Baykal AİHM'i topa tuttu
Abone olCHP lideri Deniz Baykal AİHM'i yerden yere vurdu. Öcalan'a terörist denemeyen mahkemeye ateş püskürdü. Baykal, iktidarı karar karşısında ezik kalmakla eleştirdi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AİHM'in terör örgütü elebaşı
Abdullah Öcalan ile ilgili kararı karşısında ''Türkiye'yi
yönetenlerde bir teslimiyet ve yılgınlık havasının hakim olduğunu''
savundu. Baykal, iktidarın Türkiye'nin yeniden geçmişteki acı
olayları yaşamasına izin vermemesi gerektiğini belirterek, bunun
hukuki imkanlarının bulunduğunu ancak siyasi iradeye gereksinim
olduğunu söyledi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı
konuşmada, AİHM'in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili
kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Deniz Baykal, kararın
açıklanmayla birlikte önce iktidarın ardından da medyanın bir
kısmının ''Yapacak hiçbir şey yok. Aman tepki göstemeyelim,
önemsemeyelim, idare edelim. Bu karar yeniden yargılamayı
öngörmektedir, gereğini yapalım'' anlayışı içine girdiğini savundu.
Türkiye'yi yönetenlerde ''Bir teslimiyet ve yılgınlık havasının
hakim olduğunu'' ifade eden Baykal, ''Bu karar karşısında omurgalı,
ciddi, ne istediğini bilen bir tavır maalesef şu ana kadar
sergilenememiştir'' dedi. AİHM'in aldığı kararın ''Türkiye'de
mahkemenin adil ve tarafsız olmadığı tespitini yaparak gerekenlerin
yapılmasını'' öngördüğüne dikkati çeken Baykal, ''Yargılamanın adil
ve tarafsız olmadığına ilişkin kararın tartışılmasına ve
sorgulanmasına ciddi ihtiyaç vardır'' diye konuştu. Baykal, kararı
ve bazı hakimlerin karşı oy yazılarını dikkatle incelediklerini
kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Mahkeme kararının hiçbir
yerinde Öcalan'dan bir terör örgütü lideri olarak söz
edilmemektedir. Başka kararları incelediğimiz zaman görüyoruz,
mahkeme Carlos'tan 'terörist' diye bahsetme gereğini duyuyor.
Halbuki Öcalan'ın terörist niteliği hiç kuşku yok ki
Carlos'unkinden kat kat fazladır. Mahkeme, geçmişte önüne gelen bir
dava dolasıyla PKK'dan terör örgütü olarak söz etmiştir. Ama şimdi
bu kararda PKK'dan bir terör örgütü olarak bahsetmemiş, Türk
hükümetinin onu bir terör örgütü saydığını söylemiştir. PKK'ya
terör örgütü, Öcalan'a terör örgütünün lideri diyemeyen bir mahkeme
kararıyla karşı karşıyayız. Bunu söylemek orundayız. Eğer bunları
söyleyemezsek, üzerinde durmazsak, bunları hazmedersek, yokmuş gibi
sayarsak kendi kendimizi aldatırız.'' -''BU FİLMİ BİR DAHA
SEYRETMEK İSTEMİYORUZ''- Terörün, dünyanın en temel sorunu olduğunu
belirten Baykal, alınan ararın muhatabının sadece Türkiye
olmadığını vurguladı. Baykal, ''Bu yaklaşım, dünyada global terörle
mücadele konusuna en ağır darbeyi vurmaktadır'' dedi. Türkiye'nin
15 yıl boyunca terörle mücadele konusunda kendi haline
ırakıldığını, bu süreçte 30 bin kişinin yaşamını yitirdiğini
anlatan Baykal, bu durumda bir ülke olarak dünyaya ''Ne
yapıyorsunuz, kime ne yapmaya çalışıyorsunuz?'' deme hakkı
bulunduğunu söyledi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Neymiş, bu
karar yeniden yargılamayı öngörüyormuş... Biz de 'başüstüne' deyip
hemen yargılayacak mıyız? Türkiye tekrar tarihin acısayfalarında
yaşadığı olayları bir kez daha yaşamak zorunda kalacak. Bir kardeş
kavgasını sona erdirmeye gayret ederken, bütün bunları bırakacağız
'Biz neden kavga etmiştik' diye tartışmaya başlayacağız. Herkesi
tedirgin etmeye ne hakkınız var? Biz Türkiye'de huzur içinde
yaşamak istiyoruz. Kendi başımıza o sorunları çözdük, bir noktaya
getirdik. Barışı, kardeşliği sağlamaya başladık. Tekrar irbirimizle
kucaklaştık derken, 'Ya siz ne yapmıştınız' diye unutmak
istediğimiz bir dönemi 'Bir kez daha anlatın, bütün dünya
izleyelim, bir kere daha bu filmi seyredelim'... Biz bu filmi bir
kere daha seyretmek istemiyoruz. Siz bu filmi bir gerilim filmi
gibi Avrupa'nın başkentlerindeki rahat koltuklarınızda
seyredebilirsiniz ama biz bu filmi yaşadık. Bir daha yaşamak
istemiyoruz.'' -''HESABINI VEREMEZ''- Baykal, terör konusunda çifte
standart uyggulanmasının ve PKK'ya terör örgütü diyememenin
hesabını, kararı veren hakimlerin hiçbirisinin veremeyeceğini
söyledi. ''Terör ile cinayetin birbirinden çok farklı olduğunu''
belirten Baykal, şöyle devam etti: ''Terör diyemediğin zaman sanki
bir cinayet suçundan yargılanıyorumuş gibi çok kolaylıkla, şu
eksik, bu noksan deyiveriyorsun. İngiltere'de kanun çıkardılar
2001'de, 'teröristlerin hakim önüne çıkarılmasıyla ilgili süreleri,
tahditleri kaldırıyoruz' dediler. AB'ye de bildirdiler. Ne yaptı
AB? Sen İngiltere'ye yapamadın da Türkiye'ye mi yapacaksın? Ne
yapmışız, mahkemeye 4 günde çıkarmamız gereken sanığı 7 günde
çıkarmışız.. Vay adil yargılama olmadı, yeniden yargılayın. Bu
kadar ucuz mu o yeniden yargılama? Türkiye'ye husumet içinde olan
insanlar, ülkeler olabilir. Ama birAvrupa mahkemesinde, Türkiye'ye
yönelik husumetin etkisinde olan unsurların terörü tahrik etme
noktasında böyle bir şiddet manzarasına sürüklebilir olmasını
içimize sindiremeyiz.'' -''SİYASİ İRADEYE İHTİYAÇ VAR''- Kararda
''Öcalan yeniden yargılanmalı'' önerisinin yer almadığı görüşünü
yineleyen Baykal, mevcut tablo karşısında yapılabilecekler
sıralanırken, ''Yeniden yargılama, davanın yeniden açılması ve özel
telafi edici önlemler aranabileceğinin'' belirtildiğine dikkati
çekti. Baykal, ''Mahkeme kararını rencide etmeden, haleldar etmeden
bizimgerekli siyasi yetkinliği sergileyerek, yeniden yargılama
dışında bir çözümü bulmamız, hukukun, mahkeme kararının gereği
olarak ortada duruyor. Türkiye bunu yapmalıdır'' diye konuştu.
Hükümete, ''Ne yapın yapın sakın ha bu yargılamayı tekrar açmayın''
tavsiyesinde bulunduklarını belirten Baykal, ''Yeniden yargılama
'hüküm yok, mahkumiyet yok' demektir. Kim söyleyebilir bunu?Kim bu
konuda Türk adaletinin hüküm yok noktasına gelmesini isteyebilir?
Böyle birşey olamaz. Böyle birşey olamayacağını Avrupa'daki
hakimler anlamışlar, Ankara'daki yöneticiler anlamıyorlar'' dedi.
Türkiye'nin kendisine güvenmesi ve direnmesi gerektiğini kaydeden
Baykal, şöyle konuştu: ''İktidar, kararın hukuki imkanlarını sonuna
kadar kullanmalı ve Türkiye'nin o acı olayları yeniden yaşamasına,
o kanlı sayfaların içinden yeniden geçmesine izin vermemeli,
kutuplaşmaların, birbirine düşman kesimlerin oluştuğu bir toplum
haline dönüştürmemelidir. Bu yola girmemenin hukuki imkanları
vardır. Siyasi iradeye ihtiyaç vardır. O siyasi iradeyi iktidar
göstermelidir. İktidarın bu konudaki siyasi irade açığını da CHP
olarak biz kapatmaya hazırız.''