Başörtülü fahişeler sözüne dava
Abone ol93 yaşındaki sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a yazdığı kitabından ötürü dava açıldı.
93 yaşındaki sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a geçen yıl yazdığı
‘Vatandaşlık Tepkilerim’ adlı kitabında yer alan ifadeler nedeniyle
dava açıldı. Çığ, kitabında başörtüsünün Sümerler’de ‘genel
kadınlar’ tarafından kullanıldığını yazmıştı.
İzmir Barosu’na kayıtlı avukat Yusuf Akın, Çığ ve yayıncısı İsmet
Öğütücü hakkında şikayette bulundu. Beyoğlu Cumhuriyet
Başsavcılığı, Çığ ve yayıncısına “halkı kin ve düşmanlığa tahrik
etme ve aşağılama” suçundan dolayı dava açtı. Çığ ve Öğütücü’nün 9
aydan 1 yıla kadar hapsi isteniyor.
İŞTE O İFADELER
Sayfa 163: “...Başörtüsünün başlangıcı da Sümerlilere dayanıyor.
Çoktanrılı olan Sümer dininde özellikle büyük tanrıların ve şehrin
tanrısının evleri, daha doğrusu mabetleri var. Bu mabetlere isteyen
kadınlar, tanrının gelini olarak giriyor. Bunların çok çeşitli
görevi var. Bu görevlerden biri de kutsal bir görev olarak genel
kadınlık yapmak.
Vatandaşlık Tepkilerim, geçen Ekim'de piyasaya sürülmüştü.
Bunların diğer rahibelerden ayrılması için başlarını örtmeleri
gerek. Daha çok sonra İÖ 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı
kanunda evli ve dul kadınların da başlarını örtmesi şart koşulmuş.
Böylece bu kadınlar da yasal seks yapan mabet fahişeleri gibi kabul
edilmiş olur. Bu gelenek önce Yahudi kadınlarına geçmiş, daha sonra
da İslam kadınlarına uygulanmış.”
Sayfa 150: “...Sümerlilerin mabetlerinde, özellikle Aşk ve Bereket
Tanrıçası mabetlerinde bulunan 5000 yıl önce rahibeler halka seks
görevi yapıyorlardı. Bu rahibelerin diğer kadınlardan ayrılmaları
için başlarını örtmeleri gerekti. Şimdi de bakıyoruz bazı başı
örtülü kadınlar, din eğitimi veren dergahlarda seks yapıyorlar.
Başı açık kadınlardan giden görülmüyor oralara.
Madem ki dinimizde bir imam nikahı ile seks doğal görülüyormuş, o
zaman gizli yerlerde değil, eski mabetlerde olduğu gibi, camilerde
birer aşk odası konsun, isteyen gidip orada bir imam nikahı ile
seks yapsın. Böylece hem camiye gelir olur, hem de imam para
kazanır! Canı seks isteyen kadınlar ve erkekler orada imam nikahı
ile kendilerine göre veya şeriata göre yasal seks yaparlar...”
Emekli olduktan sonra sosyal ve siyasal olaylarla ilgilenmeye,
tepkilerini, eleştirilerini mektup ve telgrafla gerekli yerlere
bildirmeyi kendine görev edinen Çığ, Turgut Özal, Süleyman Demirel,
Bülent Ecevit, Deniz Baykal gibi siyasilerin yanısıra gazeteciler,
sanatçılar ve milletvekillerine yüzlerce mektup ve telgraf
göndermiş. Bu mektup ve telgraflardan bir kısmını seçerek
‘Vatandaşlık Tepkilerim’ kitabında yayınlayan Çığ, mektup ve
dilekçeleriyle ilgili şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Sezer dışında
kimseden bir teşekkür ve tepki almadığını söylüyor. Muazzez İlmiye
Çığ, NTVMSNBC’ye dava açılmasıyla ilgili olarak şu açıklamada
bulundu.
DAHA ÖNCE YAZMIŞTIM, TEPKİ GELMEMİŞTİ
Davaya konu olan yazı 1997’de Ütopya Dergisi’nde yayınlandığında
herhangi bir tepki gelmemişti. ‘Kur’an, İncil ve Tevrat’ın
Sümer’deki Kökeni’ kitabımda aynı bilgiler vardı. 1995’te
yayınlanmıştı ve herhangi bir dava ya da tepki sözkonusu
olmamıştı.
BİLİMSEL YAZIYORUM, YORUM YAPMIYORUM
“Bu tip rahatsızlıklar hükümetin mantalitesi ve onu takip eden
insanlardan kaynaklanıyor. Danıştay’a yapılan saldırı ortada.
Kitabımın haberi önce Zaman Gazetesi’nde yayınlanmış. Sonra
İzmir’de bir avukat ihbarda bulunmuş. Bu çocukların kafaları
maalesef bozuldu.”
ONLAR TANRI’NIN İŞİNİ YAPIYORLARDI“Bilgiler Prof. Schmöckle’nin
‘Sümer’ kitabında yer alıyor. Asur Kanunları’nda var. Mabetlerde
genel kadınlık yapan kadınlar, rahibeler var. Onlar tanrının işini
yapıyorlar orada. O yüzden saygınlar. Bu Hristiyanlık’ta rahibelere
geçmiş. Bizde rahibe yok. Bizim kadınlarda bakıyorum şimdilerde
şerit takıyor. Aynı rahibeler gibi. O da yeni moda oldu.
Şimdiye kadar en ufak tepkiyle karşılaşmadım. Ben bilimsel
yazıyorum. Üstelik yorum yapmıyorum. Olanı yazıyorum.”
VATANDAŞLIK VAZİFEMİ YAPIYORUM
“Kitabımı hazırlarken mektup gönderdiğin isimlerden hiç yanıt
gelmedi. Bizde adet değildir. Kimlere mektup göndermedim ki... En
ufak bir cevap gelmedi. Teşekkürü bırakın, ‘aldık’ bile denmedi.
Bir tek Cumhurbaşkanı Sezer’den teşekkür mektubu aldım. Bir de
Sultanbeyli Kaymakamı’ndan çok güzel bir mektup aldım. İnanın o
kadar gazeteci, sanatçı hepsine gönderdim. Milletin eli kalem
tutmuyor, bir telefon bile edilmiyor. Aldırmıyorum. Kendimi tatmin
ediyorum.Vatandaşlık vazifemi yapıyorum.”