Başörtülü tezgahtar bile almıyorlar!
Abone olBunlar nasıl İslamcılar ise, hala başörtüsü ABD'deki 'siyah' ayrımcılığını aşamadı, aşamıyor!
Üniversitelerde devam eden başörtüsü yasağı dönem dönem
gündeme gelir. Ateşli tartışmaların ardından bu yasak gündemden
düşer ve bir sonraki tartışmaya kadar kendi haline bırakılır.
Oysaki Türkiye'de başörtülülerin hakları sadece eğitim alanında
değil bir çok alanda kısıtlanarak, önlerine konulan camdan
duvarlarla görünmez bir hal almaya devam ediyor. Yaşamları boyunca
bu camdan duvarlara toslayan başörtülülerin iş hayatında
yaşadıkları "aman vitrine çıkma" durumunu Akşam gazetesi yazarı
Nagehan Alçı bugünkü köşesine taşıdı.
Alçı bir alışveriş merkezinde tezgahtar olabilmek için 6 ay
bekleyen iki başörtülü kızdan yola çıkarak önemli tespitlerde
bulunuyor. "Bunlar nasıl İslamcılar ise, hala başörtüsü ABD'deki
'siyah' ayrımcılığını aşamadı, aşamıyor" diyen Alçı'nın işte o
yazısı...
Üç buçuk ay önceydi. Mart sonu. Ümit Boyner, Fatih Altaylı'nın Teke
Tek programına konuk olmuştu. Programda başörtüsü meselesi gündeme
geldi. Boyner 'Son derece ılımlıyım. Başörtüsüne karşı
değilim' minvalinde konuşurken izleyicilerden nokta atışı
bir soru düştü Altaylı'nın bilgisayarına: 'Güzel
söylüyorsunuz.. Bir de şunu öğrenelim: Boyner mağazalarında
tezgahtarlık yapan başörtülü personel var mı?'
***
Soru karşısında Boyner'in terleyişi o gün bu gündür aklımda. Topu
şöyle taca atmıştı Ümit Hanım: Bunu mağazalara sormak
lazım. Açıkçası bilmiyorum, bu kurumsal duruşumuzdan mı
kaynaklanıyor...
Kısacası 'başörtülü tezgahtar
çalışmıyor' demeye getirmişti sözü.
***
Başörtülü tezgahtar yalnızca Boyner mağazalarında değil, neredeyse
hiçbir alışveriş merkezinde çalışmıyor. Bir süredir İstanbul'daki
merkezlere girip çıkıyorum. Tezgahlarda başörtülü kız sayısı yok
denecek kadar az. Yalnızca birkaç eşarp satan standda rastladım.
Hepsi bu...
***
Bu standlardan biri de Cevahir Alışveriş Merkezi'nin içinde. İki
başörtülü, başörtüsü satıyorlar. Ancak öğrendiğim kadarıyla
bu işe kabul edilmek için altı ay alışveriş merkezinin yönetiminden
onay çıkmasını beklemişler. Altı ay! Dikkat edelim, CEO
seçmiyor yönetim, tezgahtar seçiyor! Üstelik büyük olasılıkla başı
açık ya da erkek tezgahtar için yönetime bile gidilmiyor. Mağazalar
kendi personelini kendi belirliyor.
***
Hadi bu prosedür Akmerkez'de yaşandı diyelim. 'Sahibinin rengi'
deyip geçilebilir. Ama Cevahir'in kurucusu İbrahim Bey'in
muhafazakar kimliği malumunuz. Üstelik merkez kurulurken başörtülü
yeğen Ayşe Cevahir adım adım projede yer almıştı. Demek ki 'başörtü
kriteri' landlord(*) şımarıklığını aşan bir durum.
***
Tam bir 'glass ceiling' yaşanıyor bu konuda. Yani camdan duvarlar
var başörtülü kızlar ve kadınlar için. Görünmedikleri sürece sorun
yok ama vitrinde yer alamıyorlar. Üstleri örtülüyor bir nevi. Büyük
olasılıkla tezgahta başörtülü bir kişinin malı sattırmayacağı
düşünülüyor.
***
Yıllardır 'İslamcılar ülkeyi ele geçiriyor' repliğinin
tekrarlandığı yer olduğunu hatırlatırım Türkiye'nin.
Bunlar nasıl İslamcılar ise, hala başörtüsü ABD'deki 'siyah'
ayrımcılığını aşamadı, aşamıyor. Üstelik bir çok Batı ülkesinde
büyük bir hukuksal süreç başlatacak uygulamalar sükunet içinde
uygulanmaya devam ediliyor.
***
Üniversitelerdeki yasak kabul edilemez ama tek değil... Onun
yanında bu 'görünmez' yasakları da konuşalım!