Baydemire can güvenliği uyarısı
Abone olDiyarbakır Emniyeti BDP"li Belediye Başkanı Osman Baydemir'i can güvenliği konusunda uyardı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, emiyet tarafından ‘can güvenliği’ konusunda bir tebligatla uyarıldı ve talep etmesi halinde koruma verileceği bildirildi.
Baydemir ise emniyetten koruma talebinde bulunmadığını belirterek, “Beni hak ve halk koruyacaktır” dedi.
BDP Grup Başkanı Nuri Yaman, “Hrant Dink’e de aynısı yapılmıştı ve valiliğe çağrılmıştı sonra nasıl öldürüldüğünü hepimiz tanık olduk” diye konuştu.
BDP Grup Başkanı Nuri Yaman konuyu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaretinde gündeme getirdi. Yaman, Baydemir'e Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ‘can güvenliği’ konusunda 20 Ocak günü gönderilen bir tebligat yapılarak uyarıldığını açıkladı. Yaman, şunları söyledi:
“Bu tebligat sayın başkanımızın can güvenliği ile ilgilidir. 3 yıl önce de Hrant Dink’i valiliğe çağırarak, kendisini uyarmışlardı. Daha sonra Hrant Dink’in nasıl ölüme gittiğini hepimiz tanık olduk. Başkana gelen tebligat gözdağı ve “endine çeki düzen ver’ uyarısıdır. Kendisine isterse devletin güvenliği sağlaması konusunda uyarı yapılmış ama kendisi buna ihtiyaç duymadığını söyledi.”
Nuri Yaman'ın “İsterse sayın başkan bu konuda size açıklama yapsın” sözleri üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, tebligat yapıldığını doğruladı. Baydemir, “Sadece şunu söylemek istiyorum. Beni hak ve halkın koruyacağına inanıyorum” dedi.
BDP Grup Başkanı Nuri Yaman, bölgeye 10 aydan bu yana Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) ile ilgili gözaltı ve tutuklamaları incelemek için geldiğini söyledi.
Kürt sorununa yönelik her adım ve açılımdan sonra, demokratik siyaset yapan ve seçilmişler üzerinde hükümet kanalıyla baskı ve yıldırma politikası geliştirildiğini ileri süren Yaman, şunları söyledi:
“Bu ne ilktir ne de sondur. Bu operasyonları kınıyorum. Bunlar çözüm değil. 2007 ve son yerel seçimlerde halkın iradesine karşı gösterilen hazımsızlıktır ve bu iradeyi kırmaya yöneliktir. Çağdışı ve nazi kamplarını andıran o kelepçeler demokrasi mücadelesinin tarihinde bir kara leke olarak, yerini alacaktır. KCK’yi arıyorlarsa, KCK’nin yeri ve kadrosu bellidir. Partimizin legal kurumlarını KCK ile ilişkilendirmek hukukla bağdaşmıyor. Bu yanlış hesaplar Amed’den dönecektir. KCK adı altında ki bu uygulamalardan vazgeçilmelidir."