Baybaşinlerin eroin pazarlığı
Abone olEroin kaçakçılığı ile adını duyuran Baybaşin ailesinin İngiltere hesabına çalıştığı ortaya çıktı.
İngiltere Göçmenlik Yüksek Mahkemesi'nde görülen davada eroin
kaçakçılığı ile adını duyuran Baybaşin ailesinin İngiltere Gümrük
ve Kaçakçılık Dairesi hesabına çalıştığı ortaya çıktı. Ülkenin en
prestijli gazetelerinden The Guardian, "İngiltere'yi eroine boğan
kardeşler" diye tanıttığı Hüseyin ve Abdullah Baybaşin'in bu ülkeye
"muhbirlik karşılığı" yerleştiklerini yazdı.
Konuyla ilgili haber-analizi ilk sayfada manşetten yayımlayan
gazete, "yapılan anlaşma uyarınca aile üyelerinin İngiliz
gümrük görevlilerine bazı Türk politikacı ve bürokratlarının
uluslararası eroin ticaretindeki rolünü anlatma karşılığında oturma
izni aldıkları" iddiasına yer verdi.
Habere göre, polis Baybaşin kartelinin önde gelen liderlerinin
İngiltere’ye yerleşmesine izin verildiği 1990’lı yılların
ortalarından sonra ülkeye giren ve aynı zamanda terör örgütü
PKK’nın finansmanı için de kullanılan eroinin yüzde 90’ının bu Kürt
aile tarafından kontrol edildiğini tahmin ediyor.
Çete üyeleri aynı zamanda İngiltere’deki Türk ve Kürtlere ait
birçok işyerini haraca bağlayıp 25 kişinin öldürülmesiyle
sonuçlanan kavga ve hesaplaşmalara da bulaştı.
SADECE MUHBİRLİK YAPMADILAR...
"Anlaşma karşılığı İngiltere'ye gelen ailenin bir yandan da
geldikleri ülkeyi eroine boğduklarını" yazan The Guardian,
Baybaşinler'in gümrük yetkililerine muhbirlik yaparken, bir yandan
da 1990'lı yılların ortasında İngiltere'deki eroin ticaretinin
yüzde 90'ını kontrol eder hale geldiklerini yazdı.
Baybaşin ailesine bağlı olarak çalışan çetenin tehdit ve haraç gibi
faaliyetlere de girdiğini ve çıkan kavgalarda 25'e yakın kişinin
öldürüldüğünü öne süren Guardian, çete üyelerinin girdikleri bir
kavga sırasında Türklerin yoğun olarak yaşadıkları kuzey Londra'da
bir kişinin gündüz vakti cadde ortasında vurulduğunu
hatırlattı.
İLK BULUŞMA OTELDE
Hüseyin Baybaşin'in İngiltere'ye 1994 sonu ya da 1995 başında
Cebelitarık üzerinden geldiğini ve gümrük görevlileriyle ilk
buluşmasını da aynı tarihlerde Tower Bridge bölgesindeki bir otelde
yaptığını yazan Guardian, Baybaşin ailesi ve yakınlarının aynı
anlaşma çerçevesinde "Türkiye'de tehlike altında oldukları"
gerekçesiyle İngiltere'ye yerleştirildiklerini bildirdi.
İNGİLİZ POLİTİKACILARDAN YAKIN İLGİ
Baybaşin ailesinin oturum, seyahat belgesi gibi işleriyle çok
sayıda İngiliz politikacının ilgilendiğini, bu işlerle uğraştığı
tespit edilenler arasında şu anda göçmenlikten sorumlu İçişleri
Bakan Yardımcısı Tony McNulty'nin bulunduğunu kaydeden Guardian, 49
yaşındaki Hüseyin Baybaşin'in halen Hollanda'da bir hapishanede
müebbet hapis cezasını çektiğini yazdı.
Hüseyin Baybaşin'in tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum olan 45
yaşındaki kardeşi Abdullah Baybaşin'in de İngiltere'de polis
tarafından ofisine yerleştirilen bir mini kamera sayesinde
yakalanıp yargılandığına ve eroin kaçakçılığı, şantaj ve adaleti
engellemekle suçlandığına dikkat çeken Guardian, Baybaşin ile
ilgili kararın gelecek cuma günü açıklanacağını bildirdi.
'POLİS ŞİMDİ ÜZERİMİZE GELECEKTİR'
Gazete, ailenin diğer fertleri 43 yaşındaki Şirin ve 33 yaşındaki
Mesut Baybaşin'in de İngiltere'de yaşadıklarını, Mesut Baybaşin'in
"Polis şimdi bizim üzerimize gelecektir, ama biz masumuz, kurban
edilmeye çalışılıyoruz" dediğini yazdı.
Gazete, Baybaşin ailesinin muhbir olarak kullanıldığı öne sürülen
dönemde İçişleri Bakanı olan Muhafazakar Parti'den Michael Howard
ve Ann Widecombe'ın "Baybaşin" adını hiç hatırlamadıklarını,
gümrüklerle ilgili birimlerin yöneticilerinin ise "muhbirlik"
iddiaları konusunda yorum yapmak istemediklerini bildirdi.