Baykal bu kez Erdoğana hak verdi!
Abone olBaşbakan 'ciğerim yanıyor' deyince Baykal ona hak verdi ama diğer ciğeri yananları da saymadan edemedi!
İNTERNETHABER
Baykal Meclis Grup Toplantısı'nda yine hükümeti bombardımana tuttu.
En çok Tekel işçileriyle ilgili konuştu. 2010 Avrupa Kültür
Başkenti için trilyonlar harcanırken, Tekel işçilerinin görmezden
gelinmesini eleştirdi.
Yine yargının elden gittiğini söyledi. Hükümetin Anayasayı
değiştirerek bunu iyice pekiştireceğinin altını çizdi.
Ancak dikkat çeken bir durum vardı ki o da geçen hafta "Ak Parti
dikta yüzünden kapatılacak" haberleri olmasına rağmen bu konuya hiç
değinmemesiydi. Sadece bir kez "Türkiye'de gidiş
demokrasiye göre mi diktatörlüğü göre mi diye bir tartışma
yaşanıyor" diyerek geçiştirdi.
Son olarak da; Erdoğan'ın Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin açılışında
'ciğerim kanıyor sözlerini gündeme getirdi. "Kimse haksızlığa
uğramak istemeyebilir. Başbakan da kendini diğerlerinin yerine
koysun. Tekel işçilerinin, cHaberal'ın, Balbay'ın, Türkan
Saylan'ın öğrencilerinin ciğeri kanamıyor mu?" diye
sordu.
İşte Baykal'ın söyledikleri:
TÜRKİYE'DE YAŞANAN TARTIŞMA YÜZEYSEL
Türkiye çatışma yaşıyor. Ancak bu yüzeysel bir çatışma. Yani
ülkenin temelini oluşturan milletimizin bütün ayrışmalara rağmen
bir ve beraber yaşama konusundaki temel anlayış tüm gücüyle devam
ediyor. Ama yukarıda birileri belli kurgulamalarla Türkiye'nin
huzurunu, barışını bozmaya yönelik tertipleri sürdürüyorlar.
BU ZULÜMDÜR
Türkiyemiz'de çalışan kesimleri sorunları bir türlü kurallara uygun
bir şekilde çözülemiyor. Çiftçilerin borçlarını ödemelerine imkan
verecek yeni yasal düzenlemeler getirilmiş ama bu konuyu kökten
çözecek bir çözüm getirilememiştir. Elimde bir sürü haciz örneği
var. Birisini okuyayım. Akdağmadeni Yozgat'tan bir çiftçi
kardeşimiz. 8 milyar borcu varmış, onu ödeyememiş, kolaylık olsun
diye kanun çıkmış. Ama ödeyememiş. Borç 40 milyar olmuş. Bir
tanesinde 7,5 lira borç 15 milyon ödemiş, kalan borç 27 milyon.. Bu
zulümdür, bu uygulamayı hangi hortumcuya yaptınız!
İSTANBUL'DA SEVİNÇ, ANKARA'DA EKMEK KAVGASI
İstanbul Avrupa'nın Kültür Başkentleri'nden birisi olarak ilan
edildi. Kapsamlı törenler düzenlendi. Trilyonlarca lira harcandı.
İstanbul bir büyük şenlik yaşadı. İstanbul'un yeditepesinin
herbirinde şenlikler gerçekleştirildi. Bir yanda İstanbul'da Avrupa
Kültür Başkenti olduk heyecanı, öte yanda Ankara'da işini
kaybetmemek için büyük bir mücadeleye girmiş olan Tekel işçilerinin
vermekte oldukları ekmek kavgası!Bu çelişki, bu tablo Türkiye'nin
gerçek manzarasını anlamamıza yardımcı olur.
KÜLTÜR BAŞKENTİ OLMAK NE DEMEK?
Bu büyük sevince yol açan bu olay nedir? 1985'ten bu yana
Avrupa'da Kültür Başkenti olmuş şehirlerin listesi önümüzde. Yok
yok!.. Her yıl birer tane, bazı yıllar ikişer tane kentler kültür
başkenti ilan edilmiş. İstanbulla beraber Essen (Almanya) , Pecs
(Macaristan) Nasıl okunacağını da bilmiyorum. Böyle bir kentin
varlığından kaç kişinin haberi var. Acaba Macaristan milyonlarca
Euro harcayıp yer yerinden oynadı mı, Essen halkı farkında mı
Avrupa'nın kültür başkenti olduğunun!
BU NASIL BİR EZİKLİK DUYGUSU
2010 yılında Avrupa'nın bilmemne kuruluşunun sen kültür başkenti
oldun demesine ihtiyacı yok! Çünkü zaten 2000 yıldır dünyanın
kültür başkentidir. Hangi eziklik duygusudur bu? Hem de tekel
işçileri kuru ekmek kavgası vermeye devam ederken!
O TRİLYONLARDA TEKEL İŞÇİSİNİN DE HAKKI
VAR
Bunun altında ne yatıyor? Milletimiz bununla gurur mu duydu? Hiç
kimsenin aldırdığı yok, biz İstanbul'un değerini ondan bundan
duyacak değiliz. Bunun altında milleti olmadık işelrle hayatından
memnun etmeye sevk edebilir miyiz projesi yatıyor. O harcadığın
trilyonların içinde o tekel işçisinin de hakkı var. Hangi akıl bu
şovu yapar? Fransa'da bir firmaya trilyonlarca liraya havai fişek
gösterisi yaptırır?
HAKLARINDAN FAZLASINI İSTEMİYORLAR
Bu insanlar hakları olandan fazlasını istemiyorlar.
İzlenen politika nedeniyle hakları olanın 15 yıl sonra ellerinden
alınmasına hazmedemiyorlar. Birden bire iktidar onların çalıştığı
işyerini birilerine verip, onlara da sizin elde ettiğiniz hakları
ortadan kaldırıyorum diyor. Sen 292 milyon dolara satmışsın, alan
kişi kısa bir süre sonra 900 milyon dolara başka birine devretmiş.
Bu senin yanlışın!.. Sen kendi yanlışının bedelini niye onlara
ödediyorsun? Açlık grevine başladılar, yakında ölüm orucuna
gidecekler
SAĞLIK ALANI DA HUZURSUZ
Huzursuz bir alan da sağlık alanı! Depoda ilaç var, eczanede yok!
Niye çünkü bir fiyat belirsizliği!.. Eczacı provizyon almaya
kalkıyor, o da yok! Kimi ne diye aldatıyorsun. Şimdi yavaş yavaş
sağlık hizmetlerini paralı hale dönüştürebilmek için binbir türlü
cambazlık çevriliyor. Çok acı bir manzara!
PEKİ ONLARIN CİĞERİ YANMIYOR MU?
[PAGE]
ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEKLER
İktidarın kurumlarla çatışmasından kaynaklanan bir sıkıntı
yaşıyoruz. Bu tabloda birden bire bazı değişimler ortaya çıkmaya
başladı. Birden bire referandum yasasıyla ilgili bir düzenleme
yapmaya kalktı. 120 günlük referandum süresi 45 güne indirilmeye
çalışılıyor.
Bunun arkasında da anayasa değişikliği projesi yatıyor.Bugüne
kadar kurumlara yönelik bir takım iddialar ortaya atılıyordu. Bir
belge çıkarılıyordu. Bu belge silahlı kuvvetleri izan eden bir
muameleye tabii tutuluyordu. İrtica eylem planı hazırladınız, darbe
planlıyorsunuz diye en üst düzey askeri itham altına alıyorlardı.
Sonra bu iddiaların temelinin olmadığı anlaşıldı. Albay Dursun
Çiçek olayı bunun somut bir kanıtı. Sivil mahkeme Çiçek'i serbest
bıraktı.
Bu kavga bitti diye düşünmeyin. Anayasa değişikliği kurumlarla
savaşın, kurumları etkisiz kılmanın en son amacı Anayasa
değişikliğidir. Yargıtay Başkanı diyor ki biz savunmadayız. Demek
ki birisi saldırıyor. Genelkurmay bize karşı harekat var. Şimdi
yargıya, silahlı kuvvetlere karşı savaşın yeni açılımı Anayasa
değişikliğidir.
YARGININ BAĞIMSIZLIĞI ÖNEMLİ DEĞİLMİŞ
İhtiyacımız olan maddeleri değiştireceğiz diyorlar. Gerekli
olanları değiştireceğiz diyorlar. Anayasada temel madde yargının
bağımsızlığıdır. yargı bağımsızlığı Türkiye'de demokrasiye geçişin
çıkış noktasıdır. Şimdi ilk kez yargı bağımsızlığı önemli değil,
tarafsızlığı önemli diyorlar. Ne zaman tarafsız? İktidarın dediğini
yapınca tarafsız, yapmayınca tarafgir olacak. Kavramların içini
boşaltarak Türkiye'nin aklını kaybedeceğini mi zannediyorlar.
Bağımsız olmayan, tarafsız olabilir mi? Bağımsız olup da tarafgir
olmak mümkündür ve yanlıştır. Ama bağımlı olup tarafsız olmak
mümkün değildir. İktidarın şekillendirdiği yargının tarafsızlığna
inanmak mümkün müdür? Türkiye'de parlamentonun 4'te 3'ü
dokunulmazlık zırhının arkasına saklanan insanlardan oluşuyor. O
insanların kendisi bağımsız değil.
SAÇAN 16 AY SONRA SERBEST BIRAKILDI
Bir süredir Türkiye'de gidiş demokrasiye göre mi diktatörlüğü göre
mi diye bir tartışma yaşanıyor. Bu gösterecek. Peki yargıda sorun
yok mu? Çok var! Yargı bugün bile siyasilerin denetimi altına
girmiş. Adil Serdar Saçan tahliye oldu. 16 ay sonra ilk kez hakimin
karşısına çıktı, kimliğini tespit etti, ifadesini aldı ve savcılar
soru sordular. Hakimler tahliyesine diye karar aldı!... Ne oldu
şimdi? Aynı dosyayla tutuklama kararı alıyorsunuz, aynı dosyayla
tahliye ediyorsunuz. Yazık, günah değil mi? Ne o! İddiayı haklı
kılacak bir durum yokmuş! Tutuklamadan bir hafta sonra hakimin
karşısına çıkarsaydınız durum o zaman da aynıydı. Anayasayı, odak
haline geldiği hükme bağlanan bir parti değiştirecek!
BAŞBAKANI ANLIYORUZ KİMSE HAKSIZ YERE İTHAM EDİLMEZ
İSTENMEZ
Muhsin Ertuğrul tiyatro salonunun yıkılması sırasında ne
yapacaksınız diye sorulmuş. Net bir cevap gelmemiş. Cevap
gelmeyince herkes burayı yıkıp başka bir şey yapacaklar diye
gösteri yapılmış. Bir süre sonra da tiyatro salonu yapacağız
diyorlar. Baştan ne yapacağını açıkça söyleselerdi kimse ayağa
kalkmaz. Şimdi tiyatro yapıldı. Güzel oldu. Başbakan şimdi diyor ki
bize iftira atıyorlar, ciğerimiz kanıyor diyor. Başbakanı
anlıyoruz, kimse haksız yere itham edilmez istenmez ama bundan
sonra yapacağı işi inandırıcı yapsın.
PEKİ ONLARIN CİĞERİ YANMIYOR MU?
Erdoğan Ergenekon'da içeri yatanları düşünsün. Peki başbakanın ciğeri kanıyor da Haberal'ın, Balbay'ın, Türkan Saylan'ın öğrencilerinin ciğeri kanamıyor mu? Önce vicdan lazım! Önce kendine uyguladığın ölçüyü herkese uygulaman lazım.