Başdanışman'dan yeni Başbakan ve yeni AK Parti tüyoları...
Abone olErdoğan'ın Başdanışmanı AK Parti'li Yalçın Akdoğan, başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı için konuşulan isim hakkında ipuçları verdi...
Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın
Akdoğan, başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı tartışmaları için,
“Milletvekillerinin, kadın ve gençlik kollarının, MKYK üyelerinin,
il ve belediye başkanlarının önerileri alındı. Parti içinde her şey
sütliman denebilir. Perşembe günü MYK toplanacak. Bütün temayülleri
değerlendirip bir karara varacak ve açıklanacak. Bugün farklı
isimler gündeme gelebilir; farklı mülahazalarla değerlendirmeler
yapılabilir. Ama karar verildikten itibaren bütün bu yapı,
belirlenen ismin arkasında duracaktır” dedi.
Akşam sinden Emin Pazarcı’ya konuşan Yalçın Akdoğan, AKP’nin başına
ve başbakanlığa gelecek ismin kalıcı olacağını söyledi. Emin
Pazarcı’nın Yalçın Akdoğan ile yaptığı röportaj şöyle:
CHP-MHP YENİLDİ! AK PARTİ'DE KARMAŞA
VAR DEYİP BUNU ÖRTÜYORLAR!
Cumhurbaşkanlığı seçiminin son günlerinde AK Parti'da yeni
Başbakan'ın kimliği ve belirlenmesiyle ilgili farklı görüşler
ortaya çıktı. Bir ara dalgalanmalar da yaşandı. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Seçimin mutlak galibi AK Parti ve Tayyip Erdoğan'dır. Kaybedeni de
CHP-MHP ittifakıdır. Onlarla birlikte destekleyen 11 parti mutlak
bir mağlubiyet aldı. Muhalefet kendi içinde çok ciddi bir çalkantı
yaşıyor. Bu çalkantıyı perdelemek için gündem saptırıp birkaç
kişinin yürüttüğü polemik üzerinden sanki AK Parti içinde bir
karmaşa, çekişme, ayrışma varmış gibi yansıtılmak istendi. Ama bu
tutmadı.
KADRO 2023'E ODAKLANMIŞ
DURUMDA
Çalışmalar şu anda nasıl gidiyor?
Neticede bir müzakere süreci yürütülüyor. Elbette herkes görüşünü
söylüyor. Farklı isimler gündeme gelebiliyor. Yetkili kurullarda
bunların tartışılması ve gündeme gelmesi bir ayrılık işareti
değildir. Herkes görüşünü ortaya koyar. Ancak o tartışmalar bazen
dışarıya yansıtıldığı zaman, sanki bir çekişme varmış gibi lanse
edilmeye çalışılıyor. Ama o kurulların görevi farklı düşünceleri
almaktır. Ancak, bir karar verildiği zaman herkes o kararın
arkasında durur. Şu anda müthiş birlik ve beraberlik ruhu var.
Gerçekten birbirine kenetlenen, 2023 hedeflerine konsantre olan,
bunu bir dava olarak gören, bu davanın bir neferi olmaktan onur
duyan bir kadro var. Bunların bir kısmı üç döneme takılmış olabilir
ama AK Parti'nin geleceğinde hizmet etmeye devam edecekler. Genç
kuşakla da aşılanarak bu hareket, Türkiye'nin umudu olmaya devam
edecek. Toplumda bu algı var. Vatandaş da bunu satın almış
durumda.
TÜM YAPI ADAYIN
ARKASINDA!
Başbakan'ın bir uyarısı oldu. Kendisine "Bir kuşkunuz mu
vardı, böyle bir açıklama yaptınız" diye sorduğumuzda da "Hayır,
ama sütün içine her zaman zararlı bakteriler girebilir" cevabını
verdi. O uyarının ardından nasıl bir hava oluştu?
Milletvekillerinin, kadın ve gençlik kollarının, MKYK üyelerinin,
il ve belediye başkanlarının önerileri alındı. Parti içinde her şey
sütliman denebilir. Perşembe günü MYK toplanacak. Bütün temayülleri
değerlendirip bir karara varacak ve açıklanacak. Bugün farklı
isimler gündeme gelebilir; farklı mülahazalarla değerlendirmeler
yapılabilir. Ama karar verildikten itibaren bütün bu yapı,
belirlenen ismin arkasında duracaktır. Çünkü, mesele bir kişinin
arkasında değil, bir davanın, misyonun, bir hareketin arkasında
durmaktır. Onun destekçisi olmaktır. Yeni Genel Başkan olacak, yeni
Hükümet kurulacak ama bunlar gökten gelmiyor. Yine AK Parti'nin
içindeki, 12-13 yıldır Türkiye'yi yöneten insanlar. Bakanlar
Kurulu'nda, MYK'da, Grup'ta zaten davanın neferi, hizmetin parçası
olan insanlar. Kim olursa olsun, gözden düşürülmeden,
küçümsenmeden, üzerinde herhangi bir spekülasyon yapılmadan
arkasında durulacaktır. En ufak bir sıkıntı yaşanacağını
düşünmüyorum. Çünkü, AK Parti Türk siyasetinde ve denkleminde hâlâ
en önemli partidir. Bu durum, halkın en çok umut beslediği parti
olmasıyla da alakalı.
Seçilecek Genel Başkan ve Başbakan, süreli ve geçici
olmayacak herhalde.
Sayın Başbakanımız bir takım kriterlere vurgu yapıyor. Bunlar, ne
onun şahsi hassasiyetleridir ne de bugün ortaya konan
hassasiyetlerdir. Herhangi bir isme endekslenmeden bunu aylardır
gündeme getiriyor. Bunlar, yetkili kurullarda konuşularak
belirlenmiş kriterlerdir.
2015-19 ARASI ALTIN YILLAR
OLACAK!
AK Parti'nin yeni Genel Başkanı için 2015 seçimleri de bir
sınav olacak.
Belirlenecek isme geçici bir Başbakan ve yönetime geçici bir
yönetim olarak bakmak doğru değildir. Haksızlık ve
nezaketsizliktir. Belirlenecek ekip, neticede ortak akılla bir ekip
çalışması yapacak ve bu süreci götürecek. Elbette Tayyip Erdoğan en
tecrübeli siyasetçi. Onun siyasi dehası birçok problemin aşılmasını
sağladı. O da ilk seçimde başarısız olacak bir dizayn içine girmek
istemez herhalde. Türkiye'nin geleceği de biraz buna endeksli. 12
yıllık bir müktesebat, birikim var. Aynı hareket, aynı kadro ve
ruhla, aynı dinamizmle 2015 seçimlerine de gidecek. Tek fark,
hareketin lideri Cumhurbaşkanı olarak sürecin bir parçası olacak.
2015 seçimleri elbette önemli. Ondan sonra 4-5 yıllık kesintisiz
bir dönem var. Ondan sonra hem genel seçimler, hem Cumhurbaşkanlığı
seçimi aynı yıla denk geliyor. Güven ve istikrar içinde Türkiye çok
ciddi hamleler yapabilir. Türkiye için altın yıllar olacaktır,
2015-2019 arası.
CHP-MHP İLİŞKİSİ KAYBET-KAYBET
İLİŞKİSİ!
MHP'nin durumunu nasıl görüyorsunuz?
MHP, tabloyu doğru okuyamamakta ısrar ediyor. CHP yakınlaşması
ciddi şekilde erimeye sebep oldu. Tayyip Erdoğan partinin 4-5 puan
üzerine çıktı. Ülkücü kesimden ciddi destek bulduğunu görüyoruz.
Seçim gecesi yüzde 52'yi aşağılayan, küçümseyen, 'rüşvet ve
yolsuzluk kazandı' gibi seçmenin iradesini hafife alan bir yaklaşım
sergilenmesi, bence ters tepecektir. Ben onlara kaybedenler kulübü
diyorum, burada ısrar ettiklerini görüyorum. 30 Mart'taki CHP-MHP
ilişkisi kaybet-kaybet ilişkisiydi. Aynı yöntemleri, aynı tarzı
devam ettirdiler; 10 Ağustos'ta da kaybettiler. Çıkmaz sokakta ne
kadar hızlı gaza basarlarsa, o kadar hızlı duvara tosluyorlar.
Siyasi ve ideolojik travma yaşıyor bu partiler.
CHP'DEN SAĞLIKLI BİR PARTİ
ÇIKMAZ
CHP, seçim sonrası tartışmalar üzerine Olağanüstü
Kurultay'a gidiyor. Size göre 2015'e muhalefet nasıl
giriyor?
Başbakanımız "Yeni Türkiye'de yeni muhalefet olmalı" dedi. Şu anda
muhalefet sorunu doğru algılayamayan, seçim sonucundan ders
çıkaramayan bir durumda. Muhalefetin önünde tehir edilmiş bir
hesaplaşma duruyor. Ciddi bir yapısal dönüşüm geçirmesi gerekiyor.
Bir temsil krizi, ideolojik bir travma yaşıyor. Ciddi bir zemin
kayması ve fikri erozyon var. CHP zaman içinde yönetim değiştirerek
bunları aşmaya çalıştı, olmadı. Popülist bir takım yaklaşımlarla
aşmaya çalıştı, olmadı. 30 Mart'tan önce birtakım farklı
ittifaklarla aşmaya çalıştı, yine beceremedi. Şu anda CHP de MHP de
yapısal bir kriz içinde. Son seçimdeki yakınlaşma ve ittifak bu
krizi daha da derinleştirdi. Liderlerin dizayn ettiği birer siyasi
parti görünümünde oldukları için içinden bir muhalefetin çıkarak bu
anlayışı sorgulaması, dönüşüme tabi tutması da zor görünüyor.
CHP'de bir tarafta Ulusalcı-Kemalist anlayış var. Öbür tarafta ise
tamamen popülist, ideolojik hassasiyetleri, siyasi perspektifleri
flulaşmış, ne olduğu belli olmayan bir anlayış var. Hangisi galip
gelirse gelsin buradan sağlıklı bir siyasi parti çıkacağı
kanaatinde değilim.
PARALEL YAPI İLE İŞ TUTANLAR TOPYEKÜN
KAYBEDİYOR
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve sonrasında Paralel
Yapı'nın gösterdiği ve artarak devam eden olumsuz tavır için ne
diyorsunuz?
Hepsi aynı potaya girdi. Birlikte olduğu partiler de kaybediyor,
bunların izdüşümleri de kaybediyor. Bu bir tarz, bir yaklaşım, eski
Türkiye'nin anlayışı. Bu kirli işbirliğinin, ittifakın, statüko
bloğunun içinde kim varsa topyekun kaybediyorlar. Bunu anlamamakta,
ders çıkarmamakta da çok başarılılar.