Baybaşin'den müthiş açıklamalar
Abone olVatan Gazetesi'nin, ünlü uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin ile yaptığı söyleşi, gündeme bomba gibi düştü. Baybaşin'in açıklamaları ortalığı karıştıracak...
İkinci MİT raporu benim ifadelerimden sonra yazıldı. Benim
anlattıklarımdan yola çıkarak mı hazırladılar bilmiyorum ama
söylediklerimle raporda yazılanlar çakışıyor. Eğer Türkiye'ye
katkısı olacaksa, Meclis'te "Hüseyin Baybaşin Soruşturma Komisyonu"
kurulsun. Elimdeki bilgileri seve seve veririm... * PKK'yla
mücadele sırasında ticaretin ciddi anlamda arttığı hatta bazı çıkar
çevrelerinin çatışmaları bu amaçla kullandıktan kabul gören bir
iddiadır. Siz ne söyleyebilirsiniz bu konuda? Bu söylediğinize ben
de katılıyorum. Bu yönde çok bilginin basında ve soruşturma
raporlarında yansıdığını hatırlıyorum. * Helikopterle bile
uyuşturucu taşındığı doğru mu? Bu konuda direkt bir bilgim yoktur.
Tamamını anlatamam değil de tamamını bilemem. Bu sorunuzun yanıtını
tek kişi bilemez. Yani tamamını tek kişinin bilmesi olanaksızdır.
Dolayısıyla soruşturma dosyalarına bakmanız en
doğrusudur.Yetkililerin haberi olmadan oradan uyuşturucu kaçırmanın
imkanı yok çünkü, etten duvar vardı. * O konu bir gün eşelenecek
olsa, mesela Meclis'te bir komisyon kurulsa inanılmaz şeyler çıkar
mı? Elde bir sürü bilgi var. Susurluk Komisyonu'nda verilen
ifadeler çok önemli. Ben bir kaset doldurdum bizzat Doğu Perincek
gidip Mesut Yılmaz'a verdi. O da çok önemlidir. * Bir dakika,
bizzat Doğu Perincek mi? Daha doğrusu Aydınlık dergisinden bir
temsilcisi. Zaten onlarla görüşüyordum. * Yılmaz mı istemiş kaseti?
Bana öyle söylendi, ANAP'tan isteniyor dendi. Tarih, 1997. * 2. MİT
raporundan önce yani? Evet. O rapor benim ifadelerimden sonra
yazıldı. Anlattıklarımdan yola çıkarak mı hazırladılar bilmiyorum
ama söylediklerimle raporda yazılanlar çakışıyor. Zaten MiT'in
bilmediği bir şey yok ki... * MİT'ten bazı yetkililerle
görüştüğünüzü iddia ediyorsunuz... Doğru görüştüm. Ama bu onlara
çalıştığım anlamına gelmemeli. * Peki ne görüşüyordunuz? MİT,
"Hüseyin işler nasıl gidiyor" diye sormuyordu herhalde?..
Uyuşturucu işlerini konuşmadık. PKK ve siyaset üzerine konuşuldu. *
Size mi soruyorlardı ülke meselelerini? Birçok insana sordukları
gibi bana da soruyorlardı. Mesela Öcalan konusunda benden
arabuluculuk yapmamı istediler. * Sadece MİT mi? Emniyet ya da
askerin istihbarat birimleri de mi? Hepsinden karma bir grup
diyelim. Politikacı da vardı. Ama adlarını söylemeyeceğim. Yıl 1997
idi. PKK'nın "Şahin" adlı Avrupa'daki üst düzey yetkilisiyle Türk
yetkililer Hollanda'daki Arnhem Oteli'nde, bir araya geldik. Ben
ilk görüşmede vardım, iki saat sürdü. Sonra onlar kendileri devam
ettiler. * PKK uyuşturucu işine ne kadar girdi? PKK'nın bu işe ne
kadar girdiğini ya da girip girmediği konusunda direkt bilgim
yoktur. * Bir dönem desteklediğiniz iddia edildiği için,
biliyorsunuzdur diye soruyorum. PKK'yı hiçbir zaman desteklemedim.
Ancak görüşmelerim oldu. PKK, Kürt halkına derin acılar vermiş ve
kahredici çirkinlikler dayatmış. Aralarında bazı değerli insanlar
vardır. Ancak yapı Kürt halkının karakterini yansıtmıyor. *
Med-TVnin yüzde 40 ortağı değil misiniz? Yüzde 1 bile değilim. *
Öcalan mahkemedeki ifadesinde sizin için "Lice örgütlenmesine
bağışlarda bulunmuş olabilir" diyordu ama... Oradaki bizim
akrabalar yaptıysa bilgim yok. Ama bağış yapsak bizim fabrikayı,
makineleri yakmazlardı herhalde. * Emniyet'in, Öcalan'ın
yakalanmasından sonra gücünüzü kaybettiğiniz yolunda raporu var.
Doğru mu? Tamamen saçma bir ifade. Öcalan'ın yakalanmasından bir
yıl önce tutuklandım. Tam tersine ben onlardan zarar gördüm. Hatta
bunun için en üst düzeyde özür dilediler benden. Karataş
gizlenmiyor ki * Kürt olarak Türkiye'de Zana ve arkadaşlarının yeni
siyasi hareketlerini olumlu buluyor musunuz? Zana ve arkadaşlarının
yeni tavırlarını çok olumlu buluyorum. Dilerim samimidirler. *
Yeşil kim, siz Yeşil'i hiç gördünüz mü? Sizce yaşıyor mu? Yeşil
Bingöl-Solhanlı bir insan. Solhan'da kaldım, ailesini bilirim.
Onunla görüştüysem de hatırlamıyorum. Yaşıyorsa ailesi bilir.
Ölmüşse de ailesi bilir. * Dursun Karataş'la tanıştınız mı? Sizce
neden yakalanamıyor? Karataş'la tanışmıyorum. Fransa'da yakalanıp
serbest bırakıldığını biliyoruz. Niye yakalanmadığını bilmiyorum. *
Dursun Karataş'ın yakalanması için eski bir Emniyetçi gelip sizden
aracı olmanızı istemiş. Asla böyle bir talep olmadı. Karataş
gizlenen saklanan bir adam değildi, nerede olduğu belliydi.
Türkiye'nin Karataş'ı aradığından emin değilim. * Neden aranmıyor
olsun? Niye yakalansın ki... Adam tutuklanıp, serbest bırakılıyor.
Apo'yla görüştürdüm * Çiller'in Başbakan olduğu 1994'te liste
hazırlanmıştı. Neden o liste hazırlandı? Neden 1994? O listede yer
alanlardan bazı isimlerin öldürülmelerini nasıl açıklıyorsunuz?
Liste 1994'ten çok önce hazırlanmıştı. Liste, çıkar sağlamak
amacıyla hazırlanıp uygulandı. Listeyle ilgili ilk kez açıkça
konuşan Çiller idiyse de olay 1994'ten önce hazırlanmıştı.
İşadamlarından bazıları ya öldürüldü ya da yüzlercesinden para
alındı. Hayatta kalma parası. İnanıyorum ki devlet yeni tutumu
gereği o konu gibi bir çok konuyu aydınlatacaktır. Bazı çevreler
beni uyardı. Böyle bir liste hazırlandı, dikkatli ol dendi. Ben de
onun üzerine yurtdışına çıktım zaten. * Hiç siyasetçiler, Emniyet
güçleri, yasadışı sol ya da sağ örgütler tarafından korundunuz mu?
Hayır hiç kimseyle beni korusun diye ilişkim olmadı. Annemin
dualarının gücü beni korumaya yetiyor. * Yabancı ülkelerden himaye
gördünüz mü? Mesela bir Alman gazeteci yıllar önce iki akrabanızın
Alman vatandaşlığına kabul edilmesi için iki Alman vekilin araya
girdiğine dair bir belge göstermişti. Böyle ilişkileriniz oldu mu?
Yabancı hiçbir ülkeden himaye görmedim. Almanya'da akrabalarımın
Alman vatandaşlığına geçmeleri için çalışma yapıldığını dahi
duymadım. Ama Alman milletvekilleriyle birçok kez görüştüm.
Görüşmeler tamamen siyasi durum değerlendirmesiyle ilgili idi. *
Mesela, Türkiye'yi AB'ye istemeyen Hıristiyan Demokratik Birlik
Partisi Genel Başkanı Angela Merkel'le de ilişkiniz oldu mu? Benim
zamanımda etkin bir isim değildi. Ama aynı partinin eski başkanı
Kohl'le ilişkilerim oldu. O zamanlar Almanya PKK'nın içinde etkin
olmaya çalışıyordu. Ben de PKK'nın Almanya'da yaptığı eylemlerin
bitmesine aracılık etmek istiyordum. 1994-95'te Kohl'ün bir
yardımcısıyla Öcalan'ı görüştürdüm. Öcalan onun aracılığıyla Mesut
Yılmaz'a mesaj gönderdi. Bu basına yansıdı fakat benim aracı
olduğum bilinmiyordu, ilk kez şimdi söylüyorum. * Az önce de olduğu
gibi Türkiye'de siyaset yapmış ya da devam eden birçok önemli ismi
suçlayan açıklamalarınız oldu. Zaten kanıtlanamayacak bir konuya
girmekten uzak tutacak pek çok neden bulunduğu için size isim
sormuyorum. Kanıtlarınız var mıydı? Varsa neden mahkemeye
sunmadınız? Açıklamalarım hapse girmeden ve Susurluk kazasından
önceydi. O süratte çoğu çevre, devlet mekanizmasını kendi çıkarları
için kullanıyorlardı. Birinin böylesi gidişata tepki göstermesi
gerekiyordu. Ben de onu yaptım. Söylediklerimde tek bir yalan veya
iftira yoktu. Bazı çevreler söylemediğim bazı konuları ben
söylemişim gibi yayınladılar. Hiç kimseyle kavga etmeyi
amaçlamadım. Bana göre artık konuşmamı gerektiren nedenler ortadan
kalkmıştır. Yoksa mücadeleden çekincem yoktur. * Hiçbir Türk
yetkilisi gelip size "Sen ne diyorsun" diye sordu mu?
Söylediklerimden çok daha fazlasını Türk yetkilileri biliyorlardı.
Benimle görüşmek isteyen yetkililerle görüşmekten de kaçınmadım. *
Türkiye'ye iade edilmemenizde siyasiler hakkındaki
açıklamalarınızın ve bildiklerinizin bir rolü olabilir mi?
Türkiye-Hollanda arasında bir anlaşma olabilir mi? Delilleri
sunduk... Tutuklanmadan önce kendi isteğimle dönmek için
hazırlıklar yapıyorduk. Gelişmeler olumluydu. İşte o süreci
engellediler. Hollanda yetkilileri beni Türkiye'ye karşı çıkar
amacıyla kullanmak için Türkiye'deki bazı yetkinlerle anlaşarak
bazı sahte belgeleri hazırlatıp aynı belgeleri Türkiye
yetkililerine doğruymuş gibi sunmuştur. Hollanda mahkemelerine de
Türkiye yetkili makamlarına da anlaşmanın ve sahte delillerin
kanıtlarını da sunduk. Bu yıl yargılanma imkanım doğacak galiba.
Onu bekliyorum. * Ağır ithamlar olduğu için demin isim geçsin
istemedim ama bahsetmemek de kasıtlı gibi olacak. Şu kadarını
sorayım: Demirci, Ağar, Menzir, Kozakçıoğlu, Erbakan vs... Size
açtıkları dava var mı? Hayır. * Sizce niye? Ne diyeceklerdi? Benim
söylediklerim ahlaki olarak belki ayıptı ama yalan değildi. * Ama
söyledikleriniz o kadar kulağa imkansız geliyor ki... En tepedeki
isimleri en çukurda işlerle itham ediyorsunuz... Biliyorum fakat
Baybaşin'e kaçakçı deniyorsa diğerlerine de ne denmesi gerektiğini
anlatıyorum ben. * Meclis'te bir "Hüseyin Baybaşin Araştırma
Komisyonu" kurulmasını ister misiniz? Eğer katkısı olacaksa
isterim. Benim şahsım önemli değil ama eğer katkım olacaksa
elimdeki bilgileri seve seve veririm. * Uyuşturucu trafiği
değiştiği için mi sizin ipiniz çekildi yoksa devletin sizinle işi
bittiği için mi? Devletin tamamı değil ama içindeki bazı çevrelerle
anlaşmazlığım olduğu için... * Son soru: Hayatınızda yaptığınız en
doğru şey neydi? Hayatımda yapmış olduğum doğru şeyleri yazarsam
onlarca kitap olur. Yaptığım en doğru şeyin doğruyla yaşamayı
prensip edinmek olduğuna inanıyorum. Öcalan'ın yakalanmasında
Yunanistan bile oyuna geldi Ben tutuklanmadan önce Öcalan Türkiye
ile sorunların çözümleri için bazı görüşmelerin yanı sıra kararlı
çalışmalar yapıyordu. Bazı görüşmelerin içinde oldum. Suriye'den
çıkmak için ciddi hazırlıklar yapıyordu. Bu konu için Türkiye'den
gelen güvendiğim devlet yetkilileriyle görüştüğüm gibi Öcalan'ın
kendisiyle de telefonla görüşmelerim oldu. Türkiye devleti
yetkilileri de bu gelişmeleri çok iyi görüyorlardı. Ben de
Türkiye'ye dönme hazırlığı yapıyordum. Tutuklanmam, Türkiye'ye
dönmemin ve o çalışmaları yapıyor olmamın engellenmesi içindi.
Ayrıca bu olayın tamamı şimdiye kadar tam ve doğru yazılmadı,
Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi olayının temelinde Almanya'nın
aktif rolü olmuştur. PKK'nin içindeki bazı unsurların da
Almanya'nın yönlendirmesiyle Hollandalılarla birlikte hareket
ettiklerini sonradan öğrendim. Yunanistan bile oyuna getirilmiş.
Yunanistan kabul etmemek için açık tavır koyduğu halde bazı
çevreler ısrarla onu oraya yönlendirmişler. Bunları detaylarıyla
yayınlayacağım. Benim bildiğim olaylar Özgür Politika çevrelerinde
bile farklı yazıldı. ABD'nin sonradan müdahale ederek felaketi
önlediğini güvenli bir kaynaktan öğrendim. Bu konuyla ilgili çok
geniş bilgilerim var. Yazılı olarak duruyorlar.