Baydar'a göre öncelik okura saygı
Abone olGazetede aslolan yorum mu; yoksa haber mi? Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Baydar'a göre basında güven sağlamanın en önemli kriteri 'okura saygı'dan geçiyor.
Sabah Gazetesi ombudsmanı Yavuz Baydar, çeşitli zamanlarda çıkan
gazete haberlerini örnekleyerek, okuru yönlendirmenin büyük bir
saygısızlık olduğunu dile getirdi. diyen Baydar, gazetecilerin
okurun zekasına güvenmesi gerektiğini yazdı:
Gazeteci alemi sersem sanmamalı. Okurunun zekâsına güvenmeli. "Bak,
böyle düşün!" dememeli. Habere sızan şahsi değer yargıları
güvensizlik ve öfke yaratıyor.
Haberlere, hangi konuyla ilgili olursa olsun kendi yorumlarımızı
katacak mıyız?
Sabah gazetesinin okura sözü: Hayır!
Habere öznel (sübjektif) yani kişisel sıfat yüklemeleri
yapamayız.
Örnek: Mahkeme adam öldüren hakkında mahkumiyet verdiyse elbette o
kişi "katil" diye anılabilir. Buna biz gazeteciler karar veremeyiz,
hüküm giydirmek meslek ahlakına aykırı olur.
İşimiz, doğru bilgilerle beslenmiş haberi okura sunmak.
Değer yargılarımız, hislerimiz bizde saklı kalacak.
Bu girişi, 6 Ocak tarihli Sabah'ta, ikinci sayfada yer alan bir
haberle bağlantılı olarak yazdım.
Sapkın Tarikatın 5 Yıldızlı Otelde Seks Partisi başlıklı bu haber,
Rael adlı bir uluslararası tarikatın İstanbul'da düzenlediği bir
ayini anlatıyordu.
Haberden bazı ifadeler ve alıntılar:
"Rezaletin görüntüleri"... "Seks ve para tuzağıyla insanları
kandırıp kutsal değerlere saldıran sapkın tarikatın..." "Tarikatın
sapkın amacını açıkça gösteren görüntülerde..." "Bu utanmazlık kısa
sürede seks partisine dönüşüyor ve rezalet otel odalarında
sürüyor."
Haber imzasız. Peki, bu sıfatlar ve tanımlamalar kime ait?
Bilmiyoruz. Sadece şu belli: İlahiyatçı öğretim üyesi Prof.
Zekeriya Beyaz, haberin sonunda "yapılanlar sapkın olaylardır"
demiş. O kadar. Geri kalanlar, Sabah gazetesinin kendi
tanımlamaları gibi duruyor.
Peki, Rael Tarikatı nedir? 1973'te Fransız Claude Vorilhon (namı
diğer Rael) tarafından kurulmuş. İnsan, onların inancına göre,
başka bir gezegendeki zeki, uzaylı bilimciler tarafından, DNA
teknikleri kullanılarak üretilmiş ve bu gezegene yerleştirilmiş.
Yaklaşık 40 bin üyeleri var. Fransa, Kanada ve Japonya'da güçlü bir
tarikat.
Tarikata eleştiriler, dört noktada toplanıyor: Simge olarak Davut
Yıldızı kullanmaları, insan klonlamayı desteklemeleri, Kanada'da
bir katolik okulunda prezervatif dağıtmaları ve "sensual
meditation" dedikleri danslı bir ayinde seks boyutunun öne
çıkması.
Tartışmalı bir inanış olduğu kesin. Otelde yapılan Rael ayini,
haber değeri taşıyor mu? Olabilir. Peki, okuru "bu tarikat neyin
nesidir, neye inanır, nasıl gelişti ve yayıldı?" gibi sorular
ışığında aydınlatmak yerine, onun gözünde peşinen mahkum edici
sıfat ve ifadeleri habere katmak doğru mu?
Hayır.
İnsana ve çevreye fiziksel zarar vermemek kaydıyla, inanç veya
inanmama özgürlüğü var.
Bir kere bunu unutmayalım. Bize ve okurların şu veya bu kesimine
aykırı gelen, türlü çeşitli ayinlere ve törelere sahip, binlerce
eski ve yeni inanış dünyamızda mevcut. Doğal.
Herkesin inancı, kendi vicdani meselesi.
(Tabii, polisiye, hukuksal vs. bir boyut varsa, onu izlemek de
habercinin görevi.) Ama, bırakalım, okur haberi kendisi yorumlasın.
Şahsi yargı hakkını rahat kullansın.
Çünkü onun zekâsı, gazeteciden düşük değil. Düşünme melekesi var.
Aklı yerinde. Anlıyor.
"Bana bilgi verin, nasıl yorumlamam gerektiğini öğretmeyin" diye
feryat eden okurun her zaman haklı olduğunu kabul etmeliyiz.
Yazı: Yavuz Baydar
Kaynak: