Başörtülü öğretmenin hukuk zaferi
Abone olBelçika'da Türk asıllı bir öğretmen başörtüsü nedeniyle kendisini işten atan okuluyla girdiği hukuk mücadelesini kazandı
Belçika'nın Charleroi bölgesinde matematik ve fizik öğretmenliği
yapan Nuran T. isimli Türk asıllı bir öğretmen, başörtüsü taktığı
gerekçesiyle kendisini işten çıkaran okuluyla girdiği hukuk
mücadelesini kazandı.
Zaman Gazetesinin haberine göre, 2007'den bu yana Charleroi Merkez
Belediyesi'ne bağlı okullarda görev yapan öğretmen, 2,5 yıl boyunca
sorun teşkil etmeyen başörtüsüyle ders verdi. Ancak okul yönetimi
sene başında öğretmenliğe devam edebilmesi için başörtüsünü çıkarma
şartı koştu. Neye uğradığını şaşıran ve okuldan ayrılmak zorunda
kalan Nuran T., avukatı Jean-Claude Derzelle aracılığıyla Charleroi
Asliye Mahkemesi'ne başvurarak iptal davası açtı. İsteği mahkeme
tarafından reddedilen davacı, bir üst yargı mercii olan Mons
İstinaf Mahkemesi'ne başvurdu. İstinaf Mahkemesi, önceki gün
açıkladığı kararda davacıya hak vererek, okul yönetimini eski
öğretmenini 10 gün içerisinde aynı şartlarda yeniden işe almaya
mahkûm etti.
Charleroi Asliye Mahkemesi, kararında öğretmenlerin 'tarafsızlığını' teminat altına alan bir genelgeyi dayanak olarak kullanmıştı. İstinaf Mahkemesi ise bu genelgenin sadece Fransız Topluluğu'na doğrudan bağlı olan okullarda uygulanabileceğine hükmetti. Kararın gerekçesinde okul yönetiminin başörtüsü takan öğretmenler konusunda bir düzenleme yapmadığına dikkat çeken mahkeme, öğretmenin yeniden işe alınmasına karar verdi. Gerekçede, haç ve kippa'da olduğu gibi başörtüsünün de öğretmenler tarafından takılabileceği, fakat bunu yaparken 'ölçülü' davranmaları gerektiği vurgulandı. Başörtüsünü yasaklayan okulun 'tarafsızlık genelgesine' dâhil olmak için gerekli formları doldurmadığı öğrenildi.
Nuran T.'nin avukatı Jean-Claude Derzelle, kararı şöyle yorumladı: "Mahkeme, fikir hürriyeti prensibine istisna oluşturabilmek için açık bir metnin olması gerektiğini hatırlatıyor. Charleroi Belediyesi ise bunu yapmamış. Mahkeme gerekçesinde öğretmenlerin, kanaatlerini öğrencilere zorla kabul ettirmeye teşebbüs etmedikçe, başörtüsü, kippa veya haç olsun, dini sembolleri üzerinde taşımalarına izin veriyor." Müvekkilinin okulda dininden hiçbir zaman bahsetmediğini ve velilerin bu konuda şikâyeti olmadığını belirten Derzelle, "İstinaf Mahkemesi, demokrasimizin temelinin; kanaatini, fikrini, dolayısıyla dinini açığa vurma hürriyeti olduğunun hatırlatılması gerektiğine kanaat getirdi. Bu hürriyet, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesinde de teminat altına alınmıştır."