Batı Erdoğan'ın alternatifini buldu!
Abone olİddianın sahibi: Serdar Akinan... İddia şu: Avrupa AK Parti'yi değil ama Erdoğan'ı gözden çıkarabilir... Peki alternatif kim?
Akşam yazarı Serdar Akinan bugünkü köşesinde ilginç bir teoriye
yer verdi. Akinan'a göre Batı'daki dinamikler AK Parti'yi değil ama
Erdoğan'ı değiştirmek istiyor...
Akinan yazısında son sözü adeta baştan söyledi:
Batı, bir AKP alternatifi aramıyor. Son aylarda giderek artan
oranda 'yabancı figür', Ankara ve İstanbul'da kulis yoklaması
yapıyor.
Neden?
Gerçekten bir alternatif arayışı olduğu için mi?
Elbette hayır...
Sadece 'böylesi bir arayış içinde oldukları imajı' vermek
istiyorlar.
Başbakan Erdoğan'ın 'One Minute' krizinden tutun, İran'la ilgili
'tarafsız ama tavırlı' söylemine kadar hemen tüm aykırı çıkışları,
birilerini son derece rahatsız ediyor.
Çeşitli şekillerde, en üst düzeyde uyarılarını yaptılar.
Mesela çok kritik iki isim; Morton Abramowitz ve Henri
Barkey, The Wall Street Journal'da yayınlanan makalelerinde
açık bir ifadeyle Erdoğan'ı uyardılar:
'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan giderek daha otoriter, eleştirileri
hor gören bir lidere dönüştü.'
Hatta olası alternatif yol haritasını da örtülü olarak
çizdiler.
'Türkiye, sadece AKP, kendisine yeniden şekil verir ve Türkiye'yi
daha iyi işleyen bir demokrasi haline getirme sözüne uygun bir
biçimde hareket ederse ilerleyebilir.'
ERDOĞAN GÖZDEN ÇIKARILABİLİR
Akşam yazarı Erdoğan'ın gözden çıkarılabileceğini ancak AK Parti
için böyle bir şey sözkonusu olmadığını anlattı:
Meali açık...
Erdoğan gözden çıkabilir ama AKP değil...
Peki bu nasıl mümkün?
Zira AKP demek Erdoğan demek...
Şimdi sürece soğukkanlılıkla bir bakalım.
Anayasa değişikliği paketinde ilk ciddi gedik açıldı (bu yazı
kaleme alındığı anda Anayasa Mahkemesi maddesi daha oylanmamıştı).
Arkası gelirse yani bu kritik madde de düşerse dananın kuyruğu
kopar. Zira olası bir kapatma davası aynı zamanda siyasi yasak ve
dokunulmazlığın da kaldırılması demektir.
Yani bu Erdoğan aleyhine ardı ardına yağacak yolsuzluk dosyaları
demektir.
Burada duralım ve bir kaç yıl geriye gidelim. Türkiye, 28 Şubat
sonrası muazzam bir tasarımla dönüşmeye ve dönüştürmeye başladı.
İslam coğrafyasında etkin ve model güç oldu. Cumhuriyet ise tüm
kurumlarıyla, metazori de olsa, sancılı bir dönüşüm yaşamaya
başladı. Statükonun 'direnen aktörleri' Ergenekon'la tasfiye
edildi.
5.Kol faaliyeti ise kamunun zihin algısını yönetti.
Yönetiyor...
Ordu şimdi istenen sınırlara doğru toparlanıyor. NATO
standartlarına çekilip 'ehlileştiriliyor'.
TEK ALTERNATİF ABDULLAH GÜL
Peki Erdoğan'ın alternatifi var mı?
Akinan'ın yazısına göre var.
İşte o isim:
Tüm bunlar olurken direksiyondaki isim Başbakan Erdoğan'ın, inkar
edilemez şekilde etkin bir karizması oluştu. Bunun kişiliği
üzerindeki psikolojik boyutunu yadsıyamayız. Ama iş (birileri
açısından) kontrolden de çıktı.
Ve, soğukkanlılıkla bakıldığında Abdullah Gül, bu süreçte Batı
açısından tek alternatif... Zira hem içeride hem dışarıda AKP'nin
misyon imajını zedelemeden gidişata bir ayar çekme ihtiyacı hasıl
oldu.
Dolayısıyla anayasa değişikliği oylamasındaki kırılmanın gerçek
anlamına daha dikkatli bakmak gerek. 'Ilımlı İslam' vazgeçilemez
bir formül. Özetle birileri (etkili birileri), AKP'nin
alternatifini aramıyor. Artık kontrolden çıktığını düşündükleri
Erdoğan'ı bir kenarda tutup, AKP projesine yeni bir soluk katmak
istiyor. Sanırım bir sonraki yazımı daha kapsamlı yazabileceğim.
Zira, gerçekten de tıpkı 1 Mart süreci gibi siyasetimiz, Batı ile
olan ilişkisinde 'tarihi' bir kırılma yaşıyor.