Basın Konseyi'nde şok ayrılık

Abone ol

Başbakan'ın gazetecilerle randevusuna 'davetsiz misafir'in katılması medya savaşını alevlendirdi. Sabah'ın tepe ismi Ergun Babahan, şok gelişmeyi köşesinde açıkladı.

Sabah Gazetesi, isim vermeden bir grubu ilkesizlikle suçladı. Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan  yazısında Konseyin bir grubun temsilcisi haline geldiğini söyledi ve Merkez Grubu'nun Konseyi tanımayacağını yazdı.

Basın Konseyi'ne veda

Merkez Grubu olarak, tüm basını temsil iddiasında olan Basın Konseyi'nin "Bir kısım medyanın" Basın Konseyi haline dönüştüğü kanaatindeydik.

Yıllardır değişmeyen başkanının sürekli olarak bağlı bulunduğu grubun çıkarları doğrultusunda hareket ettiği inancı, son gelişmelerle iyice pekişti. Bunun sonucunda Basın Konseyi'nden ayrılma kararı aldık.
Bu karamızı da dün aşağıdaki metinle Basın Konseyi'ne ilettik: "Bize göre, Basın Konseyi, yanlış tercih ve uygulamalar sonucunda, medyayı ve gazetecileri bir bütün olarak temsil etme niteliğini ve kabiliyetini kaybetmiştir. Meslek ilkelerini savunma iddiasıyla oluşmuş Konsey'in; gerek Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ayrıntılı ilkeleri, gerekse kendi beyanımız olan ilkelerimizle ihdas ettiğimiz ombudsman'lık kurumunun ışığında ve Konsey'i yaralamış çeşitli ilkesizliklerin gölgesinde, o iddiasını da yitirdiği inancındayız.

Bundan sonra, medyanın ve gazetecilerin en üst örgütsel temsilcisi olarak sadece Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ni tanıdığımızı, grubumuzda bulunan üyeniz tüm basınyayın kuruluşlarıyla Basın Konseyi'nden ayrılma kararı aldığımızı duyururuz."

Türkiye medyası çalkantılı bir dönemden çıktı. Kimi gruplar sıkıntıya girdi, kimi batma noktasına kadar dayandı. Böyle bir ortam bir grubun elini doğal olarak aşırı güçlendirdi. SABAH'ın dirençle ayakta kalması, Türk Basını'nın bir tekelin eline geçmesini önledi. SABAH sayesinde basında çok seslilik, rekabet sağlandı. Bu hem okur, siyasi iktidar, hem reklamverenler açısından çok olumlu bir gelişme oldu.

Ancak pazardaki bu rekabetçi ve çoksesli yapı, ne yazık ki, basınla ilgili örgütlere yansımadı.

Avrupa Birliği hedefini güden bir ülkede tek sesli, tamamen bir grubun çıkarlarına dayanan bir temsil sisteminin varlığı kabul edilemez.
En azından Merkez Grubu olarak biz kabul etmeyiz. Bu nedenle, artık meslek kuruluşlarında çokseslilik, temsilde eşitlik döneminin açılması gereken günlerin geldiğine inanıyoruz. Bu inancımızı, yasal varlığı tartışma götürmeyen, olabildiğince geniş yelpazeye hitap eden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi kurumlarla daha yakın işbirliği ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Tüm siyasi partileri, meslek odalarını yeterince demokratik olmadığı, temsilde adaleti sağlayamadığı, bir kliğin borazanı olmakla eleştiren basın kuruluşlarının başka bir tavır içinde bulunması da düşünülemez.
Bundan böyle Basın Konseyi'nin hiçbir kararının muhatabı olmayacağımızı kamuoyuna bir kez daha duyururuz."

Ergun Babahan

Günün Önemli Haberleri