Başörtüsünde Çetin Doğan parmağı
Abone olBalyoz Darbe Planında imzası olduğu iddia edilen Çetin Doğan hakkında müthiş bir suçlama daha.
Eski İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, imam hatip
liselerindeki (İHL) başörtüsü probleminin Çetin Doğan'ın 1. Ordu
Komutanlığı'na atanmasından sonra başladığını belirtiyor.
Zaman gazetesinin haberine göre, ordunun milli güvenlik dersleri
için görevlendirdiği subayların, okullardaki durumu Batı Çalışma
Grubu'na rapor ettiğini belirten Balıbey, karşılaştığı ilginç
olayları şöyle anlatıyor: "İmam hatip liselerinde 2002
yıllarına kadar başörtüsü sorunu yoktu. Orgeneral Çetin Doğan 1.
Ordu komutanı olduktan sonra problem oldu. Bir gün Kadıköy İHL'ye
gitmiştim. Çocukların başı kapalıydı. Milli güvenlik öğretmeni
'Balıbey ziyarete geldi, başörtüsüne bir şey demedi, göz
yumdu.' diye rapor etmiş. Bunun üzerine sorgulandım."
Balıbey, Doğan'ın kendileriyle doğrudan muhatap olmadığını,
talimatları vali kanalıyla verdiğini ifade ediyor.
İstanbul'daki 1. Ordu komutanlarını önemli gün ve bayramlarda
öğretmen ve öğrencilerle birlikte ziyaret ettiğini ifade eden Ömer
Balıbey, komutanlarla aralarında ilginç konuşmalar geçtiğini
vurguluyor. Balıbey, Doğan'dan önce 1. Ordu komutanlığı yapan
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Emekli Orgeneral Hurşit
Tolon'la ilgili şu anekdotu anlatıyor:
"23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorduk.
Törenler yapılıyordu. O dönem Ukrayna'dan İstanbul'a kardeş okul
ilan ettiğimiz okulların çocuklarını da davet etmiştik. Hurşit
Tolon 1. Ordu komutanıydı. Bana 'Bunları niye getirdin Balıbey,
bunlar Fethullah'ın çocukları' dedi. Ben de 'Hayır efendim, ne
alakası var paşam, bunların hepsi Rus çocuklar' dedim."
"FİŞLEMELERİ YAPANLAR HALK DÜŞMANI"
Balyoz Harekât Planı'nda kamu kurumlarında görev alan imam-hatip
lisesi müdürlerinin tek tek fişlenmiş. Taraf Gazetesi'nde
yayınlanan belgelere göre Ümraniye İmam-Hatip Lisesi (İHL), Üsküdar
İHL müdürü, Esatpaşa İHL müdürü ve müdür yardımcısı ile Samandıra
İlköğretim Okulu müdürünün değiştirilerek yerlerine yeni isimlerin
getirilmesi planlanmış. O dönemde Esatpaşa İHL'de görev yapan Doç.
Dr. Hür Mahmut Yücel, fişlemeyi yapanların halk düşmanı olarak
görüyor. Hür Mahmut Yücel, "Bu olay sadece bana karşı yapılmış,
benim kişisel meselem değil. Bu insanlar vatan millet düşmanlığı
yapıyor. Halkın yararına kim ne iş yapıyor ve çalışıyorsa, onun
düşmanlığını yapıyorlar." ifadelerini kullanıyor.
Halen devlet memurlukları devam eden diğer İHL yöneticileri, Balyoz
Harekât Planı'nda isimlerinin yer almasına şaşırmadıklarını
söylüyor. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen müdürler, imam hatip
liselerine başörtüsü yasağının getirilmesiyle birlikte baskıya
maruz kaldıklarını aktarıyor ve ekliyor: "Başörtüsü konusundan
dolayı görevden alınmamız planlanmışsa şeref duyarız."
"Öğrencilerimizi vatanı, orduyu seven insanlar olarak
yetiştiriyoruz. Onlara askerliğin kutsal ve şerefli bir meslek
olduğunu öğretiyoruz." diyen imam hatip lisesi eski müdürleri,
Türkiye üzerinde oynanan oyunlardan rahatsız olduklarını dile
getiriyor. Planı yapanların fikri yapılarına uygun görülmedikleri
için çeşitli soruşturmalar geçirdiklerini ve okullarından
ayrıldıklarını belirten imam hatip lisesi eski müdürleri, gerektiği
takdirde yasal haklarını kullanacaklarını da ifade ediyor. Söz
konusu eski yöneticilerden biri, şunları kaydediyor: "Neden ismimin
yer aldığını bilmiyorum. Okula yakın camilerde görev yapıyordum.
Belki bu yüzden dikkatlerini çekmişizdir. Onların tutumuna göre biz
uygun değiliz. Başörtüsü döneminde çok sıkıntı yaşadık. Ben
soruşturmayla oraya gelmiştim. Soruşturmaya binaen de o okuldan
ayrıldım. (Kartal'da öğretmen) Diğer arkadaşlarla görüşüp yasal bir
sürece girmeyi düşünebiliriz. Biz bu vatanın evlatları olarak
bütünlük içerisinde yaşamayı esas aldık. Olumsuz grafik çizen bir
topluluk olmadık, üstelik eğitim öğretim faaliyetlerimizde oldukça
başarılıydık."
Ümraniye İmam-Hatip Lisesi'nin eski müdürü ise duygularını şöyle
dile getiriyor: "Ben bir imam hatip müdürünün yapması gerekenleri
yaptım. 28 Şubat süreci sonrasından almayı düşündükleri kişilerden
biri ben olabilirim. Adımın planda yer almasına şaşırmadım.
Başörtüsünden dolayı soruşturma geçirdik. Belki cuma vaazları
verdiğim için göze batmışımdır. 2006'da emekli oldum. Görevden
alınmam söz konusu değildi. 2002'den önce okul kapılarında polis
bekliyordu, milli güvenlik dersine kapalı kızlarımız alınmıyordu.
Başörtüsü konusuysa mesele, adımın geçmesinden şeref duyarım.
Bizler namaz kıldırırız, çocuklara dini bilgi veririz, askerliğin
de kutsal olduğunu, şehit olduğunu, şeref bilincini vermişiz.
Oranın bir peygamber ocağı olduğu bilinciyle hareket ettik.
Askerlerle ilişkilerimiz de iyiydi. Biz çocuklarımızı bu vatanı, bu
orduyu seven insanlar olarak yetiştiriyoruz. Hükümetler gelip
geçicidir ama devlet bakidir. Bu devletin kurucuları Kur'an'ın
olduğu yerde ayaklarını uzatıp yatmadı."