“Türban ideolojik bir simgedir” dendiğinde...
Başbakan Tayyip Erdoğan şöyle demişti:
“Velev ki ideolojik... Ne olmuş yani?”
Bakalım neler olmuş...
Asla çözemediğimiz bir ‘türban’’ sorunsalı var ya, sürüncemede
kalmış ideolojik ve siyasal simge diye adlandırılan, dünyayı ayağa
kaldıran, en en en büyük sorunumuz...
Ha işte o sorun...
Bu sorun artık Avrupa’nın da sık sık gündeminde...
İslam’la terörü yan yana getiren mösyöler, artık pakete türbanı
da eklediler...
İslam+terör+türban (burka) açılımı.
“Bre dinsiz, türbanla burka aynı mı?’’
diyenleri duyar gibiyim...
Türbanlıdan farkı peçeli olması işte, arada ‘yedi fark’ yok
yani...
İsviçre’deki burka yasağını, İngiltere ve Fransa da
onaylıyor.
Özellikle Fransa’da bazı Müslüman kadınların kullandığı
başörtüsü, türban veya peçe gibi semboller (sembol olarak
algılanıyor) siyasi arenada yoğun tartışmalara sahne olmuştu...
Fransa’da 2011 yılında yürürlüğe giren burka yasağı, tüm kamusal
alanlarda çarşaflı/peçeli dolaşmayı yasaklamıştı.
İsviçre’de burka yasağının ardından, bugünlerde bu yasağın
turizm sektöründe olabilecek negatif etkisi hararetle
tartışıladursun, Müslüman ülkelerde, savaş, vahşet, tecavüz gani
gani yaşanırken, bugün burkayı yasaklayanlar yarın başörtüsüne de
kesin tavır koyacaklardır. Şaşırmayız ki...
İslam, savaş, vahşet, terör, burka, başörtüsü derken, dünyada
Müslümanı bu sözcüklerle ifade eden Avrupa/Amerika’nın önyargısı
(!) önyargı kalıbından çıkmış olup, yeni vizyon ve misyonumuz
olarak bize göz kırpmakta...
Bu kadar ağır ithamların altında, İran’da kız çocuklarının
(10-14 yaş), ‘çocuk haklarını korumak’ adı
altında, evlat edinildikleri babaları ile evlenmesinin önünün
açılması, Müslüman eşittir terör eşittir, burka, eşittire artı bir
de ‘pedofili toplum’ damgası vurulacak, hepten
rezilliğin dibine vuracağız, kaygım bu.
Ülkemizde 13 yaşındaki kız çocuğunun 25 kişi tarafından tecavüze
uğramasını unutan var mı?
Velev ki unuttunuz...
Çocuk yaşta kız çocuklarının dedeleri yaşında adamlarla
evlendirilmeleri de mi sizi kaygılandırmıyor?
Hangi kaygımız gerçekleşmedi ki?
“Endişeli ve kaygılı beyaz Türkler” diye ayar çekilen, “hahaha!”
diye gülünen güruhun hangi dediği gerçekleşmedi?
Evlat edinilen kız çocuğunun üvey babası ile evlendirilmesinin
meşrulaştırılması, bu zihniyetin ne kadar
‘korkunç’ olduğunu ortaya koymuyor mu?
Din, başörtüsü, cami derken, öteki, beriki derken, birbirimizi
sürekli, sen oraya sen şuraya diye ayıklarken, başımızı kaldırıp bi
bakalım dünyada neler oluyor?
Bugün İslam adına yapılan vahşet ve barbarlığın ortaçağlardaki
Hristiyanlardan hiç farkı kalmadı. Din sembolleri üzerine kafa
patlatılırken, dinimizi dahi rahatça yaşayamıyoruz.
Toplum şikayetçi efenim... Dinini rahat rahat yaşayamamaktan
şikayetçi, din tüccarları yüzünden, dinimizin yozlaştırıldığından
şikayetçi...
Bir ilahiyat uzmanı da çıkıp demiyor ki; “Yeterin artık,
asıl en büyük günaha siz giriyorsunuz, herkes dinini rahatça
yaşasın”
Biri de çıkıp böyle fetva vermedi. İşte tüm bunlara güz yumanlar
asıl günahkarlar değil mi sayın okuyucu?
Soruyorum size; dinimiz, pedofili, nakrofili, zoofili, ensest
gibi sapıklıklara neden tepki göstermiyor da, Müslüman bir kızın
bekaretinin bozulması, ölümle cezalandırılmasına sebep olabiliyor?
Bu ne?!
Başını örtmemesi büyük günah addedilip, sırf bu yüzden dünya
yerinden oynuyor? Dinimiz karşıdan böyle algılanıyor. Çok
yazık...
İşte bunları Avrupalı anlamıyor, Avrupalının kafası basmıyor
bunlara. Kendi içinde büyük çelişkiler yaratılan dinimizi biz dahi
anlamazken onlar nasıl anlasın?
Kendi içinde yaşayış tarzları, çok çeşitlilik gösteren
Müslümanları, anlamayan, anlayamayan Avrupalı, bir karikatür
yüzünden şiddetle ayaklanan bu toplumu, terörle yan yana getirip,
son derece ilkel, bağnaz kabul edip, Müslümanların tüm dünyayı
savaş alanına çevirmesinden korkuyorlar.
Haksız da sayılmazlar...