Baykal az daha düşüyordu
Abone olDeniz Baykal Edirne'deydi... Halka seslenmek için kürsüye çıkacaktı. Hızlı hızlı yürüyordu. Önüne bir çocuk çıktı. Sonra da...
CHP Lideri Deniz Baykal Edirne'deydi. Baykal'ı, Trakya
Üniversite Balkan Kampusü'ndeki helikopter pistinde çok sayıda
partili karşıladı. Karşılama törenini ardından seçim otobüsü ile
Edirne Belediyesi'ne gelen ve burada Edirne İlçe ve Belde Belediye
Başkanları ile bir araya gelen Baykal, seçimi kazanan başkanlara
teşekkür etti.
DÜŞME TEHLİKESİ
GEÇİRDİ
Daha sonra Belediye binasından çıkan Baykal, halka hitap edeceği
500 metre uzaklıkta bulunan Saraçlar Caddesi'ne yürüyerek gitmek
istedi. Hızlı adımlar atan Baykal'a partililer yetişmekte
güçlük çekerken, önüne geçen bir çocuğa takılan Baykal düşme
tehlikesi geçirdi. Sendeleyen Baykal'ı düşmekten
Havsa Belediye Başkanı CHP'li Oğuz Tekin kurtardı. Tekin, Baykal'ı
kolundan tutarak doğrulttu. Daha sonra Baykal gülerek
yoluna devam etti.
Yaklaşık 5 dakika yürüdükten sonra halka hitap edeceği Saraçlar
Caddesi'ne gelen Deniz Baykal, burada yaklaşık 3 bin kişiye hitap
etti.
KRİZ ONLARA TEĞET
GEÇİYOR
Türkiye'nin küçülme dönemine girdiğini belirten CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, "Ekonomi tıkanmıs büyüme dönemi bitmiş,
küçülme dönemi başlamış durumda. Fabrikalar kapanıyor insanlar
işlerinden atılıyor. Atılmayanları da atılacağız korkusu yaşıyor.
Herkes elindeki birikimini saklıyor. Millette bir korku var.
Ancak Başbakan bize dokunmadı teğet geçti diyor. Nerde
teğet geçti, deldi geçti. Onlara teğet geçiyordur tabiki.
Yakınlarına, ailesine, çocuklarına teğet geçiyordur. Ama 70 milyon
ekonomik kirizin acısını yaşıyor. Bunun hesabını
sormayacakmıyız."
NİYE TIKILDIKLARINI
BİLMİYORLAR
Yoluzlukların Türkiye'de takip ediliyormu diye soran Baykal
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yolsuzluk yapılanlardan hesap soruluyor mu? Deniz
Feneri'nin hesabı soruldu mu? Almanya sordu biz soramadık. Almanya
liste yapıyor, 'Şunlar elebaşları, senin yanında görev verdiğin
adamlar. Türkiye'yi yöneten insanlar. Banka hesaplarına,
onların evraklarına el koy, ifadelerini al, paralarını incele bana
gönder' diyor. Kimsenin kılı kıpırdamıyor Türkiye'de.
Bizimkiler ne ile meşgul sabaha karşı 4.5'da Profesör
Mehmet Haberal'ın evini basacaklar, hastaları kuyrukta, öğrencileri
kuyrukta, memleketinin en iyi yetişmis en dürüst en namuslu
insanlarından birisi sabah'ın 5'inde suçlu gibi alıp cezaevine
atacaklar. Buna adalet denir mi? Bunda adalet, hak var mı?
Yolsuzluk yapanları baş tacı et, memleketin dürüst namuslu
üniversite hocalarını, dekanlarını, rektörlerini ve aydınlarını
cezaevine tık. Niye tıkıldığını da bilmiyorlar. Adam
cezaevine sağlam girsin cenazesi çıksın. Edirne Belediyesi
sayesinde hayatını kaybeden bir adamın (Kuddisi Okkır) cenazesi
gönderildi. Böyle şey olur mu? Adalet nerede, kalkınma
nerede?"