Basın Yayın'ın kuşkulu sınavı
Abone olBasın Yayın Genel Müdürlüğü sınav yaptı. Amaç, yurtdışında görevlendirilecek kurum elemanlarını belirlemekti. 40 dolayında adayın girdiği sınavı 8 memur kazandı.
Milliyet Gazetesi Yazarı Basın Yayın Genel müdürlüğü'nün sözlü
sınavının altında yatan nedeni araştırdı
Yazı : Melih AŞIK
Sınav geçmiş yıllarda önce yazılı, sonra sözlü, iki aşamada
yapılıyordu. Bu defa sadece sözlü yapıldı. Kulağımıza gelen torpil
iddiaları üzerine Basın Yayın Genel Müdürü Salih Melek'i aradık, bu
değişikliğin nedenini sorduk. Yanıt:
- Yönetmeliğimiz buna cevaz veriyor. Yani hukuken hiçbir yanlışlık
söz konusu değil.
- Yazılıyı neden kaldırdınız acaba?
- Personel kalitemiz maalesef çok düşük. Önce yazılı, sonra sözlü
yapsaydık yazılıyı kolay kolay kimse kazanamayacağı için dışarıya
eleman gönderememe durumuyla karşı karşıya kalacaktık.
- Tek sebep bu mu?
- Dışarıda görevlendirilecek kişilerin temsil kabiliyeti olması
lazım. Konuşmasıyla, görüntüsüyle, hal ve hareketleriyle...
Yazılıda çok yüksek not alıp da temsil kabiliyetini haiz olmayan
kişiler çıkabilir. Nitekim geçmişte bunun örnekleri yaşandı.
- Torpil iddialarına ne diyeceksiniz?
- Sınavı en deneyimli bürokratlarımız yaptı. Ayrıca soruları
adaylar torbadan kendileri çekti.
- Geçmiş yıllarda yapılan yazılı sınavları kazanamayanlar bu defa
kazanmış...
- Sadece bir kişi bu durumda.
Sayın Genel Müdür'ün yazılı sınavın kaldırılması konusundaki
açıklamaları doğrusu bizi pek ikna etmedi... Sizi?..
İstanbul için yeni bir içki haritası çıkarılacakmış.
"Sadece İçerenköy'de içilebilir" derlerse hiç şaşırmayın...
Haldun Ertem
Bröve meselesi - 2
Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri brövelerinden Atatürk
figürünün çıkarılmasıyla ilgili açıklamasında, bu değişikliğin
TSK'da birlik sembollerinin belli bir standarda kavuşturulması
amacıyla yapıldığını bildirdi.
Dün de kaydettik. Bu değişiklik "Atatürk'ün resimlerini indirin"
kampanyasına rastladığı için dikkat ve tepki çekti. Keşke açıklama
brövenin kamuoyuna tanıtımıyla birlikte yapılsaydı.
Genelkurmay'ın "...yapılan haksız eleştirileri Ulu Ata'mıza
milletçe duyduğumuz sevginin tezahürü olarak görüyoruz"
değerlendirmesi ise zarifti...
Fiyat susturur...
Milli Takım bugün İsviçre Milli Takımı ile Dünya Kupası finalleri
için ilk baraj maçını oynuyor. Bu maçın rövanşı önümüzdeki hafta
Türkiye'de Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanacak. Bilet fiyatları
rekor: Kale arkaları 30 milyon, diğer tribünler 100 ile 250 milyon
arası... Futbol yazarı Alaattin Metin, önemli bir konuya dikkati
çekiyor:
- Bu fiyatları ödeyip maça girecek olanlar bağırmaz. Tribünden ses
çıkmaz. Milli Takım tezahüratsız kalır. Federasyon bunu düşünemiyor
mu?
Aile içi dram...
Konferansın hemen başında CNN Türk'ün hazırladığı, salondakileri
konuya ısındıracak bir kısa film izleniyor... Filmde türlü çeşitli
saldırıya uğrayan kadınlar izliyoruz... Ancak bir bölüm var ki,
salondakileri dehşet içinde bırakıyor... Adana'da bir adam yol
ortasında karısını bıçaklıyor. Adam kaldırıma oturmuş, kadın
kaldırımın dibine boylu boyunca uzanmış. Adam elindeki kanlı bıçağı
kadına 56 kez saplıyor. Daha da korkunç olanı, cinayeti izleyen üç
polisin adeta bir kurban kesimi izler gibi rahat ve ilgisiz
oluşları... Bıçak inip kalkıyor. Polis seyrediyor.
Bu sahneler izlendikten sonra kürsüye gelen BM Nüfus Fonu
yöneticilerinden Safiye Çağar:
- Kusura bakmayın konuşamıyorum, çünkü biraz önceki filmin etkisi
altındayım diyor...
Daha sonra kürsüye BM İnsan Hakları Komisyonu Raportörü Yakın Ertük
Hanım geliyor. O da görüntülerin etkisi altında... Diyor ki:
- Türkiye bu görüntülerle ne AB'ye girebilir ne cennete
gidebilir...
Hürriyet Gazetesi, BM Nüfus Fonu, CNN Türk ve Çağdaş Eğitim Vakfı
tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansın konusu: "Aile içi
şiddete son"... Toplumun çok önemli ama hep görmezden gelinen
yarası...
İçinde sevgi yerine keder ve acının yaşandığı evlerin duvarları
ardında olup bitenler... Şiddete uğrayan, dayak yiyen, kişilikleri
yıkılan, özgüvenleri yitip giden kadınlar... Aileyi sürdürebilmek
uğruna şiddeti sineye çeken, şikâyet konusu yapmayan analar... O
anaların yetiştirdiği hastalıklı çocuklar... Türkiye'de her üç
aileden biri dayakla haşır neşir... Medyaya da elbet görev düşüyor.
Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Sabancı, haberlerde şiddeti
özendirmemeye çaba gösterdiklerini anlatıyor. Ortak ödev
belirleniyor:
- Geçmişi değiştiremeyiz ama geleceği yeniden inşa
edebiliriz...
Sağlıklı ve barışçı toplum adına hepimize sorumluluk düşüyor.