Başka bir yüreğe taşınmak…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Bu sefer tam hayallerindeki gibi bir ev… Her şeyi senin istediğin gibi… Yepyeni eşyalarla donatacaksın her yerini…

 

Eskileri kaldırıp atacaksın, yıllardır hayalini kurduğun gibi…

 

Bazı eşyalar vardır atılmaz… Saraylara da taşınsan bile hiç vazgeçilmez olanlar…

 

Kitaplar gibi… Aile yadigârları gibi…

 

Başka bir yüreğe taşınırken atamayacağın, değiştiremeyeceğin,  kimselere bırakamayacağın kendi yüreğin gibi…

 

İlk günkü gibi değil ne yazık ki, defalarca okunmuş kitaplar gibi…

 

Kaçıncı el değmiş tertemiz yüreğe…

 

Ve kaç kişi hoyratça kullanmış sen izin verdin diye…

 

İsteye isteye…

 

Yürekler de birer eşya gibi…

 

Büyük hevesle aldığınız, üzerinde en tatlı saatlerinizi geçirdiğiniz, uyuduğunuz, kitap okuduğunuz, ağladığınız kanepelerin başka bir eve taşınması gibi taşınır başka gönüllere…

 

Ama ilk seferki gibi değildir ki artık…

 

Taşınırken oraya buraya çarpıp ilk günkü sağlamlığını yitiren eşyalar gibi…

 

Her seferinde biraz hasar, her seferinde biraz tamirat…

 

Düzeldi sanılır…

 

Sonra bir başka ev…

 

Mutlu, huzurlu dakikalar, tatlı sözcükler…

 

Bilirsin bilirsinde yine uğrayacağın çarpışmaları görmezden gelirsin…

 

Tırnaklarını içine çekersin, boylu boyunca uzanıverirsin sevdanın kucağına…

 

Masumca…

 

……

 

Uzaktan kumandası elinde, bir küçük araba gibidir bazen yürek…

 

Gideceği yönü sen tayin edersin…

 

Ama her seferinde gider gider duvara çarparsın…

 

Manevrayı yapmak cesaret ister, eşyayı değiştirmek gibi…

 

En rahat koltuk odur ya hani!

 

Sonra bakarsın kovulmuşsun evden…

 

Ne eski eşyalar ne bir sağlam yürek…

 

Çarpa çarpa dağılmış, kırıla kırıla tamir edilemez hale gelmiş olduğunu hissedip en acıyan yerinle sevmeye başlarsın tekrar…

 

Çürüklerle, yara berelerle…

 

Hiç akıllanmadan…

 

Akıl mı?

 

Sahi aşk varken o nerede?

 

 

 

nsrnylmz@gmail.com