Batı’nın gözünde Suriyeli mülteci ile Ukraynalı mülteci aynı değil
Abone olTekirdağ’da Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından “İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı" gerçekleştirildi.
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Yahya Kemal Beyatlı
Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl İnsan Hakları İstişare
Toplantısında katılımcılara hitap eden Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu İkinci Başkanı Avukat Alişan Tiryaki, Türkiye’nin
insan hakları konusunda geçmişinden gelen bir medeniyete sahip
olduğunu belirterek, “Mevlana’yı ve Yunus’u batıdan öğrenecek
değiliz” dedi. Tiryaki, batının insan hakları konusunda
söylediklerinin ve yaptıklarının farklı olduğunu ifade ederek,
“Suriyeli bir mülteci ile Ukraynalı bir mülteci batılı ilim
adamlarının gözünde aynı gözükmüyor” dedi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarihi hakkında bilgi
veren Tiryaki, “Son elli yılda kullanılan en efsunlu kelime, insan
hakları kavramıdır. Ezen de; ezilen de, zalim de; mazlum da,
yöneten de; yönetilen de insan hakları diyerek söze başlıyor. Ama
bu sözün tekrarı insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmıyor.
Ortada büyük bir paradoks var. Bu noktada ki yazarların, tarih
ekseriyetinin işaret ettiği nokta şudur; İnsan haklarını konuşan,
insan hakları ile yazan insanlar, bu alana kafa yoran insanlar
insanı hak öznesi olarak görüyor mu? İnsana sırf insan olduğu için,
onurunun yüksek olduğu için değer veriyor mu? Yoksa insan hakları
kavramını araçsallaştırarak bir yerlere mi varmak istiyor? Dünya da
belki de bu konuda ki en büyük sorunlardan biri olarak bu duruyor.
Asla da bir çözümü olmadı. İkinci dikkat çekmek istediğim nokta
insan hakları ile ilgili literatürün önemli bir bölümü batıya
aittir, hatta yüzde doksanlık bir kısmı batılı ilim adamlarına
aittir. Bu oluşturdukları literatüre mutlaka ki kendi medeniyetleri
etki etmiştir. Bu sebeple insan haklarıyla ilgili her alanda
batıdan bize ihraç edilmeye çalışılan insan haklarını dikkatle
incelemeliyiz. Çünkü bu alanda; en son savaş zamanında ortaya çıkan
kriz dönemlerinde insana ve insan haklarına yaklaşımları hepimizin
kafasında soru işaretleri oluşturmaktadır. Mesela Suriyeli bir
mülteci ile Ukraynalı bir mülteci batılı ilim adamlarının gözünde
aynı gözükmüyor. Bunları çoğaltmak mümkün. Dolayısıyla yapılanlar
ve yazılanlar arasındaki uyumun eksik olduğu yönünde bir kanaatimiz
vardır. Biz kendi tarihimize kendi medeniyetimizde, eleştirilerin
ötesine geçerek belki üniversitelerimiz bu konularda inisiyatif
alarak büyük çalışmalara imza atmak durumundadırlar. Kendi
medeniyetimize, kendi köklerimize dönerek insan haklarının ne
durumda olduğunu kendi tarihimiz açısından söylüyorum, bunu önce
bize, sonra da insanlığı idrakine sunmak gibi önemli görevleri
vardır. Bu görev hepimize düşmektedir. Yani, Mevlana’yı, Yunus’u
biz batıdan öğrenmek durumunda değiliz” dedi.
Düzenlenen istişare toplantısına Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım,
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Soner Gül, Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu İkinci Başkanı Alişan Tiryaki, İstişare Kurulu
Heyeti Üyeleri; Mehmet Emin Genç, Zennure Ber, Dilek Ertürk,
Muhammet Ecevit Carti’nin yanı sıra Tekirdağ’da bulunan kurumların
temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.