Başkent'den Bülent Ecevit açıklaması
Abone olBaşkent Üniversitesi merhum Başbakan Bülent Ecevit'le ilgili ortaya atılan iddialara yanıt verdi...
Başkent Üniversitesi Hukuk Müşavirliği, eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit'in 4 Mayıs 2002 tarihinde Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesine kendi arzusuyla geldiğini, mevcut sağlık sorunlarının tüm tıbbi yöntemler kullanılarak tedavi edildiğini bildirdi.
Başkent Üniversitesi Hukuk Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, son günlerde ''Başkent Üniversitesini kasten hedef alan görsel ve yazılı medyada, merhum eski Başbakan Bülent Ecevit'in rahatsızlığının üzerinden 8 yıl geçtikten sonra gerçek dışı iddialarda bulunulduğu'' savunularak, kamuoyuna açıklama yapılmasının zorunlu hale geldiği belirtildi.
''Bülent Ecevit'in 4 Mayıs 2002 tarihinde Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesine kendi arzusuyla geldiği, Ecevit'in mevcut sağlık sorunlarının tüm tıbbi yöntemler kullanılarak tedavi edildiği'' kaydedilen açıklamada, 17 Mayıs 2002-26 Mayıs 2002 tarihleri arasında tedavisinin sürdürüldüğü ve 15 gün arayla kontrollerine gelmek üzere 27 Mayıs 2002 tarihinde taburcu olduğu ifade edildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Hastaneden taburcu edildikten sonra merhum Bülent Ecevit'in bütün raporları eşi Sayın Rahşan Ecevit ve dönemin Başbakanlık Müsteşarı Sayın Ahmet Şağar'a teslim edilmiştir. Yani bu raporlar yıllardır Sayın Rahşan Ecevit'in ve devletin elindedir.
Merhum Bülent Ecevit'in hasta dosyası ise hastane kuralları, hasta hakları ve etik kurallar gereği Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde muhafaza edilmektedir.
Merhum Bülent Ecevit hastanemizden taburcu olduktan sonra 7 ay daha Başbakanlık yapmış, 4.5 yıl yaşamış ve bu dönemde Başkent Üniversitesinin kuruluşu olan Kanal B televizyonuna da 2 kez kendi konutunda konuk olmuştur.
Sonuç olarak, amacı Başkent Üniversitesi ve bütün bağlı kuruluşlarını kuran Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın çalışmalarını engellemek ve 10 aydır herhangi bir yasal sebep göstermeksizin özgürlüklerinden mahrum bırakılarak sağlığı da ciddi bir şekilde zedelenmiş olan kurucu rektörümüzün karşısına bu tip gerçek dışı kasıtlı ve yapay olaylar çıkararak üniversitemizi zedelemeye çalışanları, hem kişisel, hem de kurumsal bazda şiddetle kınıyoruz.
Bu konuda bütün yasal haklarımızı da kullanacağımızı kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz.''