Kimi vedaları sevmez, kimi de
başlangıçların yürek titreten korku ile karışık heyecanını… Kimisi
de modern dünyanın çarkları olma ya da olmamanın tedirginliği
içerisinde bulur kendini.
İnternethaber.com
benim için yeni bir başlangıç ve ben başlangıçların o yürek
titreten korku ile karışık heyecanını yaşıyorum. Başlangıçların
tedirginliğini ve yüreklere dokunabilecek olmanın ağır
sorumluluğunu şimdiden parmaklarımda hissedebiliyorum.
Yeni bir heyecana, köklü bir
mecrada başlıyorum. Dolayısıyla heyecanlı ve aksiyoner olmasını
umduğum mücadeleme, internethaber.com’un köklü
geçmişi, deneyimi, internet medyasındaki ağırlığı ve
sorumluluğu altında olduğumun bilincinde olarak “bismillah”
diyorum.
İşe başlamak, bitirmenin yarısı
denilir ve her iş için bu genel geçerliliğin sorgulanması da bizce
hak olarak görülür. Tabii ki bizim de hakkımız fakat bir farkla;
bitirmek için değil, başarmak için! Bu
nedenle internethaber.com’daki başlangıcımı bir maratoncunun
başlangıç çizgisinin ardında bulunduğu konum ile aynı yere ve aynı
ruhsal/zihinsel duruma benzetiyorum. Olması gereken herkes ve her
şey orada hazır. Koşu başlamamış fakat zihin, ruh ve beden maraton
için sonuna kadar hazır. Başlamak için yalnızca bir işarete ihtiyaç
var.
İşte
internethaber.com bu manada benim için bir işaret
fişeği oldu. Güvenen, vesile olanlardan Allah razı olsun. Rabbim
hayırlara vesile kılsın. Doğrudan, Hak’tan, hakikatten ve
himayesinden ayırmasın.
***
Müslüman Yüreklere İhtiyaç
Var!
Başlangıç yazısı için
memleketimizde bireysel, toplumsal, siyasi ya da ekonomik hemen
birçok konuda kolayca malzeme bulunabilir elbette. Bu,
hassasiyetlerin ön plana çıktığı bir tercih meselesi ve bereket
beklentisi aslında. O sebepledir ki ilk köşe yazıma dünyevi
konulardan başlamaktansa, konuşulabilecek konuların en güzeli, en
çok hasretini çektiğimiz, Mekke ve Medine’den sonra en kutsal
üçüncü şehrimiz ve Miracımız olan, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa ve
ona ev sahipliği yapan kadim şehir Kudüs ile başlamak istedim.
Cahit Zarifoğlu’nun zarif ifadesi
ile “Kudüs… Bir sınav kâğıdı… Her Mü’min kulun
önünde…” diyerek adına en güzel
şiirlerin/sözlerin/metinlerin yazıldığı, her Müslüman gencin
omuzlarını çökerten ağırlığı ile fetih hülyalarını süsleyen,
Peygamber’i (SAV) misafir ederek ‘şehirlerin en misafirperveri’
unvanını alan ve Ortadoğu’ya dönmüş kalbimizin ve ruhumuzun tam
orta yerinde bu kutsallığıyla dimdik duran Kudüs ile başlamayı arzu
ettim.
Bu manada bir Müslüman olarak
Kudüs hakkında daha derinlikli düşünmemiz gerektiğinin
mahcubiyetini yaşayanlardanım Elhamdülillah. Bundan dolayıdır ki
bizler Müslümanlar olarak Kudüs’ün manasını anlamamız, yalnızca bir
sembol ya da sosyal medyada altına birkaç kelime yazılıp
paylaşılacak bir meta olmaktan daha öte bir anlam ve ruh ifade
ettiğini idrak etmemiz gerekiyor.
Bugün İslam dünyasının yaşadığı
birçok problemin çözülmesi için Rahmetli Erdem Bayazıt’ın ;
“Müslüman yürekler bilirim daha, kızdı mı cehennem
kesilir, sevdi mi cennet.” dizelerinde ifade
ettiği gibi “Müslüman yüreklere” ihtiyaç var. Bu
manada sahip olduğumuz belki tek bir şey var; İman! O varsa zaten
imkân ve iskân da var. Dolayısı ile başka bir şeye ihtiyacı
kalmıyor insanın. Bu nedenle yeni bir besmele çekelim ve içimizdeki
Kudüs’ü fethetmek için Gazze’nin bombalamasını, Mescid-i Aksanın
işgal edilmesini beklemeyelim.
Selametle.