Baykal bayramda Erdoğana çattı!
Abone olBaykal'a 'Kimileri diyor ki, bari bayramda el sıkışsalardı... Ne yapacaksınız?" sorusu soruldu. Bakın CHP'li siyasetçinin cevabı ne oldu?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti genel merkezinde
gazetecilerle bayramlaştı ve gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Hedefinde yine Başbakan vardı. Erdoğan'ın Danıştay'ın kararı için
'ideolojik' demesini eleştirdi ve şunları söyledi: "Bence
Danıştayın kararının (katsayı kararı) ötesinde bu kararın tümü
ideolojik. Başbakan konuyu siyasi, ideolojik nedenlerle ele
alıyor'' dedi.
AŞI OLACAK MI?
Bir gazetecinin, ''Bayram dolayısıyla çok sayıda kişiyle
el sıkışacaksınız, domuz gribinden korkmuyor musunuz?''
sorusu üzerine Baykal, domuz gribinin bir sağlık konusu olduğunu,
siyasetçilere aşı konusundaki kararlarının sorulmasını doğru
bulmadığını söyledi.
BARİ BAYRAMDA EL SIKIŞSALARDI |
Baykal, bir gazetecinin, ''(Bari bayramda el sıkışsalardı) diye Başbakan Erdoğan ile sizin bir araya gelmeniz yönünde dilekler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sözleri üzerine, ''Bu sözleri söyleyenler elbette ki gerginliklerin aşılmasını istiyorlar ama bunun için iktidarda ciddi tavır değişikliğine ihtiyaç vardır'' dedi. |
Dünyanın hiçbir yerinde siyasetçilerin bu konuda bir tartışma
içine girmediklerini ifade eden Baykal, aşı konusunda Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ arasındaki
farklı yaklaşımı da eleştirdi. Aşı olup olmamanın Başbakan
Erdoğan'ın kişisel kararı olduğunu ancak bunu bir davranış modeli
gibi yansıtmasının yanlış olduğunu savunan Baykal, ''Sağlık
Bakanı aşının gerekliliği konusunda herkesi ikna etmeye çalışıyor
ama bence herkesi değil önce Başbakan'ı ikna etmesi lazım.
Tercih konusunda değil aşının gerekliliği konusunda ikna edilmesi
lazım. Hükümet bir eliyle yaptığını diğer eliyle bozuyor. Başbakan
her şeye ideolojik suçlaması yapma anlayışı içinde. Öyle
anlaşılıyor ki Başbakan'ın aşı konusundaki tavrı da
ideolojik'' diye konuştu.
BAŞBAKAN KONUYU İDEOLOJİK NEDENLERLE ELE
ALIYOR
Baykal, Danıştayın katsayı konusundaki kararı ve Başbakan
Erdoğan'ın karara ilişkin ''ideolojik'' şeklindeki açıklamasının
sorulması üzerine de ''Bence Danıştayın kararının ötesinde bu
kararın tümü ideolojik. Bu bir teknik eğitim meselesi değil, olay
oradan kaynaklanıyor. Başbakan konuyu siyasi, ideolojik nedenlerle
ele alıyor'' dedi.
Konunun ülke yararı için ele alınan bir eğitim meselesi konusu
olmaktan çıkıp bir siyasi ayrıştırma nedeni haline geldiğini ileri
süren Baykal, bu noktada ''karar ideolojik'' demenin olayı
aydınlatmaya yetmeyeceğine savundu.
Mesleki eğitimin her aşamada desteklenmesi gerektiğini vurgulayan
Baykal, bu konuda bir çelişki olduğunu ileri sürdü. Ortaöğretimde
mesleki eğitimi tercih edenlerin, yükseköğretim aşamasında da bu
alana yönlendirilmesinin doğru olduğunu ifade eden Baykal,
sözlerini, ''Türkiye, mesleki eğitimi destekleyecek mi,
desteklemeyecek mi mesele bu... 'Mağduriyete karşı
mücadele ederiz' demiş Başbakan. Sen mağduriyetleri yaratıyorsun.
İzlediğin politikayla mağduriyetler oluşturuyor sonra da
'mağduriyetleri önleyeceğiz' diye yeni yeni mağduriyetler
yaratıyorsun'' şeklinde sürdürdü.
''TÜRKİYE, AYLARDIR, YILLARDIR İDDİANAMELERİ
KONUŞUYOR''-
Baykal, bir gazetecinin, ''Şimdi 'Kafes Eylem Planı'
tartışmaları var. Değerlendirmeniz olacak mı?'' sorusunu
yanıtlarken de ''Türkiye, aylardır, yıllardır iddianameleri
konuşuyor. Bunda bir garabet yok mu? Hukuk konuşsak, netleşmiş bir
yargı kararını konuşsak... Türkiye iddianamelerin peşinden
koşa koşa yorgun düştü'' dedi.
Ülke gündeminin ortaya atılan iddialarla meşgul edildiğini ancak
hiçbirinin kesin sonuçlarının ortaya konulmadığını, iddiaların
sonuçsuz kaldığını da kimsenin sorgulamadığını ifade eden Baykal,
şöyle konuştu:
''(Şimdi yeni bir iddianame çıkacak biraz da onun peşinden
koşalım...) İddianame ile demokrasi mücadelesi mi olur? Hukuk
işliyor mu? Birisini de sonuçlandırın. Hukuk çiğneniyor,
insanlar perişan ediliyor sonra 'şimdi bu bitti başka bir iddia var
onun peşine düşün...' Perişan bir manzara. Kimse de çıkıp
'bir tanesini sonuçlandırın, sonuçlandırmazsanız bundan sonra
hiçbir iddianıza inanmayacağız' demiyor.''
ATAMAYA DİRENENLERİ KUTLUYORUM
Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün rektör atamalarına
ilişkin soruyu yanıtlarken de demokrasinin bir bütün olduğunu
vurgulayarak, Türkiye'de ise ''demokrasi söylemleriyle yaşanan bir
büyük tutarsızlık'' olduğunu ileri sürdü.
Türkiye'de ''oldubittileri, haksızlıkları içine sindiren
bir tablo oluştu'' diye üzüldüklerini anlatan Baykal,
''İzmir'de diş tabipliği eğitimi veren okulumuzdaki tepki, böyle
olmadığını ortaya koyuyor. Onları kutluyorum. Umut verici bir
yaklaşım sergiliyorlar. Bu bayramın kutlanması gereken kişileri bu
atamaya direnenlerdir'' dedi.
Kamu çalışanlarının haklı taleplerini dile getirmek için ''uyarı
grevi'' yaptıklarını hatırlatan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın greve
yönelik sözlerini de eleştirdi. Haklarını alamayanların bu haklar
için mücadelesinin demokratik bir yaklaşım olduğunu belirten
Baykal, kamu çalışanlarının örgütlenmesinin ve sendikal haklarını
kullanmalarının engellenmemesi gerektiğine işaret etti.
Baykal, ''Türkiye'de demokrasi duyarlılığını en yukarı
düzeyde sahiplenmesi, temsil etmesi gereken mercilerin, makamların,
başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, toplumun bazı
kesimlerini, demokratik yöntemlerle kendilerini kanıtladıkları
halde, yok saymayı içlerine sindirebilmiş olmaları çok acı bir
manzara'' diye konuştu.
EN BAŞARISIZ SİYASİ UYGULAMA AÇILIM
Bir soru üzerine ''demokratik açılım'' konusuna da değinen
Baykal, ''Kürt açılımı konusu Türkiye'nin son dönemde karşılaştığı
en ağır, en başarısız siyasi uygulama olmuştur'' dedi.
Gerginliklerin tırmanmasının temelinde hükümetin izlediği tavır
olduğunu iddia eden Baykal, hükümetin bu konuda ikircikli bir
yaklaşım içinde olduğunu savundu.
''DEMOKRASİ LAFI AĞIZLARINDAN
DÜŞMÜYOR...''-
''Ergenekon'' soruşturmasıyla ilgili yaşananların, CHP'nin bu
konuya ilişkin tespitlerini doğruladığını da belirten Baykal,
hukukun AK Parti iktidarı döneminde ağır bir darbe aldığını ileri
sürdü.
Yasa dışı telefon dinlemelere de değinen Baykal, ''70 bin
kişi dinlenildi. 70 bin kişi de suçlu mu çıktı? Bir devlet
böyle bir uygulamanın içine sokulabilir mi?'' dile sordu.
Baykal, şöyle devam etti:
''Demokrasi lafı ağızlarından düşmüyor. Üniversite rektörleri
atanırken demokrasi yok, dekan atanırken demokrasi yok, kamu
çalışanları haklarını talep ettiği zaman onlara demokrasi yok,
telefon dinlenirken vatandaşa demokrasi yok. Ne o? Türkiye
demokrasi mücadelesi veriyor... Nasıl veriyoruz? Silahlı
Kuvvetleri, yargıyı mahkum etmek için, perişan etmek için aslanlar
gibi mücadele ediyoruz, bu mücadelenin adı demokrasidir. Kavramlar
bu kadar içi boşaltılmış hale getirilebilir mi?''
Ekonomiye de değinen Baykal, bu alandaki kaygı ve sıkıntıların
sürdüğünü söyledi. Baykal, hükümetin seçim döneminde ''bol
bulamaç'' yaptığı harcamaların faturasının bugün vatandaş
tarafından ödendiğini iddia etti.
Dubai'de yaşanan ekonomik gelişmenin yansımalarının bayram
sonrasında dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirten Baykal,
bunun dünya genelinde etkileri olacağına işaret etti.
Baykal, gazetecilerin ardından genel merkezde partililerle
bayramlaştı.