Basının 1 Nisan'da çekeceği var!
Abone ol1 Nisan 2005 Türkiye’sinde yürürlüğe girecek olan TCK'da yer alan basın cezalarının ağırlık nedenini Yalçın Doğan, Erdoğan'ın yaklaşımından yola çıkarak irdeliyor....
Hürriyet gazetesi yazarlarından Yalçın Doğan "Sıkıysa eleştir
cendere hazır" adlı yazısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her
zaman medyaya yönelttiği eleştiri nedenlerinin Yeni Ceza Kanunda
suç sebepleri arasına gireceğini yazdı...
NE diyorsunuz, ne diyorsunuz?.. ‘Başbakan IMF’nin emrindedir’ mi
diyorsunuz?.. Eyvah, üç aydan başlıyor!..
Ne diyorsunuz, ne diyorsunuz?.. ‘Başbakan Kıbrıs’ı satıyor’ mu
diyorsunuz?.. Üç ay kesin, bir de bunu yazıyorsanız, sekiz aydan az
değil!..
Örnekten bol ne var. ‘Başbakan kendisine armağan edilen 20 bin
dolarlık madalyonu kabul etti...’
Ya da, bir başka örnek. ‘Başbakan yeni bir araba daha aldı.’
Söylüyorsanız gitti üç ay, yazıyorsanız sekiz ay hapse doğru emin
adımlarla yürüyorsunuz!..
Saymakla biter mi?..
AH 125 AH
1 Nisan 2005 Türkiye’de yeni bir milat!.. Toplumu cendereye sokma
miladı!.. Yeni Türk Ceza Yasası’nın yürürlük tarihi.
1 Nisan’la birlikte, AB yolunda çıkartılan ne kadar demokratikleşme
paketi varsa, hepsinin üstüne bir bardak soğuk su içmek gerek.
Çünkü, yeni yasa bu paketlerle çelişen maddeler içeriyor. Özellikle
de, toplumun eleştiri olanağını elinden alıyor.
Bunun tipik örneği, yeni yasanın 125. maddesi. Şöyle diyor madde
125:
‘Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek
nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda
bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli
para cezası ile cezalandırılır.’
Maddenin diğer fıkralarında ceza biraz daha artıyor, altı aya
yükseliyor, yazmak ya da basın toplantısında söylemek ise, sekiz
aydan başlıyor.
ELEŞTİRİYE SON
Bu maddelerle birlikte, siyasette eleştiriye mutlak bir sınır
geliyor. Tıpkı, yukardaki örneklerdeki gibi.
Kıbrıs, IMF ya da araba örnekleri, bu maddeye göre, ‘somut bir olgu
isnadı’ olabiliyor.
Maddede en lastikli sözcüklerden biri, yakıştırma. Buna göre,
benzetmek, karşılaştırmak, örnek vermek suç!.. Çünkü, yakıştırma
kapsamında!..
Ayrıca, Başbakan bu sözlerle, ‘kendisinin onur, şeref ve
saygınlığının rencide edildiğini’ iddia edebilir.
Başbakan iddia edebilir, yargıç üç ya da sekiz ayı gözü kapalı
dayayabilir!..
Her yöne çekilebilen, belirsiz tanımlarla insanları hapse
gönderebilen maddeler... Bütün bunların özündeki hedef ortada:
Sıkıysa eleştir!..
AB çerçevesinde daha demokratik bir ülke olacağız derken, hızla bir
cendereye doğru yol alıyoruz!..
TEPKİNİN NEDENİ BELLİ
Son günlerde Başbakan Erdoğan her fırsatta medyayı suçluyor. Olayın
türü ne olursa olsun, suçlu belli: Medya!..
Eşine kolye hediye edildiğinde suçlu medya, partisinden biri istifa
ettiğinde suçlu medya, polis halka dayak attığında suçlu
medya...
Erdoğan 1 Nisan’da yürürlüğe girecek yeni Ceza Yasası’nın taşlarını
döşüyor aslında. Şimdi demeçlerle medyayı suçluyor.
1 Nisan’dan sonra ise, yeni yargı dönemi başlıyor. Umarım, geçmişte
örneklerini pek çok gördüğümüz ve hepsi de, o siyasal iktidarlar
için hüzünle biten, iktidar-medya çatışmalarından biri
yaşanmaz!..
Bir tekinden bile, siyasal iktidarlar üstün çıkmıyor!..
Yazı:Yalçın Doğan
HÜRRİYET