Başyaver Yazıcı emrindeki askerleri nasıl kandırdı?
Abone ol15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın, darbe gecesi emrindeki askerleri "tatbikat" diye kandırdığı ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın 15 Temmuz akşamı emrindekilere, ''Saray'ın içindeki yaverlik binasının kapılarını açık tutun'' dediği ortaya çıktı.
Sözcü gazetesinin haberine göre, darbe girişimi soruşturmasında bir astsubayın verdiği ifade, Erdoğan'ın başyaveri Ali Yazıcı'nın kalkışmada ne kadar etkin rol aldığını bir kez daha ortaya çıkardı.
YAZICI EMRETTİ, İZNİMİ KESİP GÖREVE DÖNDÜM
Başyaverlikte görevli Astsubay Selami Darcan ifadesinde, Başyaver Yazıcı'nın emri üzerine 14 Temmuz günü iznini yarıda kesip görevinin başına döndüğünü belirterek şu bilgileri verdi:
“Muhafız Alay komutanı Muhsin Kutsi Barış ile birlikte bize, ‘Tatbikat çok önemli, gerçek reaksiyonu ölçmemiz için kimsenin haberinin olmaması gerekiyor. Göreviniz 23.00'ten sonra başyaverlik binasının kapısını açıp beklemek, gelenler ne emir verirse yapın' dediler.''
Cumhurbaşkanlığı Başyaverliğinde İdari İşler Sorumlusu olan Darcan, ifadesinde özetle şunları söyledi:
AYIN 14'ÜNDE BURADA OL
"Olay öncesinde yıllık izindeydim. 11 Temmuz günü Üstçavuş Atahan Tatar aradı. Başyaver Kurmay Albay Ali Yazıcı'nın beni izinden çağırdığını, 14 Temmuz günü görevinin başında olsun dediğini söyledi. ‘Neden çağırıyorsunuz?' diye sorduğumda konuyu bilmediğini söyledi. Yaptığım idari işlerle alakalı bir sıkıntı olabileceğini düşünerek, 14 Temmuz günü döndüm. Başyavere konunun ne olduğunu sormak için gittiğimde diğer yaverlerle görüşüyordu. Bana ‘daha sonra görüşelim' dedi."
YAVERLİK'TE BEKLEYİN
Yazıcı, bir iki saat kadar sonra beni çağırarak ‘benimle gel' dedi. Atahan Astsubayı da alarak Muhafız Alay Komutanlığı'na doğru yürüdük. Yolda yürürken ‘seni neden çağırdım biliyor musun' dedi ve yaverlerin 15 Temmuz günü görevlerde olacağını, bu sebeple benim yaverlikte kalarak Astsubay Atahan'a yardımcı olmam gerektiğini söyledi.
KİMSEYE SÖYLEMEYİN
Alay Komutanlığı'nın bahçesinde Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış ile birlikte bizlere 'yarın tatbikat olacak' dedi. ‘Bu tatbikat çok önemli gerçek reaksiyonu ölçmemiz için kimsenin haberinin olmaması gerekiyor. Muhafız Alayı'nın yapacağı bu tatbikatta sizin göreviniz 23.00'ten sonra başyaverlik binasının kapılarını açıp beklemek, sakın konudan kimseye bilgi vermeyin, bu çok önemli, gerçek durumu ölçemeyiz' dediler. Ben de kendilerine ‘Başbakanlık'tan birilerine ya da koruma polislerine bilgi versek mi' diye sordum. Hayır polislerin de gerçek durumunu ölçebilmemiz için onlarla kesinlikle paylaşma dediler. Başyaver Yazıcı bana ‘Ben olmadığım zaman Muhafız Alay Komutanı Kutsi Barış ile tatbikat için gelenler ne emir verirse yap' dedi.
DARBE OLDUĞUNU İNTERNETTEN ÖĞRENDİK
15 Temmuz günü lojman bölgesindeki yürüyüş yolu yakınında bulunduğum sırada Kara Yaver Yarbay Mete Semercioğlu bana ‘uçaklar alçak uçuyor, bir gürültü patırtı var, hemen yaverliğe gelin' dedi. Biz de Atahan Astsubay'la birlikte 3 No'lu kapıdan Muhafız Alayı'na girdik, oradaki ara kapıdan yaverliğe geçmek istedik. Alaya girdiğimizde silah ve bomba sesleri çok yüksek ve yakın duyuluyordu. Biz de bunun üzerine Alay Karargâh binasına sığındık. Odalarda ve alay binası önünde oyalandık. Daha sonra internetten ve arkadaşlardan bu olayın bir darbe girişimi olduğunu anladığımızda büyük bir şaşkınlık içerisinde olanları takip ettik.
HASTA NUMARASI YAPMIŞ
Atahan Astsubay'a saat 23.30 sıralarında ‘biz burada olmayalım, buradan gidelim, kaçalım. Bize de bir emir veren olursa zor duruma düşeriz' dedim. Kameralardan nizamiyelerden çıkıp çıkamayacağımızı kontrol etmek istedik fakat çıkışlara izin verilmediğini öğrendik. Daha sonra koşarak aracımıza gittik ve orada bir plan geliştirdik. Ben arka koltuğa hasta gibi uzandım. Atahan Astsubay aracın sürücü koltuğuna geçti. Nizamiyeye geldiğimizde Atahan Astsubay beni göstererek “hasta var hasta var” dedi ve görevliler kapıyı açtı. Dışarı çıktığımızda Birlik Mahallesi üzerinden benim evime gittik.”