan Baykal, izledikleri politika sonucu bir
güven kaynağı haline geldiklerini, bunun çizgi değiştirmekle ilgisi
bulunmadığını söyledi. Bir soru üzerine merkez sağdan oy
almalarının soldan gelecek oyların kaybına neden olmayacağını ifade
eden Baykal, CHP'nin sosyal demokrat bir parti olduğunu, Türkiye'de
gelir dağılımının çok tehlikeli biçimde çarpıklaştığını
gördüklerini, fırsat eşitliği istediklerini vurguladı.
Baykal, bir süre önce CHP'ye ''Siz laiklikten başka bir şey
düşünmez misiniz?'' diye eleştiri yöneltildiğini, şimdi ise 'Siz
ulusal bütünlükten başka bir şey düşünmez misiniz'' diyenler
bulunduğunu söyledi. CHP'nin ulusal bütünlüğü sosyal demokrasiyle
ters bir kavram olarak algılamadığını belirten Baykal, Türkiye'de
her demokratın öncelikle cumhuriyetçi olması gerektiğini, demokrasi
ile cumhuriyet arasında çelişki bulunmadığını ifade etti. -''TERÖR
SORUNU VAR''- Baykal, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın Güneydoğu'da
yaptığı açıklamanın anımsatılması ve CHP'nin terör sorununun
çözümüne yönelik önerilerinin sorulması üzerine, Türkiye'de terör
sorunu bulunduğunu, bu sorun karşısında temenni ifade etmenin,
çözüm önermek anlamına gelmediğini söyledi.
Baykal, şöyle devam etti: ''Terörü yapanlar amaçlarını
gerçekleştirmek için bunu yapıyorlar. Eğer siz bu insanlara
'bırakın terörü, gelin buraya' derseniz bu, zihinlerde, 'benim
taleplerimi karşılayabileceğini, benim dağda oluşuma yol açan
nedeni anlayışla karşıladığını, bunu cevaplayabileceğini mi ima
ediyorsun'' sorularına yol açar. Gerisini getirmeden sadece boş bir
temenniyle yetinirsek, 'eeee.... gerisi ne' derler. Gerisini
baktığımız zaman görüyoruz, dağdaki de 'af çıkar' diyor.'' ''Bu
işin sonu yok çizgiyi çekelim'' diyenler varsa bunu açıkça ifade
etmeleri gerektiğini kaydeden Baykal, ''Çizgiyi çekmekle ülkede
barışın sağlanacağını düşünenler varsa bilsinler ki bu, Türkiye'yi
çok tehlikeli bir noktaya götürür'' dedi. Terör karşısında kararlı
mücadelenin Türkiye'nin en iyi barış projesi olduğunu belirten
Baykal, şöyle devam etti:
''Teröre göz yumma, terörü idare etme, terörle uzlaşma projesi
Türkiye'ye barış getirmez. Türkiye'yi çok tehlikeli çatışmalara
sürükler. Şu anda, onlara sempati gösterir, onların gönlünü
yaparsam barış olur zannedenler çok büyük yanılgı içindeler. Bu,
tam tersi terörü azdırır, ülkeyi çok tehlikeli çatışmalara sokar ve
Türkiye'de ülkeyi savunmak artık görevi bu olanların dışındakilerin
eline düşer. Bu çok tehlikeli bir olaydır.'' Baykal, CHP'nin
Güneydoğu'ya bakışına yönelik bir soruyu yanıtlarken de Türkiye'de
farklı etnik kökenlerin bulunduğunu ancak bunun kimseye üstünlük
getirmediği gibi zafiyet de yaratmadığını söyledi. Nerede yaşarsa
yaşasın Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğunun Türkiye'deki
bütün insanlar gibi Türkiye Cumhuriyeti içinde eşit bir insan
olarak yaşamak istediklerini belirten Baykal, bu vatandaşların bir
ayrışma, bölme, çatışma, anayasal düzeni ortadan kaldırma çabası
içinde olmadıklarını söyledi.
''AKP TÜRKİYE'Yİ ÜZÜYOR''
Deniz Baykal, AB süreciyle bağlantılı olarak iktidardan CHP'ye
yönelik eleştiriler geldiğine dikkat çekilmesi ve Devlet Bakanı Ali
Babacan'ın ''AB konusunda biraz daha hızlanacağız ama CHP bizi
üzüyor, her konuda muhalefet ediyor'' değerlendirmesini yaptığının
anımsatılması üzerine, şunları söyledi: ''Bunu hak ediyorlar.
CHP'nin görevi onların yaptığı yanlışa izin vermemektir. Onlar
zannediyorlar ki her söyleneni yaparak görevlerini yerine
getirecekler. Sorun zaten oradan kaynaklanıyor. Çok ciddi
yanlışlıklar yapıyorlar. Onlar da Türkiye'yi üzüyor. Biz Sayın
Babacan'ı üzüyoruz belki ama AKP de Türkiye'yi üzüyor. Türkiye'nin
bugün içine girdiği tablonun altında AKP'nin her söylenene 'evet'
deme yaklaşımı, teslimiyetçi tutumu yatıyor.''
AB'nin Türkiye'ye yönelik taleplerinin giderek arttığını ve buna
karşı toplumda bir direnç geliştiğini kaydeden Baykal, gelinen
noktada aklı başında Avrupalı devlet adamlarının Türk kamuoyunun AB
konusundaki dönüşünü anlamaya çalıştıklarını, ''nerede hata
yaptık'' diye bir sorgulama süreci içine girdiğini söyledi. Kıbrıs
konusuna da değinen Baykal, bu konuda vadedilenlerin yerine
getirilmediğini ve ek tavizler noktasına gelindiğini söyledi.
İzolasyonların kaldırılması için Maraş'ın BM'ye bırakılması
önerisinin gündeme geldiğini ifada eden Baykal, ''BM'ye bırakırsak
ne olacak? Biz Musul'u Cemiyeti Akvam'a bıraktığımızı unutmadık
daha'' diye konuştu.