Başsavcıdan yargıya istifa çağrısı
Abone olBaşsavcı Ok, netlik olmasa bile, soruşturmaya adları karışan yargı mensuplarını istifaya çağırdı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, yargıya yönelik
iddialarda mevcut aşamada netlik olmasa bile soruşturmaya adları
karışan yargı mensupları kendilerinden emin değillerse, haklarında
açılacak soruşturma sonucunu beklemeden derhal görevlerinden
ayrılmalarının tüm yargının arzusu ve beklentisi olduğunu belirtti.
Ok, yatığı yazılı açıklamada, ''kir, leke, kirlenme'' kavramlarının
yargıya yabancı kavramlar olduğunu ifade etti. ''Adalet; saf, temiz
olduğu takdirde adalettir'' diyen Ok, yargıyı, adaleti kirletmenin,
kirli göstermenin kimsenin hakkı ve haddi olmadığını vurguladı. Ok,
''Hele kirlenmeye, mensuplarının ilişkilerinin, davranış ve
tutumların yol açtığına ilişkin iddialar, yargı için son derece
ağır ve vahim iddialardır'' dedi. Herkesin ödevi olan temiz topluma
ulaşmada yargıya çok büyük görev ve rol düştüğünü kaydeden Ok,
şöyle devam etti: ''Hakimlerin dokunulmazlığı yoktur. İddialar,
şikayetler, duyumlar yetkili merciler tarafından soruşturulacak,
kovuşturulacak, toplanan deliller değerlendirilecektir. Yargı
üzerinden haksız para kazanmak, çıkar sağlamak, lehe karar çıkarmak
için bireysel ve toplu etkileme, yönlendirme hevesleri,
faaliyetleri dün vardı, bugün de vardır, yarın da olacaktır. Önemli
olan bu heves, girişim ve faaliyetlerin yargıda itibar ve iltifat
görmemesidir. Bunun için devlete, vatandaşa, iş sahiplerine de
görev düşmektedir. Ama yargının duruşu, hepsinden önemlidir.
Yaşamsaldır. Adaletin özünde saklı güven duygusunun yegane
ölçüsüdür. Geçen hafta ortalarından beri basında yer alan
iddiaların yargının tümünü suçlayıcı, töhmet altına alıcı şekilde
verilmesinin bu yönde beyan ve açıklamalarda bulunulmasına tepkiler
doğaldır ve haklıdır.'' ''SERBEST BIRAKMALAR VEHAMETİ AZALTMAZ''
Nuri Ok, yargı erkinin kendinden emin olduğunu, özgörevine ve
özgüvenine sahip bulunduğunu kaydetti. Ok, şunları kaydetti:
''Ancak bir rüşvet teklifi ve pazarlığının var olduğu iddiası bile,
yargı için derin üzüntü kaynağıdır. Bu ve benzeri olaylar ile her
türlü yolsuzluğa karşı yargının yoğun ve etkili tepkisi her zaman
olduğu gibi süreceğinden kimsenin kuşku duymaması gerekir.
Gözaltına alınanlardan bir kısmının Devlet Güvenlik Mahkemesi
Savcısı, bir kısmının hakim tarafından serbest bırakılmaları iddia
ve suçlamanın vahametini azaltmaz. Adları geçenlerin olaylardaki
rolleri, etkileri, gözaltına alınanlarla ilişkileri mutlaka
araştırılacak gerçekte ortaya çıkarılacaktır. Bu aşamada netlik
olmasa bile, soruşturmaya adları karışan yargı mensupları
kendilerinden emin değillerse, haklarında açılacak soruşturma
sonucunu beklemeden derhal görevlerinden ayrılmaları tüm yargının
arzusudur, beklentisidir.'' KAYGI Yargının, yolsuzluklara,
usulsüzlüklere, ihlallere karşı son derece hassas ve duyarlılığının
en üst düzeyde olduğunu vurgulayan Ok, ''İddiaların, isnatların
üzerlerinin örtülmediği, soruşturmalarda sonuna kadar gidildiği
örnekleriyle bellidir'' dedi. Ok, şöyle devam etti: ''Bu
soruşturmanın varlığına önceden kapalı şekilde işaret edilerek
kamuoyu ve basında ilgi ve merak uyandırılması, gizli soruşturmadan
abartılı haber sızdırılması, soruşturmayı yürüten Devlet Güvenlik
Mahkemesi Savcısı'nın heyecan ve hayreti çağrıştıran beyanata
zorlanması, dolayısıyla yargının tümden suçlanması şeklinde izlenim
yaratılmasının gerisindeki düşünce ve tasarımdan duyduğum
kaygılarımı kamuoyu ile paylaşmak isterim. İlki; bu soruşturma
fırsat bilinerek Anayasa'nın 140, 144 ve 159. maddelerinde yer alan
yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesini örseleyen hükümlerin
ayıklanması gündemde geri plana atılmamalıdır. İkincisi; yine bu
iddia ve soruşturma ileri sürülerek yasama dokunulmazlığı
sınırlamasına gösterilen direnç sürdürülmemelidir. Üçüncüsü; Bu
iddialar bahane edilerek yargı bağımsızlığı ve hakim teminatını
kısıtlamaya teşebbüs edilmemelidir.'' ''MEŞRUİYET ÖZENLE
KORUNMALI'' Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, bağımsız yargının,
hukuk devleti ve demokrasinin en sağlam teminatı olduğuna işaret
etti. Hukukun üstünlüğünün, ancak yargının yasama ve yürütme
erkleri karşısında tam bağımsızlığıyla sağlanabileceğini vurgulayan
Nuri Ok, şunları ifade etti: ''Bu bağlamda, hukukun üstünlüğü ile
bağımsız yargı arasındaki ilişki doğru orantılıdır. Bağımsız yargı
kabul görüyorsa, hukukun üstünlüğü, dolayısıyla hukuk devleti
ilkesi de kabul görüyor demektir. Hukuk devleti, dolayısıyla
hukukun üstünlüğü ilkesi her girişimin, oluşumun kurumun ve gücün
meşruiyet kaynağıdır. Meşruiyet özenle korunmalı ve gözetilmelidir.
Yargının bağımsızlığının daraltılması, diğer bir deyişle yargının
yasama ve yürütme erklerine bağımlı hale getirilmesi düşünce ve
tasarımı, çağdaş demokratik yönetim ve yönelimleri ile Anayasa'nın,
Cumhuriyetin temel niteliklerini belirleyen, değiştirilmesi de
mümkün olmayan hukuk devleti, demokratik rejim ve bunların özü ve
temelini oluşturan hukukun üstünlüğü ilkesine ters düşer. Umarım,
bu yönde bir girişim olmaz, toplumda gereksiz gerilmelere yol
açılmaz.''