Baydemir'in oğlu Kürtçe'yi reddetti!
Abone olDiyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Radikal'e konuştu.
Dün arkadaşının dağa çıkma önerisini nasıl reddettiğini
anlatmıştı Osman Baydemir. Bugün de ana dilini ve Türkçeyi nasıl
öğrendiğini aktardı Radikal'den Ertuğrul Mavioğlu'na...
OĞLU KÜRTÇEYİ REDDETTİ
Meğer bir acısı da varmış Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir'in. Oğlunun okula başlamasıyla birlikte Kürtçeyi
reddetmesi onu çok üzmüş. "İki ateş arasında
Baydemir" başlıklı söyleşinin ikinci bölümünde Mavioğlu,
Baydemir'in bu konudaki hüznünü şu sözlerle aktarıyor:
"Bir insanın çocuğuna kendi dilini öğretememesi çok acı
olmalı. Osman Baydemir, 3.5 yaşına kadar evde sürekli Kürtçe sohbet
ettiği oğlu Mîr Zanyar’ın kreşe gitmeye başladıktan sonra bu dili
konuşmayı nasıl bir anda reddettiğini yüzü gerilerek anlatıyor.
Kürt bir babayla oğlu arasında diyalogların bir anda bıçakla
kesilir gibi kopmasının ardında ‘anadil’ hoyratlığının yattığına
hiç kuşku yok."
"DAYAK YİYE YİYE TÜRKÇEYİ ÖĞRENDİM"
Baydemir okula başladığında Kürtçe dışında bir dil bilmediğini
anlatırken, okul yıllarında yaşadığı unutamadığı anısını da
paylaştı:
"Bizim zamanımızda birleştirilmiş sınıf uygulaması vardı. O yüzden
ağabeyimle aynı sınıftaydık. Öğretmen ağabeyimi tahtaya kaldırdı.
Bir cümle verdi. Cümlenin içinde ‘Muzaffer’ ismi geçiyordu.
Ağabeyim cümleyi tahtaya yazarken ‘Muzaffer’de tek ‘f’
kullandı.
Öğretmen ‘Osman gel, sen doğrusunu yaz’ dedi bana. Kalktım,
‘Muzaffer’i iki ‘f’ ile yazdım tahtaya. Öğretmen döndü bana ve
‘Emin’e tokat at’ dedi. ‘Atmam’ dedim. ‘Atacaksın’, ‘Atmam’ derken,
öğretmen yüzüme bir tokat attı. Aslında birbirimize sürekli
vururduk evde. Ama topluluğun önünde, benden bir yaş bile büyük
olsa ağabeyime tokat atmam mümkün değil. Çok ayıp bir şeydir.
Derken öğretmen sınıftan Yusuf isimli bir arkadaşımızı çağırdı.
‘Yusuf Osman’a tokat at’ dedi. Yusuf bir yapıştırdı bana hırsla.
Öğretmen bu kez bana döndü, ‘Yusuf’a tokat at’ dedi. Ben de durur
muyum, Yusuf’a vurdum. Sonra birkaç kez daha tekrarladı öğretmen
bunu. Çocukluğumda yaşadığım en onur kırıcı davranışlardan biri
olarak hafızamda yer etti o gün. Nihayetinde bilmediğimiz bir dil
öğrenmeye çalışıyoruz. Kısacası, ortaokul son sınıfa kadar Türkçeye
vakıf olamamanın sıkıntısını çok çektim. Tabiri caizse dayak yiye
yiye Türkçeyi öğrendim. "